Bundan yaklaşık 5 ay önce temelleri atılan Kobané özgürlük mücadelesi geçtiğimiz günlerde nihayetine erdi. Kobané özgürleştirildi, özgürlüğüne kavuşuldu. Kobané şehir merkezinin alınmasıyla insanların içerinde birikmiş olan o özgürlük ruhu bir anda dışarıya fırladı. İnsanların artık tek taraflı olan maskeleri düştü. Maskelerinin arkasına gizlenmekten çekindiler.
Kobané’de savaşın ilk günlerinde sıkıntılı bir dönem geçiren AKP hükümetinden sürekli “Kobane düştü düşecek” söylemlerine rağmen gün geçtikçe bir halk mücadelesi, bir özgürlük mücadelesi verildi. Aylardır insanlığa hizmet edecek bir demokratik ve özgür yaşamın inşası için canla başla kadın ve erkek savaşçılar savaştılar. Tarihin yeniden kahramanlaştığı bu savaşta; umudun, barışın, özgürlüğün önündeki o emin adımları bizler şimdi coşkulu bir şekilde karşılıyoruz ve kutluyoruz.
Aylardır Kürdistan’da katliamlar yapıp; bu katliamları şovenizme çeviren IŞİD çetelerine dur demek kolay değildir. Bunu durdurabilecek bir tek güç vardı o da; Kürt halkının onurlu iradesi ve mücadelesiydi. Bunu kazanmış olduğu zaferlede en iyi şekilde ispatladı. Şengali işgal eden bu vahşi çeteler Kobané’yide kolayca elde edeceklerini zannetmişlerdi. AKP hükümetinin de hamasi nutuklar vererek IŞİD’ i desteklemesi işlerini daha kolaylaştırıyordu.
Ekim ayında Kobané’ye yönelik başlatılan saldırılarla başta AKP olmak üzere tüm dünya sessiz kaldı ve saldırıları hayranlıkla izlediler. AKP yaptığı bu sessiz işleyişin temel amacı Kürt Özgürlük Hareketi’ni geriletmek ve savunmasız durumda bırakmaktı. Uluslararası alanda kendini kanıtlamasını ve Suriye’nin kuzeyinde oluşacak yeni Kürt yapılanmasını engellemekti. İran devletinin de IŞİD belasından korkmasıyla IŞİD açık olmasa da destek vermesi IŞİD’in işine geliyordu. Suriye rejiminde içinde olduğu çıkmazdan kendini birazda olsa toparlamak istemesi ve güç kazanma bahanesiyle IŞİD çetelerine karışmaması IŞİD çetelerinin öz güven kazanmasına ve rahat hareket etmesine neden oluyordu. Uluslararası düzeyde Kobané’nin bu kadar savunup tarihi bir zaferle sonuçlanacağını kimse pek büyük ihtimal göstermiyordu. Gün geçtikçe savunma konusunda gücüne güç katan ve Kürt halkının büyük desteğini arakasına alan YPJ-YPG kahramanca savaşarak Kobane’de tarihi bir zafere imzalarını attılar. Ve uluslar arenasında IŞİD gücünden nemalanların beklentilerini boşa çıkardı.
Kobane’de sadece Kürt halkının direniş sahnesi olamayıp (Sadece Kürtler değil başka uluslarında bu direniş sahnesini desteklemesi, başarı sevinçlerine ortak olması), Avrupa ve Ortadoğu’da da büyük yankı uyandırdı. Kahraman Kürt kadın savaşçıların uluslar arenasında yerini almış ödemli dergileri Kürt kadınlarının başarılarını dergilerinin ilk sayfalarına taşımaları ve onlarla bizzat röportaj etmeleri bunun en açık kanıtıdır. Ve Kobane’deki savaşını farklı kesimden de desteklenmesi anlam bakımından çok önemliydi. IŞİD karşısında olanaksızlığa karşı, bütün olanaklarını kullanan kahraman savaşçıların özgürlük mücadelesinde her şeyin elindeki olanak, cesurca mücadele ve inanma heyecanı onları başarıya ulaştırabileceklerinin teminatını da vermiş oldular.
IŞİD saldırılarına karşılık Kürt halkı tek elde toplanıp Kobané’de gelecek olan sevindirici bir tarihi zafer için birbirlerine kenetlendiler. Kürdistan’ın dört parçası bu kenetlenme arzusunu tam anlamıyla yerine getirdi. Kobané Kürt halkının bilinç dünyasını yeniden şekillendirdi, Kürtleri birbirine bağladı, bağlılığını sağladı. Onlarca gencin, yaşlının, kadının omuz omuza verip şanlı bir zafer elde etmesi farklı ülkeler tarafından sahiplenildi. Bu sahiplenmenin en açık kanıtları Kobané üzerine yazılan şiirler, yazılan besteler, çizilen fotoğraflardır.
Kobané insanlık onurunun yeniden şekillendiği yer oldu. Fakat bu insanlık onurunun şekillendiği yerde; bir kesim için duyguların patlamasına, sevinç çığlıklarının atılmasına vesile olurken (Kürt Şehirleri), devletin merkezi olan Ankara’da bu sevinç duyguların tam tersi hüzün ve yenilgi duygularının belirginleşmesine sebep oldu. Bunu Bülent Arınç şu sözü kanıtlamaktadır. “Son gelişmelere göre IŞİD’in direnci kırıldı ve Kobanê’yi terk ettiği yönünde haberler geliyor. Türkiye’nin bu konuda olumlu bir rolü olduğunu umarım unutmazlar.”
Unutmak mümkün müdür Arınç Bey. Unutulmaz. Çünkü “Kobané’de yüzyılın tarihi yazıldı”.
Yazılan bu tarihin bir benzerini kim başarabilirdi deseler? Bence YPJ-YPG dışında hiç kimse derim. Ve bu tarihin adı gökyüzü semahlarına yazıldı.
Şimdi özgürleşen Kobané’nin yeniden inşasına sıra geldi. Bunu da tüm var gücümüzle birlikte başarabileceğimizin inancındayım.
Bir kez daha Kobanê şahsında insanlık değerlerini, kutsallıklarını, ideallerini ve inançlarını canıyla, kanıyla savunan tüm kahraman şehitlerimizi rahmetle anıyor ve onların bu büyük direniş ruhları önünde saygıyla eğiliyor; bu zaferi mümkün kılan tüm direniş emekçilerini kutluyorum.