En son geçtiğimiz günlerde Trabzon-Van seferlerinin başlaması ile birlikte İran meselesi yine Van’ın en çok konuştuğu mesele oldu.
Bu seferlerin başlamasını kimi kesimler olumlu bulurken, bazı kesimler ise Trabzon’un Van’dan kendi tabirleri ile “İranlı turist çalmak” şeklinde yorumladı.
Bu anlamdaki tartışmalar günlerce sürdü.
Velhasıl orta yolu bulamadık.
Bu seferlerin iyi bir şey olup olmadığı konusunda bir karara varmadık.
Öyle ya da böyle 4 Ocak itibariyle de başladı.
Sonrasında ise bu tartışmalar farklı şekilde sürdü.
Mesela Şehrivan TV’deki programlarda ya da gazeteye yansıyan haberlerde sıkça Kuzey Van Gölü Demiryolu Hattı konuşuldu.
Bu hattın olması halinde Pakistan’dan başlayan seferlerin güzergahının Van olabileceği konuşuldu.
Yine Çin’in dünyaya bağlantısının bu raylı hat olabileceği dile getirildi.
Bununla beraber Şehrivan’dan Ömer Aytaç Aykaç, Kars’a kadar gelen hızlı trenin burada bitmemesi gerektiği Van’ın da hem Kuzey Van Gölü Demiryolu hattına sahip olması gerektiği hem de hızlı tren hattının Van’a da getirilmesi gerekitğini ifade etti.
Bununla beraber bazı kesimler bir kez daha İran konsolosluğunun Van’da olmaması durumunu konuşmaya başladı.
Yıllardır dile getirilen bu konudaki mantıksızlık konuşuldu.
Falan…
Sonra bir de İran’ın Kapıköy’ü 15 gün süre ile kapalı tutmasının ardından yeniden giriş-çıkışa açıldığı haberi geldi.
İran bu işte.
İsteyince kapatıyor, isteyince açıyor.
Bu da kentin ve ülkenin İran politikasında bir istikrarsızlık yaratıyor.
Bu endişe ve tedirginlik sürerken dün güzel bir haber geldi.
Tahran-Van seferlerinin başlaması ile ilgili çalışmalar başladığı belirtildi.
Van Valiliği’nden yapılan açıklamada bu konuda görüşmelerin olumlu geçtiği ve seferlerin yakında başlayacağı belirtildi.
Daha önce de birkaç kez denenen bu seferlerin başlaması ve sürmesi konusunda bence bu kez bize tarihi sorumluluklar düşüyor.
Tebriz-Van hattındaki ulaşım zaten araçlarla sağlanıyor.
Van, İranlı turistlerin büyük bölümünü Tebriz ve civardan karayolu ile alıyor.
Ama Tahran üzerinden gelişler Van’da daha farklı kesimlerden turistlerin gelmesi demek.
Bu da İranlı sayısının artabileceği anlamına geliyor.
Fakat kaçırmayalım ki İran’ın farklı bir bölgesinden gelen turistlerden söz ediyoruz.
Yani beklentiler ve arayışlar farklı olabilir.
Bizim kendimizce yeterli gördüğümüz hizmet ve turistik altyapılar yeterli olmayabilir.
Haliyle Van’ın kendisini güncellemesi anlamında yeni bir süreç başlıyor.
Belki de bu gelişlerle birlikte Van’da farklı yatırım alanları da açılacak.
Ama dediğim gibi bu sürdürülebilirlik ile olacak.
Öncelikle biz başlaması halinde bu hatta sahip çıkacağız.
Zaman içinde belki sefer sayılarını artıracağız.
Buraya gelenlerin Van’ı bir geçiş güzergahı olarak kullanmasından öte burada konaklama sürelerini artırmak için uğraşacağız.
Altyapıyı buna göre dizayn edeceğiz.
Ancak böyle başarılı oluruz.
Öbür türlü bu hattın başlamasının çok da bir manası olmayacak.
Geçmişte olduğu gibi başlayıp bitecek.
Bu seferlerin başlamasının bir diğer manası da diğer alanların da öncüsü ihtimali.
Van bu seferleri sahiplenir sürdürürse belki Irak ile de seferler başlayacak.
Karayolunu beklerken havayoluyla erken bir hamle yapılmış olacak.
Bunlar hepsi bağlantılı ve önemli.
Hele bir de şu sıralar gündemde olan Ermenistan ile ilişkilerin normalleşmesi gerçekleşirse Erivan-Van, Azerbeycan-Van gibi uçuşlar Van’ın onlarca yıllık rüyasının gerçekleşmesinde önemli adımlar olarak gerçekleşecek.
Ama bunların olması için Van’ın bu fırsatı iyi değerlendirmesi gerekiyor.
Van, adına yakışır bir süreç yürütüp bu seferler konusunda geçtiğimiz yıllarda yaptığı hataya düşmemeli.
Bu belki de son dönemlerde yakalayacağımız en büyük fırsat olacak.
Bu kez geri tepmesin.