Yaşam hiçbir zaman sonuç değildir. Çözüm bazen çözmemektir, olduğu gibi bırakmaktır. Yol hiçbir zaman bitmez, bu olduğu gibi kabullenip emek vermemek değil, araya duayı katmaktır olması güç bir durumu Mevla’ya teslim etmektir. Öyle vakitlerle karşılaşıyoruz ki bir nevi gönlümüzü tatmin edecek hali alması imkansız gibi görünür. Tevekkülün gücünü hatırlatmak istiyorum. Körelen umutlar karşılığında insan hep miskinliğe düşüyor, bunu yaşamak gerektiğini ve bir süreç olduğunu da göz önünde bulundurmak gerekir. Bu hayatın yalnızca bizleri ebedi bir yaşama hazırladığını kendimize sık sık hatırlatmalıyız. Bunca imtihanın ardından kendimizi Rabba teslim etmeli ve O’nun bizim için inşa ettiği sonuca güvenmeliyiz. Bu yazıyı yazarken hissettiklerimi anlatmakta açıkcası zorlanıyorum bu teellümü bir alıntıyla açıklamak daha münasip olsa gerek. “Sorulmadıkça pek anlatmadım. Dürüst olmak gerekirse sorulduğunda da çok şey anlatmadım. Anlatmak istediklerim anlayamadıklarımdı anlatmam gerekenler ise konuşamadığım.”
Kilitlenmiş bir ağız, her an çıkacak tek kelimeyi bekleyen bir çift göz. Bu yokluktan Allah’ın beni var ettiği günleri anarak sıyrılmayı umuyorum.
“Allah size yardım ederse, artık yenemez sizi hiç kimse; ama eğer sizi terk ederse, ondan sonra kim yardım eder size? Şu hâlde mü’minler, yalnızca Allah’a tevekkül etsinler.”
Âli İmran•160