Bir günlük aranın ardından ‘siyasi’ meselelere devam ediyoruz.

 

Önceki günkü yazımda da belirttiğim üzere kişisel tartışmalara girmek isteyeceğim en son şey ama bazen de haddini aşanlara da dur demek gerekiyor. Zira kimsenin bir gazetenin veya yazarın kişisel görüşlerine veya yazdıklarına müdahale etme hele hele yorum ve değerlendirmelerin değerlendirmesini yapmaya hakkı yok.

 

Böyle yapılırsa mevzu Nasreddin Hoca’nın tavuğun suyunun suyu meselesi döner. Bir yazarın başkasının fikrini belirttiği yazısıüzerinde ‘siyaset’ yapmasını pek de etik bulmuyorum. Üstelik adaylar kesin olarak ilan edilene kadar dilediğimiz kadar yorum yapmakta ve bu değişebilir ortamda değerlendirmelerde bulunmakta özgürüz. Bizim de diğer gazeteciler gibi görevimiz kulislerde konuşulan bu isimleri aktarmaktır. O yüzden işin ‘suyunu’ çıkaranlarla fazlaca muhattap olmadan devam edelim…

 

***

 

AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın özellikle büyükşehirlerde belediye başkan adaylıklarına ‘bakan’ adayı ile gidebilecekleri yönünde yeşil ışık yapması hafif tempoyla seyreden seçim havasını biraz hareketlendirdi.

 

Başbakan’ın da ismini telafuz ettiği Van ve Şanlıurfa gibi bölgelere ‘bakan’ aday gösterilebileceği konusu yerli veya ithal belediye başkanı aday adaylarını biraz ürtümüş olsa da yine de bu konuda kesin karar verilmemiş olması adaylar için umut vaad ediyor.

 

Üstelik, AK Parti’nun özellikle Doğu ve Güneydoğu’da tongaya düşme gibi bir niyeti yok. Geçtiğimiz günkü açıklamalarına bakılırsa Doğu Anadolu’daki teşkilatlarda neler döndüğünü başbakan da genel merkez de aslında çok iyi biliyor.

 

Hal böyle olunca şu sıralar son gaz devam edilen kamuoyu yoklamaları AK Parti için büyük bir önem arz ediyor. Bilmem farkına vardınız mı ama Van başta olmak üzere kritik büyükşehirlerde öyle kamuoyu yoklamaları, yapılıyor öyle isimler soruluyor ki evlere şenlik. Zaten zaman zaman da bu isimlerin adaylık ihtimalleri üzerinde konuşuyor ben bu isimlerle ilgili değerlendirmeleri kendimce sizlere sunmaya çalışıyorum.

 

Fakat adaylarla ilgili konuşmamıza şöyle bir ara verip AK Parti’de şu sıralar yaşanan yeni bir hareketliliğe değinmek gerekiyor.

 

Ak Parti geçtiğimiz günlerde önemli bir MYK’sını gerçekleştirdi. Tamamı ile yerel seçim odaklı yapılan bu MYK bir nevi yerel seçimin başlatılması anlamını taşıyordu. Aynı MYK önümüzdeki günlerde ikinci bir kez toplanacak ve seçim takvimi ve diğer çalışmalar için tam yetkiyi alacak MYK’nın ardından Ak Parti’de büyük bir hareketlilik bekleniyor.

 

“Nasıl?” derseniz: Başbakan Erdoğan, Ekim ayı içerisinde hangi bakanın veya vekilin hangi büyükşehirde aday olacağına karar verdikten sonra yine Ekim veya Kasım ayı içerisinde büyük bir revizyona girecek. Bir çok bakanın görev süresinin de biteceği ve yerel seçim hazırlıklarına daha kapsamlı çalışmaları için yapılacak bu taktik ile neredeyse 10-15 bakanın bakan koltuğunun boşalacağı düşünülüyor.

 

Üstelik sadece belediye başkan adayı değil bir çok bakanın da değişeceği yönündeki tahminler oldukça ağır basıyor.

 

***

 

REVİZYON KİMLERİ KOLTUĞUNDAN EDECEK?

 

Gelgelelim bakanlık mevzusuna.

 

Hatırlayanlar bilir Ak Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan Ocak ayında kabinede yine mini bir revizyon yapmış halk genelinde kabul germeyen bakanlarda değişiklikler yapmıştı.

 

O dönem bakanların büyükşehir belediyelerine adaylıkları konusu fazla ağır da basmamasına rağmen kabine değişikliği öncesi Kürt kökenli birkaç bakanda da değişiklik bekleniyordu.

 

Örneğin Doğu’lu vekillerden Cevdet Yılmaz, Mehdi Eker ve Mehmet Şimşek’in değişeceği ihtimali oldukça yüksek görülüyordu. Üstelik Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın yerine de yüksek sesle AK Parti Van Milletvekili Barhan Kayatürk’ün getirileceği iddiaları da somut bir şekilde dilden dile dolaşıyordu. Hatta bu konu ulusal birkaç yazar tarafından da kaleme alınarak işlendi.

 

Şimdi kabinede yeni bir revizyonun konuşulduğu şu günlerde aynı bakanlık ve aynı değişiklik için Burhan Kayatürk yeniden gündemde. Cevdet Yılmaz’ın Kalkınma Bakanlığı’ndan alınıp yerine Kayatürk oturtulabilir. Geçen dönem beklenilen büyük değişim olmadı ama bu kez büyük bir değişim ihtimali çok yüksek!

 

Üstelik yukarıda adı geçen üç bakanın da büyükşehirlere aday gösterileceği de düşünüldüğünde Başbakan Erdoğan’ın yerlerine yine tanınan ve bilinen Kürt vekilleri bakan olarak atayacağı da akla uygun.

 

***

 

NEDEN KAYATÜRK?

 

Peki, şöyle bir durup düşünelim Başbakan Erdoğan, neden Kayatürk’ü o bakanlığına oturtsun?

 

Kayatürk’ün 1 numara olarak Van’a gelip bir ‘Çelik’ kadar ses getirememesi dışında Kayatürk’ün bakan olmamasının önünde aslında hiç bir engel yok.

 

Vanlı vekil bir kere Erdoğan’ın yurt dışı gezilerinin ve Avrupa görüşmelerinin değişmez isimleri arasında yer alıyor. Yıllardır ticari ilişkiler sonrasında kazanılan takdir ve saygıya beraber gittikleri bir Burhan Kayatürk ile gittikleri bir Pakistan ziyaretinde şahit olan Erdoğan bu ilgiden oldukça etkilenmiş ve bunu Kayatürk’e de söylemişti.

 

Yine Kayatürk, Van’dan önce Türkiye’nin dört bir yanındaki ticari yatırımları ve bu konudaki uzmanlığı ile bu anlamda da Erdoğan’ı etkilemiş bir isim. Buna bir de Ankarada’ki siyasi çevresi Van’daki TekstilKent ve benzeri yatırımlar için çabadığı emekler ve uğraşlar eklenince Kayatürk’ün iki yıl sonraki seçime kadar ‘Kalkınma Bakanlığı’ koltuğunu Kayatürk vermesi neden gerçek olmasın ki?

 

Bence düşünülebilir ve hatta uygulanabilir.

 

Bir bakan Van gibi yeni büyükşehir olan bir kent ve yatırımlar konusunda daha çok şeye ihtiyacı olan bir il için büyük bir fırsat. Hele de bu bakanlığın adı ‘Kalkınma’ olunca inanıyorum ki bir işareti ile Van’a milyarlarca yatırımın akmasına öncü olabilecek bir görevin Kayatürk’e verilmesi Van’ı ihya edecetir.

 

Zira biz bir bakanın eksikliğini 2011 yılında yaşanan deprem felaketinden sonra fazlasıyla yaşamadık mı? Her ne kadar Van bakanların Ankara’dan çok uğradığı bir memleket olduysa da bir bakan olsaydı işler daha tıkırında yürümez miydi?

 

En basitinden şöyle durup baktığınızda deprem sonrası Van’ın bir bakanı olmuş olsaydı esnafın vergi, SSK primleri ve borçları ertelenme yerine toptan silinebilirdi.

 

Esnafa verilen KOSGEB kredileri belki de sonraki süreçte yaşanan sıkıntılar göz önüne alınarak yeniden ertelenebilir hatta esnaftan geri alınmayabilirdi.

 

Deprem sonrası hızlı bir kalkınmaya giren Van, bir bakan olsaydı daha çok projeleri daha hızlı meclisten gecirip Van’ı gerçek bir ‘cazibe’ merkezi yapabilirdi.

 

Daha bunun gibi bir çok fırsat bir bakan olması dahilinde Van yanıbaşında duracaktı.

 

Eee… “Kim istemez ki Van’ın bir bakanı olmasını” diye düşünmeden edemiyoruz haliyle.

 

Partisi ve görüşü bir kenara bırakıldığında Kayatürk’ün isminin anılmaya başlanmasından itibaren desteklenmesi ve arkasında durulması fena mı olur? Her ne kadar ‘farklı’ mevzulardan dolayı yerelde adından istendiği gibi söz ettirmese de Ankara merkezli düşünüldüğünde ve deprem sonraki süreçte bakanlık nezdinde kolaylık çözülen mevzulardaki katkısı dikkata alındığında Kayatürk o koltuğu hakediyor sanki.

 

Büyükşehir ünvanı kazanan deprem sonrası yatırımlarla toparlanan Van’a bir de bakan verilirse ‘nur ala nur’ olur, tadından yenmez!

 

Önümüzdeki ayki kabinede Vanlı bir bakan görmek dileğiyle. Şansımız bol olsun!