Geçen hafta, dostum ve akrabam olan diş doktorunun kliniğine gittim. Misafir karşılama salonunda otururken, sekreter benim akraba ve defterdar olduğumu bilmediğinden doktora, "Yazar geldi," demiş. Doktor dostum, yanıma gelip tebessüm ederek, "Sekreterim, 'yazar' gelmiş dedi. Ona, hem yazar hem defterdar hem de akrabamdır, dedim," diye esprili bir şekilde anlattı. Bu küçük anekdot beni bir an düşündürdü. Dost meclisinde veya özel ortamlarda "Defterdar" ünvanıyla hitap edilmek yerine "yazar" denilmesinin beni mutlu ettiğini fark ettim. Çünkü "yazar" ünvanı, kendi emeğimle ve çabamla elde ettiğim bir şeydi; "defterdar" ise bir atama sonucunda kazandığım bir ünvandı ancak resmi ortamlarda ünvanların kullanılmasının daha uygun olduğunu da biliyorum.

Yazarlığa ilk adım attığımda, aynı zamanda yazar olan bir meslektaşımla yaptığım bir görüşmede, bana şu anlamlı cümleyi söylemişti: "Emekli defterdar, eski defterdar olur ama emekli yazar ya da eski yazar olmaz." Bu söz beni derinden etkiledi. Resmi ortamların dışında ünvanımla anılmayı pek tercih etmem. Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndaki yeniden yapılanma sonrası, 2 Eylül itibariyle "Defterdar" ünvanım "Hazine ve Maliye Uzmanı" olarak değişti. Şimdi bana "Hazine ve Maliye Uzmanı" mı diyecekler?

Mardin’e ve diğer akrabalarımın bulunduğu şehirlere gittiğimde ismimle hitap edilmesi beni oldukça mutlu ediyor. Adeta kendimi buluyorum. Bizim meslekte, hele yaş aldıkça, memurlar ve dostlar "üstad" demeye başlarlar ki bu bir onurdur. "Üstadlık," derin bir saygıyı temsil eder; çünkü saygıyı hak etmeyen birine "üstad" denmez. Denilse de zorlamayla denir. Yazarlar da belli bir seviyeye ulaştıklarında "üstad" olarak anılırlar.

1970’ lerde Suriye’deki dayılarımı ziyarete gittiğimizde, yaşıtlarımızın büyüklerine yalnızca isimleriyle hitap etmeleri beni şaşırtmıştı. Yabancı filmlerde de sıkça karşılaştığımız bir durum bu büyüklerine resmi ünvanla değil, isimleriyle seslenmek doğal kabul ediliyor.

Sonuç olarak, ünvanlar geçicidir, ancak insanın kendine kattığı değerler kalıcıdır. Yazar olmak, emeğimin ve düşüncelerimin bir ürünü olarak bana huzur veriyor. Bu nedenle, ünvanlardan çok, insanın geride bıraktığı izler ve kattığı değerlerle anılmak bana daha anlamlı geliyor. Ne dersiniz?