TUŞBA SKANDALI…

Hem belediye başkan adaylarının belirlenmesi öncesi hem de Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi kente gelen zamanın Başbakan’ı şimdinin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ziyaretlerinde miting konuşmalarını dinledikten sonra şu soruyu sormuştum:

Başbakanı kim kandırdı?

Soru sorma nedenim başbakanın Van ziyaretlerinde bu kente dair konuşulması gereken birçok konu varken belediyeyi çöp ve çamurlu sokaklar üzerinden eleştirip, yanlış bir konu üzerinden muhalefet etme çabasıydı. Zira bu kentin uzun süredir yaşamadığı sorunlar çöp ve çamurlu sokak sorunuydu. Üstelik belediye bunu önceki dönem çözmüştü…

Mevzu bahis kandırma konusu sadece hizmet ile alakalı değildi hiç şüphesiz. On yılı aşkındır tüm seçimlerde neredeyse Türkiye’nin yarısının oyunu alan AK Parti hükümeti her ne kadar bölge insanının da en azı yarısı kadar tercih edilip temsiliyet hakkı kazansa da Van hep yanlış yönlendirmeler ile Ankara’da temsil edilen illerden birisi oldu.

Siyasi çekişmelerin hiç eksik olmadığı, koltuk savaşlarının üst düzeyde yaşandığı kentin siyasi duruşu kadar Ankara’daki görüntüsü de Ankara’ya yönelik enformasyonu da hep tartışmalı oldu.

Kim daha çok söz geçirdiyse Ankara onu dinledi, kim güçlüyse Van’daki teşkilatlarda, belediye başkan adayları da milletvekili adayları da ona göre belirlendi. Hal böyle olunca da kenti layıkıyla temsil edebilecek mevkide insanlar çoğu zaman dışarda kaldı, önemli siyasi kişilikler ‘yanlışlıkların’ kurbanı oldu epeycedir.

Şöyle bir gerçeği de eklemeden konuma da girmeyeceğim. Son birkaç yıldır Türkiye’nin en kötü teşkilatlanmaları anlamında yarışan AK Parti ve BDP/DBP’nin bu zayıflığı kentin temsiliyetinin ve hizmet kalitesinin de belirlenmesinde olumsuz da etkiler bıraktı. Örneğin Van yıllardır başlatılan çözüm sürecini konuşma konusunda da, büyükşehir olmasına rağmen alacağı hizmetler konusunda da, Ankara’daki temsiliyet konusunda da hiç bir zaman istediğini elde edemedi.

Yerelde muhalefeti ve iktidarı layıkıyla yapamayınca, genele sirayet eden durum da çok iç açıcı olmadı… Olmayınca da olmuyor işte…

***

TUŞBA VEHAMETİ!

Konuyu fazla dallandırıp budaklandırmadan geçtiğimiz hafta ‘skandal’ diye nitelendirilebilecek tartışmalı Tuşba kongresine değinmemek olmaz.

Şöyle ki, Van’ın büyükşehir olmasından sonra kurulan Tuşba ve İpekyolu ilçelerinde AK Parti’nin Türkiye genelinde de olağan kongrelerine başladığı şu sıralar bir seçim hazırlığı yaşandı. Ak Parti Tuşba ilçe teşkilatı başkanlığı atandığı günden bu yana Naif Şabu ismiyle temsil ediliyor, İpekyolu’nda ise seçim sonrası değiştirilen Yavuz Kuşan isminin yerine Rasim Aslan tarafından ilçe başkanlığını yürütüyordu.

Olağan kongreler süreci başlayınca iki ilçe için de seçim heyecanı başladı.

Ama gelin görün ki seçimde Tuşba ilçesinde AK Parti kazanmasına rağmen, ilçedeki aşiretler, aileler ve diğer dengeler üzerine yapılan tartışmalar hiçbir zaman sona ermedi. Tuşba ilçesi seçim zamanı gelince de bu tepkiler ‘ikinci’ bir aday olarak sirayet etti haliyle.

Lakin gelinen noktadaki tavır ve yürütülen politika Tuşba’nın seçimde aldığı başarıyı da teşkilatı idare eden isimleri de gölgede bırakan ve başarılarını gölgeleyen bir hal alıverdi.

Şöyle ki:

Önce Tuşba seçimi için delge listesi ilgili kurumlara teslim edildi. Naif Şabu’ya karşı aralarında yerel seçimlerde de önemli isimlerin bir araya gelerek oluşturduğu oluşumda Bilal Yücebaş ismi aday olarak gösterildi. Sadece mensubu olduğu Kürhessüniler değil AK Parti’nin önemli dinamikleri tarafından desteklenen Bilal Yücebaş için çalışan isimler seçime kısa bir süre kala değişen delege listesini görünce ikinci büyük şoku yaşadı.

Üstelik sadece onlar değil, ben dahil o listedeki delegeleri gören herkesin aynı şaşkınlığı yaşadığına adım gibi eminim. Çünkü 250’yi aşkın delegenin bulunduğu liste seçime kısa bir süre kala belli başlı ailelerden kişilerin bulunduğu eş, kardeş, dayı, yeğen şeklinde oluşturulmuş ve YSK’ya da bu liste sunulmuştu.

Haliyle liste Yücebaş ve ekibinin ciddi bir tepkisini almıştı. Buna rağmen ciddi isimler tarafından Şabu’ya karşı mücadele eden ekipler son güne kadar çalışmalarını yürüttü.

Fakat diğer ilçe teşkilatlarında da yapılacak olağan kongreler için Van’da bulunan Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Öznur Çalık, milletvekillerinin Van’a gelmesiyle başlayan süreçte seçime 1 gün kala verilen haber seçimleri büyük bir tartışmaya açan kararı bildirdi: Tuşba seçimleri iptal!

Tuşba seçimlerinin iptal edilmesi hiç Naif Şabu’ya ve bu kararın arkasındaki isimlerin ciddi anlamda büyük tepkiler almasına neden oldu. Zira Şabu’ya karşı yarışan kesimin “Kaybedeceklerini anladılar, gidip genel merkezde seçimi iptal ettiler” şeklindeki söylemleri ile AK Parti’nin teşkilatlanmalarında yaşanan sıkıntıyı gün yüzü gibi ortaya koymuştu.

Üstelik resmi olarak ‘sadece iptal’ olarak duyrulan kongrenin gayri resmi gerekçeleri bile olayı tam bir trajikomedi’ye çeviriyor:

“Bazı isimler seçimde kan dökebilir”, “Seçimlerde büyük olaylar çıkabilir”, “Delege listelerinde sıkıntı var.” şeklinde farklı gerekçeler de Genel Başkan Yardımcısı ve bazı vekiller ve teşkilat tarafından dillendirilmiş…

Şimdi ortada büyük bir tepki var. Söylenen şu:

Naif Şabu gibi daha önce bir çok seçimde yer almış, dönemin Genel Başkanı ve Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın bile katıldığı kongrelerde muhalif liste ile seçimlere girmiş ve teşkilat konusunda bu kadar tecrübeye sahip bir ismin kaybedeceğini anlayarak seçimleri iptal ettirmesi, koltuğu bırakmamaya bu kadar direnmesi ne kadar etik?

Zira parti geleneğinden gelen ve şu aralar Şabu’ya muhalif olan isimler şunu söylüyor:

-Önce delege listesini değiştirdiler.
-Delege listelerine akrabalarını, eşlerini dostlarını yazdılar.
-Seçime bir hafta kala kaybedeceklerini, en yakınlarından bile destek alamayacaklarını --anladılar.
-Araya milletvekili ve bazı isimleri koyarak genel merkezde büyük olayların yaşanacağı algısını oluşturdular.
-Seçime son bir gün kala ise de olmayacağını anlayınca seçimi iptal ettiler…

Eğer iddialar böyle ise ortada büyük bir yanlış var demektir…

Zira denildiği gibi bu kadar tecrübe ile eğer Tuşba teşkilatı seçimlerde koltuğu bırakmama adına bunca zorlama ve değişikliğe gidiyor ve son çare olarak seçimi ‘güvenlik’ gerekçesiyle iptal ediyorsa sadece Tuşba’da değil Van’da AK Parti çok da iyi bir durumda değil demek oluyor…

Haziran 2015’te belki de tarihin en kritik seçimlerine gidecek bir kentte, AK Parti’nin Van’da iyice güç kaybettiği ve neredeyse muhalefet edemez hale geldiği bir dönemde bu tür zafiyetler partinin kaderinde de önemli darbeler vuracaktır…

Şimdi zamanında Erdoğan’ı yanlış bilgilendiren, teşkilatları da siyasi temsiliyetleri de bir diğerini daha çok kötülemek üzerine kuran siyasetçilerin bitmesi gereken bir dönemde belli ki Davutoğlu teşkilatı da aynı şekilde idare ediliyor. AK Parti ‘yeni Türkiye’ hayaliyle yatıp kalkarken, AK Parti’nin Van’da hala aynı şarkıyı çalıp söylemesi hayra alamet değil. Öyle görünüyor ki AK Parti daha seçimlere bir süre kala sadece Tuşba kongresini değil demokrasiyi ileriye bir tarihe erteledi…

Bu arada bu hafta yapılacak olan İpekyolu kongresi için ise delege listesinin hiçbir şekilde paylaşılmaması ve alternatif adaya geçit vermeyecek kadar tekelci bir zihniyetin oluşması ise olayın ayrı bir boyutu.

Yine de umut ediyoruz ki tüm bunların mantıklı bir izahı olmalı?

Varsa eğer, buyrun dinleyelim…