Birinci Van Kitap Fuarı ile ilgili ikinci bir yazıyı yazacaktım ama bir türlü fırsat gelmedi ki...
Fuarın başladığı ilk andan şu ana kadar zamanın nasıl geçtiğini fark edemedik. Öylesine bir Fuar oldu ki, ilk iki gün Van tarihine âdeta altın harflerle yazıldı.
Bu Fuarın birçok açıdan dile getirilebilecek özelliği var.
Ancak bence en büyük özelliği Van'da birçok İlk'leri ve ortak yönleri olması:
Okuma Aşkı...
İnsan sevgisi...
Huzur...
Gözleri ışıldayan halk..
Çocuklar... Çocuklar... Canım çocuklar...
Çocuklarıyla gelen ebeveynler..
Polisevi önüne kadar uzayan kuyruklar...
İzdiham...
Yazar-şairlerin gözlerinde şaşkınlık ve hayranlık...
Çevre illerden gelen ziyaretçiler...
Tam kadro protokol...
Kürtçe ve Türkçe panel, konferans ve konuşmalar...
Tutku Fm'den canlı yayın... Salih Bey'in hayat bulan enerjisi.
Kitaba rahmet; yağan rahmet...
***
Yazar Mustafa Armağan'ın imza gününden sonra uçağa bir saat kala sarf ettiği tarihi söz: "Ya yarın
sabah uçak yok mu? Ben doyamadım Van'a..."
Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma: "Elhamdülillah!.."
Yazar Ahmet Tezcan: "Van'da kültür depremi. Hepimiz okumaya susamışız âdeta."
Canan Tan: "Bu ne güzel teveccüh..."
Vali Münir Karaloğlu: "Van'da en mutlu günlerimden biri. Aynı gün içinde; bir elimde kitap, yüzümde Artos Dağı'nın esintisi; diğer taraftan Çatak'taki festivalin bal tadı. Devamı gelir, İnşallah."
Vali Yardımcısı Atay Uslu: "Bir çocuk dâhi bu sayede okumaya başlarsa âlem yeniden doğar."
Kocaeli Büyükşehir Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Ali Yeşildal: "Bu yoğunlukla ilk kez karşılaştım."
Yolumu kesen öğrencilerim: "Hocam, paramız kalmadı!..."
Bir liseli: "Yaşar Kemal niçin gelmedi?"
Ve cana can katan gözleri yaşlı can çocuk: "Dondurma yok ki!..."
Daha ne diyelim!
Van'da ömür boyu kitap konuşsun..
Biz dinleyelim!...