Özlü Söz: Toplulukları idare edenler adaletten ayrılıp zulüm ve haksızlık yaptıkları zaman, Allah o ülkelerden bereketini azaltır. Her şeyde bir noksanlık ve darlık baş gösterir. VEHB BİN MÜNEBBİH

****

Ne yazıktır ki, insanlar kendilerini yaratan Allah’ın hukukunu bırakıp kendi akılları soncun buldukları hukukla yönetilmeyi istediler. Ve felaketlerin de bu şekilde kapısını araladılar.

İslam Allah’ın gönderdiği en son din olmasına rağmen bugün insanları ne hikmetse İslam’ın hem dünyevi ve de uhrevi güzelliklerini yaşamaktan kendini mahrum bırakıyor.

Ne gariptir ki, insanlar kendilerini yönetmek için buldukları her idare maslahatı Allah’ın haram kıldıkları üzerine bina etmektedirler. Oysa Allah kulları için asla zor ve ağır olanı istemez, çünkü O kulları için çok merhametlidir.

Allah Şura Suresi 30. ayetinde; “Başınıza gelen herhangi bir musibet kendi ellerinizle işlediğiniz ameller, yüklendiğiniz günahlar yüzündendir. Allah günahlarınızın çoğunu da af eder” buyurur.

Allah Kuranın Maide Suresi 82. ayetinde; “İnsanlar içinde iman edenlere en azılı düşman olarak Yahudileri ve ilahlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah’a ortak koşanları, göreceksin…” Buyurmaktadır.

Şimdi bu iki ayet üzerine biraz düşünelim. Şura suresinde Allah, dünya yaşamında başımıza her ne iş geliyorsa kendi aklımız ve düşüncemiz ile hayatımıza yön vermemiz ve bu yön vermemiz sonucunda meydana gelen olayların kendi isteğimiz sonucunda olduğunu beyan buyuruyor. Yani başımıza ne iş geliyorsa bunu kendimiz karar vermemiz sonucunda geldiğini beyan buyuruyor.

O halde başımıza gelen her olayda sorguya önce kendi nefsimizden başlamamız gerekiyor. Nerede hata yaptım, amelimde Allah’a karşı nasıl bir yanlış içinde oldum diye bir nefis muhasebesinden geçmek gerekiyor. Bundan dolayıdır ki Allah ilmi farz kılmıştır. İlim olmayınca hata edilerek Şeytana kulluk yapılır.

Maide Suresi 82. ayetine gelince, Allah bizim düşmanlarımız olarak Yahudi ve şirk koşanları bize gösteriyor. Demek ki Allah’ın düşman gösterdiklerine karşı bizim öncelikli olarak ilim tahsil edip Kuran şuuru ile şuurlanmakla birlikte onların hile ve oyunlarına karşı hazırlıklı olmamız gerekiyor.

Ama ne yazık ki bu iki ayet ışığında günümüz Müslümanları gereğini yerine getirmedikleri için dünya siyaset sistemini Yahudi-Hıristiyan ittifakına kaptırarak Allah adına dünyayı adalet ile önetme ameliyesini kaybetmişlerdir. Birçok Müslüman Cehennem ameli işleyip Cenneti istiyor ve bunun bir cehalet sonucu olduğunun farkında bile olmaması alınan batı tipi eğitim ve hayat standardının neticesidir.

İslam’ın siyasal temsiliyeti ne yazık ki 3 Mart 1924 yılında kaldırılarak bugünkü tablonun ortaya çıkmasına zemin hazırlayanlar bununla yetinmeyerek şimdi İslam coğrafyasında 22 ülkenin sınırları ve yönetimlerini yine kendi çıkarları için değiştirmek istiyorlar.

Daha evvel Osmanlı yönetiminde olan İslam coğrafyasındaki bu irili ufaklı devletlerde bugün içine düştükleri sorunları, kardeş kavgaları, mezhep çatışmaları bu denli yoktu. Ancak bugün sınırlarla birbirinden koparılmış ve mezheplere bölünerek çatıştırılan İslam coğrafyasının çocukları ne yazık ki kendi gelecekleri için emperyalizm ile çatışmaları gerekirken tam aksine emperyalistlerin çıkarları için kardeşkanı dökmektedirler.

Bu sayfamda Yahudilerin oyun ve hilelerinden söz eden yazılar yazarken günümüzde içine düştüğümüz İslam dışı bütün durumların onların yıllar evvel planlayıp bugün uyguladıkları oyunlarıdır. Bundan 90 yıl önce içki, kumar, zina, faiz, gasp, hırsızlık ve her türlü haram insanların hayatlarında bu denli yoktu ve bir kısmı hiç yoktu.
Zamanla bunları hayatımızı kademe kademe sokarak bizi alıştırdılar. En iyi Müslüman’ım diyenler iş adamı olabilmek için faizli kredi ile rüşveti hayatlarının bir parçası yaptılar. Şimdi felaketler ard arda gelince suçu başka yerde aramaktayız.

İslam’ın siyasal yönünü bilmeyen ve bu konuda Yahudi’nin İslam’da siyaset yoktur çünkü siyaset yalan üzerine kurulmuş bir yapıdır sözüne kananların bugün siyasetten uzak durmaları Yahudi’nin bir oyunun kurbanlarıdır.
Yahudi-Hıristiyan ittifakı bugün Müslümanları siyasal zeminde uzaklaştırmış. Ama Ortadoğu’da yani İslam coğrafyasında gelişen İslami gelişim üzerine Müslümanlar Kuran siyasetine dönmesin diye bazı işbirlikçileri desteleyip parti kurdurmak sureti ile iktidar yaptılar.

Sadece Kurana bağlı siyaset isteyenler ön plana çıkmasın ve sesleri kesilsin. Yani Müslümanları yine Müslümanlarla engelliyorlar. Tabi engelleyen Müslümanların(!) işbirlikçi ve hoşgörü sözde Müslümanları olduğunu da unutmayalım.

IŞİD diye bir grup ortaya çıkardılar. Tarihin hiçbir döneminde mezhebi taassubu silahla ve kesin öldürme ile çözeriz iddiasında bunlar kadar gaddar ve cani olmadılar. Bütün Şia ve Ehli Sünnetin mutedil alimleri ittifakla bu IŞİD terör militanlarının yaptığı eylemlerin Kuran ve Sünnetle bağdaşmadığını söylemesine rağmen bunlar belli güç odaklarından silah, para ve eylem yapma alanında destek alıyorlar.

ABD’nin göstermelik hava saldırıları tamamen göz boyama ve hedef saptırmadır. Asıl hedef İsrail terör devletinin Nil’den Fırat’a kadar olan toprakların hâkimiyetinin önünü açmaktır.

Bölgemizde ve ilimizde ne yazık ki İslam coğrafyasında olan olayların yansıması hissediliyor. Deprem sonrası daha toparlanmadan bir evvelki yazımda belirttiğim ve önlemi alınmadığında nesiller boyu zararını göreceğimiz yıkımlar kendini hissettiriyor. Ve ne yazık ki bu konuda istihbaratı güçler ile emniyet sanki ortada yoklar. Ama İŞKUR işçilerinin hak arayışında aslan kesilen polislerin gaz ve gazlı su sıkıp hak arayan işçileri gözaltına almaları büyük bir başarı(!). Tebrikler AKP bu sizin eseriniz. Deprem sonrası işe alınanları söz vermenize rağmen işe almamanız neticesinde bu fakir insanlar gözaltına alındılar.

Evet! Gerçekten kendimize dönmeliyiz ve sahip olduğumuz değerlerin kaybolmasına geçit vermemek adına Van’ımıza sahip çıkmalıyız.

Selam ve dua Allah’a gerçek manada tabii olanlaradır…