6 Şubat’ta Kahramanmaraş ve 10 ili etkileyen deprem bize çok şey öğretti.
Ne kadar kalıcı olur bilmem.
Ama deprem gerçeğine bakışımızın eskisi gibi olmayacağı, olmaması gerektiği konusundaki derslerimiz çok fazla.
Zira bu deprem, depremin tanımlanması gerçeği başta olmak üzere geçmişte yaşadığımız diğer tüm felaketlerinden farklı ve çarpıcı oldu.
Yapı stokundan depreme hazırlıklı olmaya, yaşam alanlarının oluşturulmasından tedbirler almaya kadar çok önemli konular konuşmaya, tartışmaya başlamalı ve önlemler almalıyız.
Artık öyle eskisi gibi “Oldu bitti” deyip kaldığı yerden yaşamaya devam etmemek gerekiyor mesela…
“Bir deprem oldu, bir daha olmaz” deyip aynı binalarda, aynı bölgelerde yaşamamak gerekiyor.
Ya da deprem gerçeğini bilerek bir yapılaşma hazırlamak gerekiyor.
Bunlar bizim gördüğümüz ve ibret almamız gereken konular.
Daha çok şey öğrendik.
Çok şeyin farkına vardık.
Fakat bu süreçte bir de hatırladığımız gerçeklikler var.
Bu ülkenin her afette, her zorlukta hatırladığı bir şey:
İNSANLIK
Depremin acısı, sarsıntısı, feryadı, figanı…
Bunlar elbette altından kalkılamayacak şeyler.
Zor ve tarifi zor.
Ve biliyoruz ki tüm bu zorlukların üstesinden sadece ve sadece bir olarak, birlikte mücadele ederek gelebiliriz.
Gerek insan olarak gerek toplum olarak bizlerin bu dayanışma ruhu içinde olması bu acılar ile başa çıkmamızın en önemli tarafı olur.
Öbür türlü.
İnsanın acısını unutması, yaşananları atlatması o kadar zor ki.
Van depremini hatırlayın.
O koca yıkımdan, o koca kayıplardan nasıl sıyrılabildik?
Türkiye’nin Van için tek yürek olması ile…
Arada olumsuzluklar duymadık mı?
Görmedik mi?
Yaşamadık mı sanki?
Ama her şeye rağmen insanların bizim için kenetlenmesi unutmadığımız en önemli güzellik oldu.
Şimdi Kahramanmaraş için daha büyük bir birliktelik oluştu.
Hani diyoruz ya bu deprem ülke tarihimizin en büyük felaketi diye.
Ama şunu da söyleyebiliyoruz.
Bu felaket ülke tarihinin en önemli birlikteliğini, dayanışmasını ve yardımlaşmasını ortaya koymamızı sağladı.
Bu deprem insanlığımızın çok ileri boyutlarda ortaya konulmasını gösterdi.
İnsanlık öne çıktı.
İnsanlık önem kazandı.
İnsanlığın kıymeti anlaşıldı.
Ve ortaya o kadar güzel manzaralar çıktı ki…
Herkes o kadar cansiperane çalıştı ki.
Gönüller o kadar bir oldu ki.
Yardımlar o kadar büyüdü ki…
İnsanlar bir depremin acısına ağladı…
Bir yardımlaşma ve dayanışmanın büyüklüğüne.
Göz yaşlarının sel olması için o kadar çok sebebimiz vardı ki…
Neye yanacağız, neye ağlayacağız bilemedik.
Dedim ya çok şey öğrendik, çok şey hatırladık.
Ama bunları unutmamak esas mesele.
Öğrenmemiz gerekenler çok açık.
Ama hatırladıklarımız da öyle.
Bunlar bizim daha büyük felaketler yaşamamız için hep aklımızda kalanlar olsun.
Bu gözyaşları, bu dayanışma, bu insanlık unutulmasın.
Çünkü kolay olmuyor…
Kolay bulunmuyor.
Bu güzelliğe, bu insanlığa sahip çıkalım.
Bizim için çok önemli…
Ve çok kıymetli