Jim Jarmusch’un yönettiği İçerdekiler filminde bir sahne var.
Ormanda kaybolan karakterler harıl harıl yolu bulmaya çalışır. Bu çıkmazdan kurtulmaya çalışan karakterler harap olmuş bir şekilde nihayet yolu bulur.
O yolu bulduktan hemen sonra ekipte yer alan Tom Waits yolu görür görmez hayranlıkla bir haykırışta bulunur:
“Medeniyet!”
Dillerimize pelesenk olmuş “Yol medeniyettir” sözü ile tam uyumlu bir tepki.
Hatta son 20 yılda Türkiye’nin yol üzerinden yürütülen çalışmalarının da en önemli mottosu bu.
Ak Parti hükümeti döneminde hayata geçirilen en önemli ve çarpıcı yatırım elbette ki yol.
20 yılda yollar, köprüler, tren yolları gibi ‘yol’ yatırımları ülkeyi çok farklı bir noktaya taşıdı.
Burası muhakkak.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da bunun üzerinden ilerledi hep.
Tüm yatırımlarda yolun önemini vurguladı.
Geçtiğimiz yıllarda Gebze-İzmit otoyolunun açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan benzer fikri destekleyen ifadeler kullanmıştı: “Yol medeniyettir, yolları olmayan ülkeyseniz medeni olmaktan bahsedemezsiniz.”
Mesele tam da bu işte.
Biz Doğu ve Güneydoğu illerinin uzun yıllardır dezavantajlı ve gelişmemiş iller arasında sıralanmamızın temel sebebi yoldan uzak, gönülden ırak olmamızdır.
Yol sizi cazibe merkezi alanlara, ticaret yollarına, üreten ve tüketen şehirlere bağlamıyorsa kusura bakmayın “Ben gelişeceğim” demenizin hiçbir anlamı yoktur.
Almak, satmak, kazanmak, tüketmek için ulaşmak gerekiyor.
Bir medeniyet varsa o medeniyete uzanmak için yolların sizi bağlaması gerekiyor.
İşte bu yüzden yol medeniyettir.
Van’ın da uzun yıllar eksik kaldığı şeylerden birisi yol işte.
Vakti zamanında Cumhuriyet ve Kazım Karabekir gibi caddeler inşa edilmiş.
Van bu caddelerle sınırlı kalmış.
30 yıla yakın bir süre önce Şabaniye Caddesi gibi bir cadde açılmaya çalışılmış.
Onun da alt yapısı, üst yapısı falan ancak 2010 yılından sonra bitmiş.
O gün bugündür Van yeni bir yol, cadde görmemiş.
Sıkışmış da sıkışmış.
Sonra Çevre Yolu da sarkmış.
On yılı aşkın süredir sürüncemede kalmış.
Bitmemiş işte.
Bu ulusal anlamda da böyleydi.
Yıllarca Van doğru düzgün bağlanamadı birçok yere.
Daha doğrusu bağlantı vardı ama hep zayıftı.
Tek şeritli yollar, sayısı az uçuşlar falan derken hareketlilik az kaldı.
İletişim ve ulaşım zayıf oldu.
Bu da bizi gelişen ve gelişmekte olan illerden de gelişmelerden de uzak kaldı.
Ülkenin en doğusundayız.
Zaten çok uzaktayız.
Yollar da bizi uzak kılınca böyle oluyor işte.
Neticesi Türkiye sıralamalarında her seferinde 70’ten sonra konumlandırılıyorsunuz.
Bunlardan kurtulmanın ve şehirdeki keşmekeşi bitirmenin en önemli çözümü ‘yol’dur.
Şehir yıllardır Çevre Yolu bitsin diyorsa.
Yeni caddeler açılsın istiyorsa.
Daha iyi yollara kavuşsun istiyorsa.
Havayolu ağını genişletmek istiyorsa.
Tren ağları kurulsun istiyorsa…
Hepsinin sebebi aynıdır.
Gelişmek ve medeniyete ulaşmak.
Bu kentin yeni yollara, yeni ufuklara ihtiyacı var.
O yüzden 30 yıl sonra açılan Hatuniye Caddesi’nin, önümüzdeki aylarda ya da yıllarda bitmesini beklediğimiz Çevre Yolu’na ve diğer tüm yollara çok ihtiyacımız var.
Bence yollara saksı döşemek, söküp yeniden yapmak, yıkıp tekradan yapmak yerine yeni yol açmak bu kente yapılacak en hayırlı iş.
Yöneticilerimizin bunu bilip buna göre hareket etmesi makuldür.
Olması gerekendir.
Ricamız da beklentimiz de budur.
Arz ederiz.