Yetkili biri veya anne-baba olarak soru sorarken bazen cevabı olmayan sorular sorarız. Bu nedenle de karşımızdaki kişiyi doğru olmayan cevaplar veya ters cevaplar vermek zorunda bırakırız. Nedir bu cevapsız sorular? Kişinin kusurlu veya hatalı yaptığı davranışı sorgularken neden yaptın, niçin yapmadın, neden geç kaldın gibi cevabı olmayan sorulardır.
Yıllar önce iki yaşındaki kızımın sorduğumuz bazı sorulara cevap olarak "Onun için" demesine gülüp geçiyorduk. Daha sonra verdiği "Onun için" cevabına neden olan sorulara dikkat ettim. Şunu fark ettim ki bu şekilde sorulan soruların mantıklı bir cevabının olamayacağını gördüm. Sorulan sorunun mantıklı cevabı olmayınca da "Onun için" cevabı geliyordu. Mesela bunu neden kırdın: Onun için! Şunu neden attın: Onun için!...
Bu konu beni hep düşündürüyordu. Kızım bu anlamsız sözü niye söylüyordu? Bir süre sonra kızımın bize bilmeden büyük bir ders verdiğinin farkına vardım. Bu derse ne okulda ne ailede ne de başka bir yerde rastladım. Birçok sorun, kavga, geçimsizlik yalan vs. bu tür cevapsız sorulardan kaynaklanır. Bu cevapsız soruları çocuklarımıza, mahiyetimizde çalışanlara yönelttiğimizde onları yalana sevk etmemiz, eşimize yönelttiğimizde ise geçimsizliklere yol açmamız kaçınılmazdır.
Şöyle bir aile düşünün: Kadın, eşine “Gömleği (çorabı vs) neden yere attın” diye sorunca kocanın vereceği cevabı tahmin edin. Bu sorunun düzgün bir cevabı olabilir mi? Olsa olsa “Canım öyle istedi” veya benzer bir ifade ile cevap verilir.
Çocuğun ders çalışmayıp oyun oynadığını görünce neden dersini yapmıyorsun sorusunun cevabı da yukarıdaki cevaba benzer bir cevap olacaktır. Ya da çocuk olduğu için farklı düşük modlu cevaplar.
Diğer bir örnek; müdür/patron olmanız durumunda: Geç kalan personele (mazeretsiz) “Neden geç kaldın?” sorusuna sizin tutumunuza göre cevap verecektir. Bunun genel olarak doğru olmayan bir cevap olması muhtemeldir.
Şu halde ister çocuklarımıza, ister çalışanlarımıza, ister arkadaşlarımıza veya eşimize olumsuz eylemlerinden dolayı soru sorarken cevabı verilebilecek soruları sormalıyız. Aksi takdirde "Onun için" diyemeyeceklerinden yalan veya ters cevap vermek zorunda bırakacağımızı hesap etmeliyiz.
Mesela birinci örnekteki olayda eşe: Gömleğini neden yere attın yerine “Canım gömleğini yerde görürken üzülüyorum.” demek…İkinci örnekteki çocuğa: “Yavrum, oyunu çok sürdürme yoksa dersini yapacak vaktin kalmaz. Sonra öğretmenini üzersin,” demek..
Ben bu konuyu bir uzman olarak yazmadım. Ancak otuz altı yıllık bir eş, üç çocuk büyüten bir baba ve otuz yılı aşkın özel ve kamu sektörü yöneticisi olarak deneyimlerimden yapmış olduğum çıkarsamaların bir sonucu olarak yazdım.
Anne, baba, öğretmen ya da bir yönetici olarak bu şekilde davranmamız hem bizi hem de muhataplarımızı mutlu edecektir.