Dünyanın düzenini bozan, hayatı alt üst eden Koronavirüs pandemisi öncesine kadar Van’ın en büyük ekonomik hareketliliğini sağlayan Van Alışveriş Festivali (Van Shopping Fest) 15 Mart 2022 Salı günü start alıyor.
Pandemide verilen aradan dolayı gerçekleştirilemeyen ve İranlılar’ın Van’da olduğu dönemlere denk gelmesi nedeniyle müthiş bir hareketlilik yaratan o festival şüphesiz Van için büyük anlam ifade ediyor.
Zira daha 5-10 yıl öncesine kadar da Van’da İranlı yoğunluğu sadece Nevruz haftasında yaşanıyordu.
Bu yoğunluğun da derli toplu bir idaresi yoktu. İranlılar geliyor kendilerince bir ‘kafa dağıtma’ süreci olarak Nevruz sürecini Van’da geçiriyordu. Daha sonra bu işin bir Pazar olabileceği düşüncesiyle adımlar atıldı. İranlılar’ın bir hafta değil yılın her günü kente kazanç sağlayabileceğinden hareketle önemli görüşmeler ve çalışmalar yapıldı. Önce Nevruz haftasındaki kalış süresi artırıldı. Sonra Shopping Fest ve ile yeni bir süreç başlatıldı. Daha sonra da Yıl Başı gibi farklı dönemlerde de Nevruz yoğunluğu kadar büyük bir yoğunluğun olduğu dönemler başladı.
Ve en nihayetinde Van’ın 1 yılda bir milyona dayanan bir turist gördüğü zamanlar oldu.
Pandeminin olmadığı, ekonomik sıkıntıların baş göstermediği süreçteki o günler Van’ın en parlak dönemleri olarak öne çıktı. Kentte alışveriş merkezi, giyim mağazaları, kafe ve restoranlar, oteller ve eğlence mekanları gibi yerlerin sayısı arttı. Ardı ardına yatırımlar yapıldı. Yetmedi. Turizmde de İranlılar’a yönelik turlar başladı. İranlılar’ın kentte yaptıkları etkinlik sayısı artarak devam etti. Her ne kadar bunda da bir master plan, çalışılmış bir program nezdinde ilerlemesek de Van birkaç yıl içinde bu turist akınıyla ihya oldu.
Ülkenin büyük bölümünde turizm kıvranırken Van rekor üstüne rekorlar kırdı. Fakat Pandemi ile birlikte gidişat bozuldu. Şimdi yeniden bu sürecin toparlanması için çalışılıyor. Kapıköy yeniden açıldı. İranlılar gelmeye başladı. Bunlar olumlu gelişmeler. Fakat pandemi henüz bitmiş değil. Dünya büyük bir kriz yaşıyor. Rusya-Ukrayna savaşı dünyaya etki ediyor. Sadece Türkiye değil bölge ülkelerinin bir çoğunun etkilendiği bir süreçten geçiliyor. Buna rağmen Van bu normalleşme sürecinden faydalanmak istiyor. Shopping Fest’in başlaması da bunun için harika bir adım.
Ama…
Daha önce de çeşitli vesilelerle yaptığım hatırlatmayı bir kez daha yapmak isterim. Bakın herhangi bir sektörde çok sivrilemeyen, son dönemlerde tek dayanağı turizm olan ve kendisini İran’a bağlayan Van’ın çok ama çok dikkat etmesi gerekiyor. Diken üstünde bir kent olan Van kentteki, bölgedeki, ülkedeki ve bu coğrafyadaki tüm gelişmelerin anında etkilediği bir yer. Üstüne bir de kentin kendi iç düzeni ve gidişatı var. Bu nedenle İranlıların bu ziyaretlerinin kent için önemi büyük. Bu gelişlere ve ilgiye sahip çıkmak, saygı duymak ve devam ettirmek gerekiyor. Geçmişte bazı olumsuzluklar yaşandı. Ulaşımda da, esnafların davranışlarında da ciddi sorunlar oldu. İranlılar hiç şık olmayan muamelelere maruz kaldı.
Tek seferlik olarak görüldükleri için birçok yerde ahilik kültürüne yakışmayan bir esnaflık ortaya konuldu. İranlıların gelmediği dönemde de Van bu gelişlerin kıymetini çok iyi anladı.
Şimdi bize düşen kendimize çeki düzen vermek.
İran’dan gelen turistlerin bu kentin ekonomisini ayakta tuttuğu bir gerçek. Daha büyük bir kapı açılana kadar, daha büyük kazançlar edeceğimiz sektörler bulana kadar en çok bu sektöre sarılmalıyız. Bunda da hepimize görevler düşüyor. Bir İranlı’nın Türkiye’ye girdiği andan itibaren muhatap olduğu herkese ciddi görevler düşüyor. Mesela İranlılar kapılarda mülteci gibi beklemeyi hak etmiyor.
Kapıköy’deki o kötü manzaraların ortadan kaldırılması gerekiyor. Onları taşıyan toplu ulaşım sahipleri ve kooperatiflerin ciddi manada bir eğitim ve bilinçlendirme sürecinden geçmesi gerekiyor.
Esnafların esnaflığa yakışır muameleler ortaya koyması gerekiyor.
Kentin de gerçek manada bir festival kenti gibi davranması gerekiyor.
Bu insanlar kente can suyu oluyor. Ve bize düşen bu insanlara saygı duymak.
Yedikleri, içtikleri bizi ilgilendirmiyor.
Zevklerine karışmak bizim işimiz değil. Bize düşen onlara gerçek bir Van misafirperverliği göstermek.
Gerisine karışmayacağız. Öyle olsun ki her yıl daha büyük sayılarda İranlı turisti ağırlayabilelim. Öyle olsun ki Azerbaycan, Ermenistan, Irak gibi gelecekte bu kente akın etmesi muhtemel ülke insanlarının “Biz de gidelim” diyeceği bir kent algısı oluşturalım.
Bunu yapmazsak…
Biliyorsunuz turizm hassas bir sektör. Püf diye uçuverir her şey. Bize düşen sahip çıkmak. Hele de yaşadığımız onca olumsuzluk, atlattığımız badireden sonra bence kimsenin bir şey söylemesine gerek yok. Kendimizin düşünmesi, hiç hataya mahal vermemesi gerekiyor. Yoksa bu kez her şeyi kaybederiz.
Aman diyim.
Aman ha…