Bugün, yargıları bir kenara bırakıp, kalbimi açıyorum. Çünkü biliyorum ki, yargılamak bizi bağlar, empati ise özgürleştirir. Sosyal medyanın yarattığı 'beğeni' ve 'yorum' kültürü, bizi sürekli bir karşılaştırma ve değerlendirme döngüsüne sokuyor. Sosyal Yargı Kuramı da bize, bir kez bir fikre karar verdiğimizde, farklı görüşlere kapalı hale geldiğimizi söylüyor. Bu durum, hem kendimiz hem de çevremiz için bir hapishaneye dönüşebilir. Tıpkı yıkılan bir duvarın, arkasındaki basınçtan dolayı yıkıldığı gibi, yargılarımız da genellikle dışarıdan gelen baskılar ve ön yargılarla şekillenir.

Yargılamak, sadece ilişkileri zedelemekle kalmaz, aynı zamanda kendi mutluluğumuzun da önünde bir engeldir. Çünkü sürekli başkalarını suçlamak yerine, kendi eksikliklerimizi görmekte zorlanırız. Empati kurarak, başkalarının hikâyelerini anlamaya çalışmak bu döngüyü kırabilir. Bugün, birinin farklı bir görüşe sahip olduğunu gördüğümde, onun yerine kendimi koymaya çalışacağım. Belki de onun bu düşüncesinin bir nedeni vardır.

Hadi bugün hep birlikte, yargılamayı bırakıp, dünyayı daha sevgi dolu bir yer haline getirmeye karar verelim. Unutmayalım ki, her birimiz farklıyız ve bu farklılıklar bizi zenginleştirir.