Geçtiğimiz günlerde Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde bir dizi panelde Van’daki isimler üniversiteli öğrencilerle bir araya geldi...

Bunlardan birisinde konuk Necdet Takva oldu...

İİBF öğrencileri ile buluşan Takva geleceğin bürokratlarına, siyasetçilerine, ekonomistlerine ve yöneticilerine Van’dan ve ekonomiden söz etti... Zaten onları bir araya getiren de Genç Ekonomistler Topluluğu adındaki bir grup öğrencinin ‘Van Ekonomisi’ adıyla düzenlediği panel...

Takva, her zamanki gibi tam bir CEO havasında anlatıyor Van’ı. Her yönüyle ekonomiye ve Van’a dair bilgiler var...

İlginç olan bölüm ise Van’ın nüfusu ve diğer verileri. Çok kısa bazı önemli noktaları paylaşayım...

 

***

Van’ın mevcut nüfusu 1 milyon 85 bin 142

Bu bir milyonun 405 bin 74’ünü 0-14 yaş arasındaki çocuklar,

643 bin 422’lik nüfusu oluşturan yaş aralığı 15-64.

Yani genç bir nüfusu sahibiz. Kentin nüfusunun deyim yerindeyse yüzde 50’si genç bir nüfustan oluşuyor... Genç nüfus bakımından Türkiye’de ilk 3’teyiz!

1 milyonu aşkın nüfusumuz ile de Doğu Anadolu nüfus yoğunluğunda 1’inci sıradayız. Türkiye’nin ise en kalabalık 19’uncu kenti...

 

***

Peki bu kadar büyük ve genç bir nüfusun yaşadığı kentte kişi başına düşen milli gelir 3.826 dolar...

Küçük bir kıyaslama yaparsak yanı başımızda nüfusu her gün biraz daha eriyen Erzurum’da bu rakam 6 bin 366 dolar, Balıkesir’de 10 bin 164. Batıya gittikçe artan bir oran var...

Bu oranlarla beraberimizde aynı kaderi paylaştığımız çevre illerle birlikte sosyo-ekonomik gelişmişlikte son 10’dayız.

Türkiye sıralamamız 75...

 

***

Neden bu haldeyiz peki?

Çünkü genç nüfusumuz harcanıyor, onları göz göre göre harcıyoruz.

O genç nüfusu İŞKUR’da 9 aylık işlerde çalışacağı yönündeki vaatlerde umutlandıran, haftalarca kapılarda bekleten bir kentte yaşıyoruz çünkü...

Bu genç nüfus yeterince eğitim alamıyor. Türkiye’de eğitimde 79’uncu sıradayız...

Bu genç nüfus ekonomik olarak bağımsız değil, “ne iş olsa yaparım” diye yetiştirilen, ülkenin inşaat ameleliğini yüklenen halkımız ekonomik hayatta yok. Türkiye’de ekonomide 79’uncu sıradayız...

Sağlıkta, kültür sanatta, bilmem ne gelirse aklınıza hepsinde hep 70 bilmem kaçıncıyız...

 

***

Ama bu utanç bizim utancımız değil!

-Torpil listeleri yaparak gün ekmeğine muhtaç gençleri torpil listelerini dışında bırakanlarda...

-Ak Parti’nin ‘x’ teşkilatındaki bilmem hangi teşkilat üyesinin oğlunu, kızını, karısını çeşitli kurumlara yetiştirip ‘rant’ siyaseti yapanlar da!

-Partiden talimat almadan listelere adam koymayan yöneticilerde...

-Kurasız, kuralsız, gizli kapaklı listeler oluşturup bu listeleri ‘ihtiyaç sahibi’ diyerek adlandıracak kadar ‘alçalan’ amirlerde...

-Bu insanların ekmek umudu ile başvurduğu kadroları parti ve teşkilatlar bazında pasta payı yapıp ‘eş-dost’ adamcılığı yapan ‘vicdan yoksulu’ sahtekarlarda...

 

***

Yazıklar olsun bu ekmek kapısını ‘haram’ kılanlara...

Yazıklar olsun ihtiyaç sahibi insanların nasiplerini elinden çalanlara...

Yazıklar olsun ki siz on binlerce insanın bedduasını almanıza rağmen ‘utanmadan’ koltuklarınızda oturup samimiyetsizliğinizden hiç ödün vermeden hala ‘yüzsüzcü’ o kirli koltuklarınızda oturabiliyorsunuz...

Allah sizden bu haksızlığın hesabını sorsun...

 

***

Bu vicdansızlığı sadece İŞKUR yapmıyor. Bu insanların umutlarını, yarınlarını sadece İŞKUR ve benzeri kurumlar çalmıyor...

-Bu kentte para ile kadro satmayı öğretmeselerdi İl Sağlık Müdürlüğü’nde birileri insanlardan para toplayıp müdürlerin imzası ile kadro satıp çıktığı yargı önünde serbest mi kalacaktı?

-Bu kentin siyasetçileri işe girmeyi para ile eş değer tutmasalardı, bu kentin evlatları aylık bin TL’yi bulmayan işlerde çalışmak için 10 bin-20 bin TL verip rüşvet babalarının insafına mecbur kalacaklar mıydı?

-Bu kentin kurum amirleri siyasetçilerin yardakçılığını yapmayı bırakıp, adrese teslim iş vermeyi bıraksalardı bu kent her alanda 81 ilin bulunduğu Türkiye’de tüm bir eksik bir fazla en diplerde takılıp kalır mıydı?

-Bu kentin belediyeleri yüzlerce, binlerce personel alınırken, yeni belediyeler kurulurken başka kentlerden gelen, transfer edilen isimlerin yerine bu kentin evlatlarını alsalardı bu koca genç nüfus panolarda ismini bulmaya mahkum olacak bir hale gelir miydi?

-Anlayacağınız bu memleketin çocuklarına reva görülen bu... Kamu kurumu da bunu yapıyor, belediyesi de...  Bu memleketin evlatları siyasete, ranta, paraya, makama, mevkiye ve vicdansızlığa makum ediliyor...

 

***

Bir şeyi daha merak ediliyorum.

Çok güvenip astığınız bu İŞKUR listelerinde çıkan isimleri gazeteciler isteyince neden vermekten korkuyorsunuz?

Vermediğiniz listeler için ‘panodan fotoğrafını çekersiniz’ diyorsunuz da işkillendiğiniz bir şey mi var da asmaya korkmadığınız listelerin tam halini gazeteciler ile paylaşmıyorsunuz!

Vicdanınızla beraber panoya astığınız torpil listelerini birilerinden sakladınız da haktan nasıl saklayacaksınız? Bu işin hesabını verme günü de var… Vicdansızlar!

 

***

Sahibi olmayan bu kentin ‘vicdan’ sahiplerine sesleniyorum.

Yazıktır! Bu gençlere, ihtiyaç sahibi bu insanlara yazık etmeyin...

Dün gazetemizin de manşetinde yer alan ‘torpil listelerine’, o kara listelere bu insanları kurban etmeyin. Bu vicdansızlığa göz yumup vicdanlarınızı satmayın.

Ey siyasetçiler!

O kirli koltuklar uğruna bunca insanı soktuğunuz durumdan utanın biraz! İŞKUR kapılarında asılan ‘yalan’ listelerdeki insanların hepsinin günahı sizi boynunuza...

Aranızda paylaşıp dağıttınız o kadroların hesabını veremeyeceksiniz!..