Bu köşe ile okurların karşısına çıktığımızda, her hafta, bu kentin önemli konularının yorumlanması ve kentin röntgeninin çekilmesi konusunda yazacağımızı söylemiştik.
Kalemimiz tuttuğunca, klavyemiz yazdığınca, dilimiz döndüğünce Van’ın dertlerini, sorunlarını aktarmaya çaba gösteriyoruz.
Röntgen çekip detaylı tahlilleri ortaya koyup gerekeni tartışıyoruz.
Şimdiye kadar böyle yaptık.
Bundan sonra da böyle olacak.
Haftanın röntgenini çekmeye devam…
Aslına bakarsanız bu hafta yazmayı düşündüğüm konu Van’ın saplanıp kaldığı ve son zamanlarda iyice sulanan sosyal medya ortamı idi.
Tam yazarken Vali Murat Zorluoğlu başkanlığında yapılan önemli toplantının detayları geldi.
Şehrivan ekibinin hazırladığı habere köşeyi yazmadan önce şöyle bir göz atıverdim.
Vali Zorluoğlu belli eğitimde gerçekten işi sıkı tutuyor.
Van’a atandığından bu yana yapılan çok sayıda toplantıdan biri daha dün gerçekleşti.
Anlayacağınız Van’da eğitim sadece öyle bir toplantı ile konuşulup geçilmeyecek kadar ciddiye alınıyor.
Bizim daha önce söylemekten dilimizde tüy bittiği o cümleyi Vali de sık sık söylüyor.
“Van’ın eğitimde 75-76’ıncı sırada olması kabul edilemez”
Vallahi de kabul edilemez.
Van gibi bir kentin her yıl Türkiye’nin son 5 son 10 kenti arasında yer alması yakışmıyor.
Ve ilk kez bu kadar detaylı ele alınıyor.
Bakın Vali Zorluoğlu çok ince detaylara dokunuyor.
Sadece kaymakamlıkları, eğitimi değil muhtarları da işin içine koyuyor.
Bu yıl Valilik ve Büyükşehir’i kattığı gibi.
Yani Eğitim artık sadece milli eğitim eliyle yürümüyor.
Herkes eğitim için seferber olmalı.
Bu noktada okullarda güvenliğin artırılması…
En önemli adımlardan biri…
Müthiş bir adım.
Son zamanlarda okullar etrafında satışı her geçen gün biraz daha çok artan uyuşturucu maddeleri ve diğer sorunlar büyük bir bela olarak kentin önündeydi.
Küçücük yavrular daha çocuk yaşta eğitim yuvasının etrafını saran örümcek ağlarına takılıp kalıyorlar…
Bu noktada okulların kameralar ile donatılması,
Güvenlik görevlileri ile gözetim altında tutulması,
Oldukça önemli adımlar.
Yani sadece öğretmen atamakla, sınıfları doldurmak ile iyi bir eğitim atağı yakalayamayacağımız aşikar.
Bu işin türlü boyutları var.
Sayın Vali’nin olayı bu yönleriyle masaya yatırması çok önemli.
Onun da dediği gibi bu iş herkesin meselesi.
O yüzden herkesin taşın altına elini koyması gerekiyor.
Bu noktada velilere de önemli görevler düşüyor.
Valilik, Belediye, Milli Eğitim eliyle önemli adımlar atılıyor.
Ama yeterli değil.
Güvenlik sağlansa da, modern binalar yapılsa da, eğitim kadar işin bir de öğretim boyutu dokunulmayı bekliyor.
Veliler…
Anneler…
Babalar…
Sizlere önemli bir çağrım var.
Okula gönderdiğiniz çocuklarınızın durumunu elden bırakmayın.
Okula gönderdim, işim bitti demeyin.
Bakınız kendi kulaklarım ile duyuyorum, bizatihi öğrencilerden işitiyorum.
O iyi bir eğitim-öğretim alacak diye okula gönderdiğiniz çocuklar bazen okula boş gidip boş gelebiliyor.
Sorgulayın, ne öğrendiğini, ne öğrenmediğini takip edin.
Geçtiğimiz günlerde dinlediğim bir öğrenci diyor ki:
“Öğretmenimiz derse geliyor. Bir defteri sınıfta bir arkadaşımıza veriyor. Sonra defterdekileri tahtaya yazdırıyor. Biz de onu defterimize yazıyoruz. Öğretmenimiz de ders bitene kadar telefonu ile uğraşıyor.”
Yani ortada bir bilgi aktarımı yok!
Duruma bakar mısınız?
Bunu bizim, sizin, hepimizin çocuklarına yapıyorlar?
İşte buna izin vermeyin.
Okula gönderdiğiniz çocuğa canı sıkılıyor diye haftada 4-5 film izletip eve yollayan öğretmenden gidip hesabını sorun.
Eğitim kurumu kutsal bir kurum.
O kutsal mesleği kirletenlerin geleceğimizi kirletmesine izin vermeyin.
Devlet eliyle iyice yoğunlaşan çalışmalardan bize düşen pay da bu işte.
Bunda da iş bizlere düşüyor.
Malum…
Eğitim şart!