Velilerin ve öğrencilerin heyecanla beklediği tatil geldi. Buradaki heyecan kısa sureli olacaktır ve devamında hem öğrencilere hem de velilere yeni sorumluluklar yüklenilecektir. Okula ilk başlanılan gün ne kadar heyecanlı olunuyorsa aynı heyecanı tatil dönemlerin başında da yaşanılıyor. Okulun verdiği sorumluluk ve sürekli çalışma disiplini bir noktadan sonra çocukları çok yoracaktır, bu da çocuklar için tatilin gelmesi bir kurtuluşmuş gibi görülmesine sebebiyet vermektedir. Bu tatil dönemi, çoğu öğrenci tarafından içinde okul, ödev ya da sınav olmayan iki haftalık “boş zaman dilimi” olarak algılansa da kişinin hem şimdiki hem de gelecek hayatının daha güzel olabilmesi için “boş zaman” dilimlerinin bile çok iyi değerlendirilmesi gerekir. Okula dönüş zamanlarında yapılamayan tekrarlar ve unutulan konular yeni bilgiler edinilmesinin önünde büyük bir engel teşkil edebilmektedir. Tatil dönemine giren öğrencilerimize ve velilerimize “Sömestri tatilini nasıl değerlendirmeliyiz?”, “Sömestri, sadece tatil ile geçirilecek bir zaman mı olmalı?”, “İkinci döneme hazırlık yapmalı mıyız?”, “Karneleri nasıl yorumlamalıyız?”, ‘’Arkadaş faktörü gene olacak mı?’’ konularıyla ilgili olarak küçük hatırlatmalarda ve önerilerde bulunmak istiyorum. Faydalı olup alamayacağı da muhataplarımızın geri dönütlerinde arayacağız.
Anne ve babalara yarıyıl tatili önerileri: Burada ilk önerilerimiz işin önemli kısmında yer edinen velilere olacaktır. Dönem boyunca okul ve ev arasında mekik dokuyan ebeveynlerin bu saatten sonra işin merkezinde olacağını unutmamalıyız. Burada dönem boyunca okula gelip verilen eğitimi beğenmeyen, öğretmene ve okul idaresine sert çıkan velilerimizi de es geçmek istemiyorum onlar için de birkaç yapıcı eleştirim olacaktır. Anne baba olarak çocuğunuzu, önce sizin çocuğunuz olduğu için koşulsuz sevdiğinizi gösterin. Sevginizi akademik başarılarıyla koşullamayın. Notların şu olursa ya da şu belgeyi alırsan sana şunu alacağım deyip çocuğu gerekli strese sokmayın. Getirilen karnede kendinizden bir pay çıkarıp bu konuyu ilk başta tek başınıza bir değerlendirmesini yapın. Öncelikle bu dönemde okul konusunu bir kenara bırakın. Diğer yeteneklerini ve becerilerini ön plana çıkararak onla gurur duyduğunuz gösterin. Örneğin çocuğunuz çok iyi bir sporcudur; çok iyi yüzüyor olabilir. Aile ziyaretlerine gittiğinizde, misafirleriniz geldiğinde çocuğunuzun okul başarısı yerine, ne kadar iyi yüzdüğünden bahsedebilirsiniz. Mutlaka evinize gelen komşunuz, özellikle çocuğu olan komşunuz bir şekilde konuyu karneye getirecektir, burada her ne olursa olsun kıyaslamaya yer verilmeyecek şekilde konuyu dağıtmaya bakın. Çocuğunuzun yeteneklerini farkında olup konuyu bunun çevresinde gelişmesine olanak sunun. Eğer henüz çocuğunuzun bir yeteneğini keşfetmediyseniz, yeteneklerini keşfetmek için çeşitli hobi kurslarına gönderin. Bu hem çocuğun sosyalleşmesine, hem de öz güveninin yükselmesine yardımcı olacaktır. Burada şu eleştiriyi çok rahatlıkla duyabiliyorum; ‘’Ben Van’ın bilmem hangi köyündeyim, çocuğumu hangi kursa göndereceğim? Hangi kurstan bahsediyorsunuz?’’ Kesinlikle haklısınız ama haklı olmak bizi bu işten sıyırmaya sebebiyet vermesin. Köyde de çocuklar için gerekli ortamlar ve imkanlar sağlanılabilir. Çocuk ahıra gidip babasına yardım edebilir ya da annesine mutfakta yardım edebilir, dışarıya çıkıp kar temizlemeye yardımcı olabilir ya da arkadaşlarıyla uygun bir yerde kayak yapabilir. Bunları daha da çoğaltabiliriz. Gelelim yarıyıl karnesine işte bütün bu söylediklerimden sonra karne konusunda neler yapılması gerekir tahmin edebilirsiniz. Aslında karneyi anne babalar alır. Çocuğunuz karnesi kötüyse çocuğunuzu korkutmayın. Zaten utanarak karnesini size getiren çocuğu, birde siz aşağılarsanız başarısızlığı kabullenir ve derslerini düzeltmek için hiçbir çaba harcamaz. Bu nedenle çocuğunuz karnesini getirdiğinde ders notları düşükte olsa, ona sarılıp, öpün ve ne olursa olsun sizin küçük kızınız, biricik oğlunuz olduğunu hissettirin. Notları düşük olduğu dersleri gülümsemeyle anlatın ve artık ikinci dönem biraz daha fazla çalışarak düzeltirsin diyerek moral verin. Ben sana güveniyorum ikinci dönem daha güzel olacak, daha başarılı olacaksın gibi sözlerle yüreklendirin ve inandığınızı gösterin. Eğer özel desteğe ihtiyacı varsa tatil süresince fazla sıkmadan, bir özel öğretmenden destek alabilirsiniz. Burada sizlere çok farazi gözüken öneriler olabilir ama bunlardan herhangi birisini yapmak sizlere kalmıştır. Karnesi çok çok iyi olan öğrenci her zaman çalışkan değildir ya da tam tersi karnesi çok çok kötü olan çocuklarda tembel değildir. Bunun örnekleri her vakit bir ders niteliğinde karşımıza çıkmaktadır.
Çocuklarımızın tatil suresince yapabileceklerini şöyle sıralayabilir: Canımız çocuklarımız, Sizi sizden daha iyi kimse tanımaz. Neler yapabileceğinizi, ahaliden ziyade en iyi sizler biliyorsunuzdur. Eksiklerinizi nasıl düzelteceğinizi ya da tatilinizi nasıl geçireceğinizi en iyi şekilde siz planlayabilirsiniz. Burada sizlere bir büyüğünüz olarak benim de birkaç önerim olacaktır.
1-) İlk yapmanızı isteyeceğim şey, bir iki gün kafanızı dinlendirin ve bu süreçte eksiklerinizi de tartın. Sakın ama sakın rehavete kapılıp tüm tatilinizi hiç şey yapmadan geçirmeyin. Burada sizlere sabahtan akşama kadar ders çalışın da demiyorum ama eksiklerimizi biliyorsak biraz bunları kapatmaya çalışalım. Tekrar etmekten korkmadan dönem boyunca öğrendiklerimize bir göz gezdirelim mutlaka.
2-) Önem verdiğim bir diğer önemli konu ise kitap okumaktır. En iyi dinlenme ve vakit geçirme işi olarak gördüğüm bu etkinlikten kendinizi sakın mahrum etmeyin. Mutlaka öğretmenlerinizin okumanız için verdiği ya da tavsiye ettiği bir kitap vardır, onu tatil boyunca masanızdan eksik etmeyin.
3-) Tatilin sizin eve kavuşmanızın yanında ailenizle çok güzel vakit geçirmenize ortam hazırladığını unutmayın. Ailenizle sinemaya, tiyatroya, müzeye veya başka bir faaliyete gidebilirsiniz. Annenize yardımcı olabilir, babanızla birlikte oyun oynayabilirsiniz. Artık bunlar sizin hayal gücünüze kalmış.
4-) Sokaktan uzak durmayın, burada sokak değince çoğu kişinin aklına olumsuz çağrışımlar uyandırabilir ama benim kastım racon değil sosyalliktir. Sokak oyunlarından uzak durmayın, siz şekillendirecek en önemli değerlerden biridir sokak oyunları. Sokakta en iyi arkadaşını bulabilirsin, bir yaşlıya yardım eden arkadaşını bulabilirsin, evinin geçimine yardım eden bir arkadaşını bulabilirsin, çelik çomak oynayan, horoz şekeri koşturan ya da kaybettiği misketi için ağlayan bir arkadaşını bulabilirsin… Bunlardır seni şekillendirecek olan. Canım, geleceğim benim.