Haftanın röntgenini çektiğimiz bu köşenin en önemli gündemlerinin başıda bu kentin turizmi oldu.

Bu köşede defalarca kentin turizm potansiyelini, bu potansiyeli ekonomiye dönüştürme yollarını konuştuk.

Önemli zamanlarda atılması gereken önemli adımlara değindik.

Alışveriş festivallerini, İranlılar’ı konuştuk.

Bu anlamda Van’ın İranlılar’ı kazanarak elde ettiği ekonomik dönüşüme dair verileri paylaştık.

Artıları, eksileri ele aldık.

Zaman zaman da uyarılar yaptık.

Sadece biz yapmadık.

Kentteki bir çok kurum ve kuruluş da yaptı.

Fakat öyle görünüyor ki bazı şeylerden ders almadık.

Okuyanınız oldu mu bilmem...

Geçtiğimiz günlerde DAKA ve TÜİK işbirliği ile bir araştırmanın sonucu yayınlandı.

O araştırmada Van’a gelen binlerce İranlı ile yapılan görüşmelerin detayları paylaşıldı.

Çok kritik sorularla kritik cevaplar alınmış İranlılar’dan.

Bu kentte nelerden memnun olup nelerden olmadıkları ile ilgili çalışmada en çok şikayet edilen konuların başında bizlerin de dile getirdiği şeyler var.

Nedir?

Hizmet kalitesi.

Nedir?

Fiyatların yüksekliği.

Nedir?

Ulaşım sorunu.

Nedir?

İranlılar’a yönelik tavırlar.

Bunlardan rahatsızlar.

Van’da genel itibariyle bir memnuniyet söz konusu olsa da İranlılar yukarıdaki konulardan yana dertli.

Anlayacağınız.

Yapılan uyarıların ne kadar haklı olduğunu araştırmalar da açıkça gösteriyor.

Ve biliyorsunuz ki İranlılar’ın sayısı oldukça düştü.

Bu Nevruz döneminde son dönemlerdeki en düşük rakamlar gözlendi.

Elbette ki bunun sebebi yukarıda saydığım gerekçeler ile sınırlı değil.

İran’ın giriş ücreteri bu noktada oldukça önemli bir faktördü.

Ama tek sebep de değildi.

İnsanlar yüksek giriş ücretinden dolayı gelişleri kesti.

Ama bunu tam anlamıyla bitirmedi.

Buna rağmen İranlılar gelmeye devam etti.

Bunu nerden anlıyoruz?

Çevre illerdeki İranlı sayısına, İstanbul’a, Ankara’ya, Azerbaycan’a bakınca görüyoruz.

Tamam düştü ama bitmedi.

Ama bizim yanlışlarımız da caydırıcı olmaya başladı.

Sadece alışveriş festivali ile olup biteceğini sandığımız pazarı tutma hamlesi yeterli değildi.

İranlılar bir kesim tarafından adeta sömürüldü.

Tavırlarla rahatsız edildi.

Tek sefer gelip bir daha gelmeyeceklermiş gibi bir muamele ile karşılaştılar.

Haliyle bu da rotalarını değiştirdi.

Bizde sadece Van TSO’nun emekleriyle yükselen sonra da Valilik gibi kuruluşların ortak olduğu Alışveriş Festivali ile sınırlı kalınırken diğer kentlerde ülkelerde etkinlikler artırıldı.

Bu yerlerde İranlılar’a özel o kadar fazla alternatifler sunulmaya başlandı ki...

Haliyle İranlılar daha özel hissettikleri yerlere doğru açılmaya başladı.

Bunlar da bize kaybettirdi.

İranlı turist sayımız iç açmadı.

Şehrivan’a konuşan turizmciler de halk da bunu söylüyor.

Her dönem bu mevsimlerde Van’a ciddi anlamda nefes aldıran İranlılar’ın katkısı beklenildiği gibi olmadı.

Bu da bize önemli bir mesaj veriyor.

Yine yeniden bir turizm master planı çalışmayı elzem kılıyor.

Bizim oturup İran’a da, diğer alternatifleri de sil baştan çalışıp turizm yol haritamızı ortaya koymamız lazım.

Bunları yapmazsak bir kaç yıl sonra tek yabancı turist potansiyeli olan İranlılar’ı da yitirmiş olacağız.

Ne yapmak gerek?

İç turizmin hareketli günlerden geçtiği şu süreçte, bölge ülkeleri ile ilgili adam akıllı bir çalışma yapmak lazım.

Kenti turist kavramı konusunda yeniden şekillendirmek lazım.

Esnafa, tüccara, turizmcilere bu konunu ehemmiyetini bir kez daha anlatmak lazım.