Biz ne demiştik: Van’ın güçlü bir lobiye ihtiyacı var!
Haklı çıktık mı? Çıktık...
Van Ekonomi Zirvesi adıyla İstanbul’da düzenlenecekken siyaset kurbanı edilen zirvenin arka planında yaşananlar ile Van’ın ulusal anlamda ne kadar zayıf kaldığını ve cılız bir siyaset ile temsil edildiğini bir kez daha gördük.
‘Van’ın ekonomisini İstanbul’da konuşturacağız’ denilerek yola çıkılan Van Ekonomi Zirvesi 28 Şubat günü tam anlamıyla bir çöküş hikayesine dönerken Van’ın siyaset ve bürokraside Ankara’da da İstanbul’da da neden yerlerde süründüğü de bir kez daha kanıtlanmış oldu.
Van Ekonomi Zirvesi’nin arka plandaki ‘siyasal’ faciadan önce camiadan arkadaşlarımın büyük emekler vererek hazırladığı zirve ile ilgili de bir kaç eleştiri ve tespiti de sunmak istiyorum. Şöyle ki:
-Van Ekonomi Zirvesi İstanbul’dan ziyade ilk teşebbüs olarak Van’da yapılması gerekiyordu. (Bugün Uludağ Ekonomi Zirvesi Bursa’da neden yapılıyorsa Van Zirvesi de o yüzden Van’da yapılmalıdır işte.)
-Zirveye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılacağı varsayımıyla daha sağlam ve bürokrasi anlamında daha ciddi temaslar kurulmalıydı.
-Van milletvekillerine çok bırakılmamalı, birilerinin bu programı kendine mal etmeye çalışması gibi iptale götürecek kadar öne çıkmasına da iltimal verilmemeliydi. Yani siyasetçiler yerine bürokrasisi daha güçlü ve paydaşlarının etkili olduğu isimler bu organizasyonda pay sahibi olmalıydı.
-Van Ekonomi Zirvesi Van’ın ekonomi sıkıntılarını konuşmak için yanlış yerdi. Ha eğer biz ekonomimizdeki sıkıntıları tartışacaksak bunu Van’da tartışıp İstanbul’da Van’da yatırıma davet anlamında bir organizasyon düzenlemek daha makul olacaktı.
-Kim nasıl oluşturdu bilmem ama programın seçim yoğunluğunun yaşandığı bir döneme denk gelmesiyle birlikte aday adayları arasında Ekonomi Zirvesi’nde “Cumhurbaşkanı ile birebir görüşeceksiniz.” Beklentisi yaratıldı. Bu algıyı oluşturanlar zirveyi de etkiledi.
Tüm bunlar olmayınca görüldüğü üzere Van Ekonomi Zirvesi 28 Şubat’ın da yoğunluğu olduğu bir günde İstanbul’da resmen çöktü.
Hoş Van Ekonomi Zirvesi’ne Cumhurbaşkanı’nın gitmemesi Türkiye’de öyle yeri göğü inletecek bir etki bırakmadı ama:
O toplantıda Bekir Kaya’nın konuşturulmadığı yönünde bir tahammülsüzlük gösterildiği söylemleri. Van TSO’nun aynı şekilde saf dışı bırakıldığı şeklindeki haberler o zirvenin gerçekleşmesini değil Ekonomi Zirvesi’nin başında yer alan ‘Van’ doğrudan hedef etti.
Tamamıyla gücünü Van’dan almış Van Valiliği, Van Büyükşehir Belediyesi, Yüzüncü Yıl Üniversitesi, DAKA gibi kurumların paydaşlık ettiği bu ekonomi zirvesinin böylesi küçük siyasal çöküntülerle ‘gündem olamaması’ asıl Van’ın büyük talihsizliği oldu.
Yoksa ekonomi zirvesini bir milletvekillinin iptal ettiğini, ya da belediye başkanı ve Ticaret Odası Başkanının konuşmadığı yönündeki tartışmalar değil Van’ın bir organizasyonu daha yüzüne gözüne bulaştırdığı akıllarda kalacak olan asıl ‘çarpan’ etken olarak kalacaktır.
Aslında bu zirveyi konuşurken dediğim gibi gündemin yoğunluğunu göz ardı etmemiz gerektiği gibi bazı faktörleri de dikkate almak gerekiyordu.
28 Şubat’ın malum yoğunluğu dışında o gün bilindiği gibi PKK lideri Öcalan’ın silah bırakmaya yönelik çağrısı ve hükümet ile HDP’nin ortak açıklaması vardı. Van Ekonomi Zirvesi Haliç’te çöküş yaşarken Türkiye bu çöküşü değil tarihi çağrıyı konuşuyordu.
Küçük bir öngörüyle şunu görebilir oysa:
-Eğer Büyükşehir Belediye Başkanı Bekir Kaya listeden çıkarılmasaydı Cumhurbaşkanı Van Zirvesi’nde tarihi çağrı ile ilgili bir kaç söz edebilir ve Van Ekonomi Zirvesi’nin daha çok konuşulması adına büyük bir hamle yapabilirdi.
-Böyle bir konuşma olmasa bile Van güçlü taleplerle o zirveden kent adına önemli işler koparabilirdi.
-Ekonomide yaşanan sorunlar Cumhurbaşkanın da olduğu toplantıda bakanların da hazır bulunmasıyla irdelenebilir, vergi terkini gibi konularda belki de alternatif söylemlere yer verilebilirdi.
-Yine Cumhurbaşkanı ile Büyükşehir Belediye Başkanı Kaya’nın o toplantıda Van adına bir araya gelmesi bile en kötü haliyle de Van’ın olumlu bir şekilde anılmasını sağlayabilirdi.
Ama ne yapıldı. Van bir kez daha siyaset kurbanı edildi.
Organizasyonun sahibi Orhan Olgun diyor ki: “Büyükşehir Belediye Başkanı Bekir Kaya’nın da Van TSO Başkanı Necdet Takva’nın da konuşmalarını Van Milletvekili Burhan Kayatürk çıkardı.”
Merak ediyorum doğrusu bir milletvekili sakınca olmayacağını bile bile, hele de yetkili isimlerin söylemiyle Cumhurbaşkanının belediye başkanı Kaya’nın konuşmasını istemesine rağmen nasıl bir cürretle o isimleri konuşma listesinden çıkarır?
Söz konusu ifadeler doğrultusunda şu soru oluşuyor: Van’ın kaderiyle oynamak bir milletvekilinin kendini bir adım daha öne çıkarma çabasının nasıl önüne geçer?
Eğer Van Ekonomi Zirvesi, iyisiyle kötüsüyle böyle bir hesaba kurban edilmişse yazık olmuş demektir.
Şöyle durup bakınca İstanbul’da yaşanan o çöküşten sonra Van’ın gerçek anlamda Van’ı toparlayabilecek bakanlara, güçlü siyasetçilere, lider isimlere nasıl da ihtiyaç duyduğu bir kez daha anlaşılıyor değil mi?
Ekonomi Zirvesi’ne Cumhurbaşkanı katılmayınca, Van milletvekillerini sağa sola kaçıştığı anda eğer Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi Van’a sahip çıkıp yine programı idare ediyorsa:
Siyaseten halen Ankara’da etkisiz bir Van
Lobi olarak halen çok zayıf bir Van,
Dernek, STK ve diğer kuruluşlar anlamında etkisiz bir Van,
Ulusal arenada kabuğunu kıramayan bir Van imajı var demektir.
Sadece zirvede belediye başkanının, ticaret odasının konuşmalarının çıkarılmasıyla değil, Cumhurbaşkanının konuşmaması ile değil, katılımcıların az olması ile değil, bu zirvenin polemiklere kurban edilmesi asıl Van adına bir başarısızlık hikayesidir.
Organizasyon adına oluşan bir başarısızlık makul düzeyde sindirilir ama siyasi hesaplar altında kalan bir Van imajı bir talihsizlik ve beceriksizlik ürünüdür.
Bu olayın organizasyonunun zayıflığı değil, olayın bu hale gelmesinin müsebbipleri de kentin kaderiyle oynamış demektir.
O yüzden birileri zirveye çıkaramadığı Van’ı ve Van siyasetini yol yakınken ‘zirvede’ bırakmalıdır.
Aksi halde yerimizde saymaya devam edeceğiz.