Birisi, oğluna şöyle öğüt verdi; “Oğlum; saygın ve değerli biri olmak istersen, akıllı insanların öğütlerine kulak ver. Senden zayıf ve küçüklere eziyet etme. Bir gün senden büyüğü gelir; o da sana eziyet eder.” Hey aklı kıt kurt; günün birinde bir kaplanın karşına çıkıp seni paramparça etmesinden korkmuyor musun hiç! (Sadi)
Hayat dönme dolap gibidir. Kâh yukarıdasın kâh aşağıda. Yukarıdayken adam gibi davran ki aşağıya inince bakmaya yüzün olsun. Ne yazık ki yukarıya odaklanınca etrafımızda çember oluşturan dalkavukluklar sebebiyle, aşağıdan gelen sesleri duymuyoruz.
Kadim dostum Dr. İbrahim Tolkun’un ailemize çok iyilikleri dokunmuş ve hâlâ dokunmaktadır. Bir şey yapacağı zaman şöyle derdi: Müdür Bey, hayat iki yönlü merdiven gibidir. Biri çıkarken diğeri iner. Gücümüz varken dostlarımıza iyilik edelim. Bir baktınız merdivenin inen tarafındayız. O takdirde siz yardım edersiniz. Bunu söylerken uzun vadede karşılık bekleyerek iyilik yapmayı kast etmiyordu. İnsan iyilik yapma kudretinde ise beklemeden diğer bir ifade ile istenilmeden elinden geleni yapmalı. Aksi takdirde etrafa duyarsız kalıp yardım istemek zorunda bırakıldıktan sonra yapılan yardımın bir değeri olmaz.
Bugün haberlerde bir depremzede ile yapılan röportajda depremzede şöyle diyordu: "Çorba dağıtılıyor. Elimi uzatıp çorbayı alınca çok utanıyorum çünkü ömrüm boyunca hiç kimseye muhtaç olmadım, hiç kimseden bir şey talep etmedim. Ne var ki mal varlığım tuzla buz oldu. İnsanlara yardım ederken yardım edilecek hale geldim".
Düşmez, kalkmaz bir Allah!
Bu atasözü de aynı şeyleri ifade ediyor. Her an hepimizin başına olumsuz şeyler gelebilir. İnsanlar belirli bir mevki, makam ve maddiyat sahibi olunca kendi ile gururlanır, kibirlenir. Hâlbuki ayette şu uyarı yapılıyor: Yeryüzünde böbürlenerek dolaşma! Çünkü sen, ne yeri yarabilir ne de boyca dağlara ulaşabilirsin. (İsra Suresi 37. Ayet)
“Ne oldum?” dememeli “Ne olacağım?” demeli ve yaşamımızı bu doğrultuda sürdürmeliyiz. Unutmayalım ki varlıklıyken yoksul, sağlıklı iken hasta, emir verirken emir alan konuma düşebiliriz.
Ya Rab, bizi nefsimizle baş başa bırakma. “…Çünkü nefs, Rabbimin merhamet ettiği durumlar hariç, olanca gücüyle kötülüğü emreder. Şüphesiz, benim Rabbim, bağışlayandır, esirgeyendir." (Yusuf Suresi 53. Ayet)