“Van büyük şehir oldu peki bizler ne zaman tümüyle bir araya gelip işin içine siyasi bir kelime koymadan Van için büyük işleri konuşuruz?”
Bu sözlerin sahibi VATSO Başkanlığı döneminde efsane olmuş başkan Zahir Kandaşoğlu. Kente dair sevdasından hiçbir şey yitirmeyen Kandaşoğlu, başkanlığı döneminde sesli bir şeklide gündeme getirdiği düşüncelerini artık Twitter’da dile getiriyor.
Bence konuşmanın tam vakti!
Sadece büyükşehir, ilçe belediye başkanlarının değil bu kentteki tüm dinamiklerin artık ‘kış’ uykusundan uyanıp ‘Van’ için bir araya gelmesinin tam zamanı! Şimdi kıyıda köşede saklanmanın, partilerin arka bahçesi olma politikası ile yatmanın vakti değil…
***
Bir başka söylem de seçimden bir süre önce ilginç ifadeler kullanan BDP’nin İpekyolu eşbaşkanı Veysel Keser’e ait. Büyükşehirden bahsederken hatırlayıverdim. Siz hatırlar mısınız bilmem…
“Van’a 2 vali çok Van’ın bir valisi var, oda Bekir Kaya’dır. 31 Mart’ta Van’ın tüm bölgelerinde kantonlarımızı ilan ederek, özgür ve özerk bir şekilde kendimizi yöneteceğiz. 30 Mart’ın zaferi şimdiden halkımıza hayırlı olsun” diye konuşmuştu Veysel Keser.
İki söylemi tek noktada buluşturalım. Evet, yeni büyükşehir yasası aynen Keser’in ifadelerini siyasi anlamda değil ama yönetim anlamında doğrular gibi. Hele hele BDP’nin 14 ilçeden 12 ilçeyi kazanmasıyla birlikte bu söylem tam anlamıyla gerçek oldu. BDP büyükşehir dışında 11 ilçede hüküm sürüyor. Büyükşehir başkanlığı koltuğunda ise Bekir Kaya var.
Kandaşoğlu’nun dediği gibi herkesin artık Van’a tam anlamıyla ‘büyükşehir’ markasını kazandırmak için siyasi kaygılardan uzak bir şekilde bir araya gelmesi gerekiyor.
Kaya’nın en büyük koltukta oturarak kazandığı Büyükşehir Belediye Başkanı makamını adalet ile idare edeceğinden hiç kimsenin şüphesi yok. Bunun ilk örneğini ikinci büyükşehir meclisi toplantısında gördük. İki haftadır devam eden Özel İdare ve diğer kurumlara bağlı taşınmazların daha çok AK Parti’nin kazandığı Tuşba Belediyesi’ne devredilmesi, BDP’li belediyelerin bunlardan daha az faydalanması konusun meclis gündemindeydi. Konu tartışıldı, konuşuldu ve birçok BDP’li başkan sırf bu nedenle Tuşba bütçesinin onaylanmasına karşı çıktı.
Ama Kaya hemen hizmetin başlaması gerektiğini vurgulayarak “Herşeye rağmen evet” dedi ve bütçeyi onaylayıp çalışmaların başlamasını istedi. Bu önemli bir vurgu. Bu noktadan hareketle bile tüm belediyelerde söz sahibi olan Kaya’nın AK Partili belediyelere çok çektireceği çekincesinden kurtulmak mümkün.
O zaman hemen çalışma zamanı. Tam bu noktada önceliklerimizi şöyle sıralamak mümkün:
-Van’ın büyük köy görünümünden kurtulması.
-Trafikteki Ulaşım Koordinasyon Merkezi’nin ivedilikle hayata geçirilmesi ve trafik sorunu daha fazla problem olmadan sorun çözülmesi.
-Kentin ulaşım planının gerekirse sil baştan değiştirilmesi. Özellikle şehir merkezindeki cadde ve sokaklar için yeni bir ulaşım master planı hazırlanması.
-Yarım kalan çok katlı otopark projesi ve bu gibi çalışmaların startını verilmesi
-İmar konusundaki muallakın bir an önce ortadan kaldırılması.
-Göle sınırı olan 3 merkez ilçe belediyesi ile birlikte Van Gölü’nü kirlilikten kurtarma programının acilen devreye konulması.
-Van’ın acı gerçeği otogar projesinin hemen başlaması.
Bu gibi birçok önceliği olması gerekiyor Büyükşehir’in gündeminde.
Büyükşehir olan kentler arasında ‘Büyükşehir’ kavramına en uzak ama potansiyel olarak buna sahip olan en önemli kentlerden biri olan Van’ın bunun için tam 5 yılı var.
***
KENT KİMLİĞİNİ UNUTMAYALIM!
Vali Münir Karaloğlu’nun Van tarihinde unutulmayacak işler yaptığını bir kez daha hatırlatmakta fayda var diye düşünüyorum.
Ne yaptı Vali Karaloğlu. Kentin 1 numaralı mülki amiri olmakla yetinmedi ilçelerde de birşeyler yapmak için çabaladı. Bu kapsamda da Van’ın tüm ilçe kaymakamlarına ve kurum amirlerine “Her ilçede bir festival olacak” talimatı verdi. Van 5 yıl içinde her ilçede festivali olan festival kültürü oturan bir il haline geldi.
Yeni Vali Doğan ile bu gelenek sürer mi bilmem. Ya da ilçe kaymakamlıkları veya kurumları bu noktada inisiyatif alır mı tartışılır…
İşte bu noktada Büyükşehir Başkanı Kaya’nın kent kimliğini kesinlikle gözardı etmemesi gerekiyor. Bu kentin yüzyıllardan bu yana korunan ama hakettiği ölçüde değerlendirilmeyen bir kimliği ve bu kimlik altında yatan yüzlerce güzelliği var.
Kaya tüm ilçerede bu bütünlüğü ve kimliği yansıtacak projeleri hep bir kenarda tutması gerekiyor. Van’ın kent kimliğinin yansıtılması devlet erkânının bürokratik devlet geleneğinin insafına bırakılmamalı.
Gevaş Ermeniler için büyük önem arzeden Akdamar Kilisesi ile, Çatak cevizi, balı, alabalığı ile, Bahçesaray Feqiyê Teyran’ı ile, Muradiye şelalesi,ile diğer ilçeler ise varoldukları potansiyeller ile değerlendirilmeli.
Örneğin ben Gevaş’ın bu şansı yakaladığını düşünüyorum. Vizyonu en geniş başkanlardan biri tarafından yönetilmeye başlanan Gevaş artık adayı kuru kuru pazarlamak ile yetinmemeli. Geçtiğimiz dönemleri büyük bir prestijle ibadete açılan Akdamar Kilisesi’ni kuru kuruya pazarlayan Gevaş bundan çok daha öteye gitmeli. Her ayin döneminde 2-3 hediyelik eşya standı ile kalmamalı Gevaş’ın bu konumu.
Elbette ki Mekke ile kıyaslama gibi bir hadsizliğe düşmek istemiyorum ama dünyadaki insanlar için dini önem taşıyan merkezleri, o merkezlerin bulunduğu ülkeler artık paraya da çevirme peşindeler.
Bakın Arabistan ‘Hacc’ vazifesini yerine getirmek için Arabistan’a giden insanların sırtına çuval çuval hediyelik eşyalar yüklemiyor mu?
Arabistan’a gidip oraya özgü bireyler ile dönmek bir gelenek haline gelmedi mi?
O halde neden Ermeniler de adeta ‘hac’ merkezi olarak geldikleri Van’dan ‘kendilerinin’ diye değerlendirdikleri bu topraklardan buraya özgü bir şeylerle ayrılmasın?
Bu sadece bir örnek…
***
VAN BÜYÜKŞEHİR’İN LOGOSU
Belki şu sıralar akıllardaki en son düşünülecek mesele olarak duruyor ama bence kent kimliğini manevi anlamda tamamlarken Van Büyükşehir’in de resmi kimliğini yansıtan logosunu hemen oluşturması gerekiyor.
Geçtiğimiz yıl belediye bu noktada logo için bir yarışma başlatmış ve Türkiye’nin dört bir yanından gönderilen logolar içinden Van Büyükşehir için bir logo belirleyememişti.
İşte şimdi tam zamanı diye düşünüyorum.
Üstelik logomuz da hazır!
Van Kedisi! Bakınız Melih Gökçek Van Kedisi’nin gözlerini Ankara Büyükşehir logosu yapmak için neler neler yaptı hepimiz iyi biliyoruz! Danıştay’ın reddedilen Atakule Camisi’den oluşan simgenin reddilmesinin ardından Gökçek hemen Van Kedisi’nin gözlerinden oluşan o logoyu Ankara Kedisi diye hazırlatmış ve logo olarak kullanmıştı.
Gökçek’in bu logo mücadelesi devam ediyor ve bu logo sonunda kabul edilecek gibi.
Hal böyle iken Van’ın da kendi değeri olan Van Kedisi ile oluşturulan bir logoyu Van Büyükşehir Belediyesi için hazırlamasının tam vakti geldi diye düşünüyorum.
Belediye hemen Van Kedisi’nden oluşan bir logo için kolları sıvamaya başlamalı bence.