Bölgenin en büyük kitap fuarlarından olan Van Kitap Fuarı 13 Aralık tarihinde güzel bir açılış ve dolu dolu bir programlar kapılarını açtı.
Özellikle son dönemlerde tüm vatandaşlar fuar ve kongre merkezindeki hareketliliğe belirli aylarda gerçekleşen fuarlar ile alışır oldu.
Kitap fuarı da bu hareketliliklerden biri olarak tüm kitapseverlerin ilgi odağı haline gelmenin yanında birçok önemli yazar okur kitlesi ile buluşmuş oldu.
Öte yandan kitap okuma gayesi içerisinde olmayan vatandaşlar bile gezip görmek için gittikleri fuarda kitaplar ile haşir neşir olmaya başladı.
Bir nevi kitaba ilgisi olanın zaten kaçırmayacağı fuar ilgisi olmayanlar için de bir teşvik ve merak unsuru olarak çıktı karşımıza…
Kitap okuma kültürünün çok fazla olmadığı kentimizin okuma alışkanlığı noktasında da Türkiye’deki sıralamasından az çok haberdarsınızdır.
Tahmin edeceğiniz gibi bu konuda durum pek iç açıcı değil.
Ama kitap fuarı sayesinde gördüğüm ve gözlerden kaçırılmaması gereken bir durum var.
Kentte bu konuda oluşan en ufak bir hareketlilik; bu sadece fuar değil, bir yazarın gelişi bile insanların ilgi odağı haline geliyor.
Okuyan, okumayan herkes merak içerisinde bu aktiviteler içerisinde yerini almak istiyor.
Bu da bize gösteriyor ki imkânların elverişli olması halinde, teşvik edici unsurların sayısının artması halinde Vanlılar kitaplardan kaçmıyor.
Ama baktığınızda kitap fuarını ve birkaç özel kuruluşun ayda yılda bir yaptığı birkaç imza gününü saymazsak kentte kitap adına, okuma adına en ufak bir girişim bile söz konusu değil.
Hepsinin yanında zaten vatandaşın gidip kitaba ulaşabileceği bir kütüphane bile yok.
Yıllardır yok…
Depremden sonra geçici bir salonda hâlihazırda hizmet veren halk kütüphanesi bir türlü şu geçici vasfından kurtulamıyor.
İçerisinde bulunan kitapların genelini de depremden sonra bu geçici binaya taşınan ansiklopediler oluşturuyor.
Bir küçümseme yapmıyorum demek istediğim bu binada olan kitaplar da zaten gündemin çok ama çok gerisinde, güncellikten uzak demek istiyorum.
Kütüphane ile ilgili somut bir girişim olmadığı gibi bu konu gündeme gelmedikçe de buna ilişkin ne bir adım atılıyor ne de tek söz söyleniyor.
Üstelik kütüphane olarak değerlendirilebilecek onca alan ve kütüphaneyi dört gözle bekleyen bu kadar insan olmasına rağmen.
Kütüphanenin olmamasının yanında kaderimiz midir bilinmez kentte insanların kitaba rahatlıkla ulaşabileceği kitap evleri sayısı bile yeterli değil.
Özel sektör noktasında da Van’da kitapevleri ile alakalı bir yatırım yok.
Ama kitap fuarı örneğine dönecek olursak imkân oluştuğu takdirde insanlarımız kitaba yönelmesini biliyor.
Yani kütüphanesinin olmadığı insanlarının kitaba doğru düzgün ulaşamadığı bir kentin okuryazar oranının hangi seviyede olduğunu tahmin etmek zor olmadığı gibi bu konuda da hiçbir yargılama yapamazsınız.
Önce yıllardır kavuşulmamış kütüphaneyi bir kurun kendi ayıbınızı örtün;
Sizler imkânları oluşturduktan sonra okumazsak oda bizim ayıbımız olsun.