Özlü Söz; Allah yolunda cihat etmeden ve cihat etmeyi arzu etmeden ölen kimse bir nevi münafıklık üzerine ölmüş olur. Hz. MUHAMMED (sav)

Allah Kuranı Kerimin Maide Suresi 3. ayetinde; "... Bugün dininizi kemale erdirdim, olgunlaştırdım. Üzerinizdeki nimetimi, dinimi tamamladım. Liyakatinizden dolayı, hayatınızla iç içe din olarak, şeriat olarak, medeniyet olarak size İslam'ı layık gördüm..." buyurarak razı ve hoşnut olduğu İslam dinini bize layık görerek biz kullarını şereflendirmiştir.

Allah, İslam dininin insanlar arasında uygulandığı zaman hiçbir kula haksızlık yapılmayacağı onun bütün yaşam koşullarını koruma altına alacağının teminatını veriyor. Ve İslam Allah adına dünyayı imar etmek, insanlar arasında adaleti yerine getirmek üzere gönderilmiş bir din olarak beyan edilirken ne yazık ki bu ilahi ikramı kendi nefis ve çıkarları için kullananlar bu dine en büyük kötülüğü ederek insanları yanlış yollara sevk etmişlerdir.

Allah biz kullarından hiçbir insana haksızlık etmemeyi onlara zulmetmemeyi emreder. Ve Allah adına adaleti yerine getirmeyi bizden ister.

Allah, Kuranda bizden istediklerini çok edebi bir dil ile ve kavramlarını anlamamız için özel bir anlayışla bizden uygulamamızı ister. Kuranda bulunan temel kavramlar vardır. İşte Allah bu kavramları zatının murat ettiği hali ile anlayıp uygulamamızı emreder.

Allah, Kuranda dinden bahseder. Din kavramını O'nun murat ettiği haliyle anladığımız zaman dini anlamış oluruz. Örneğin Kafirun Suresinin son ayetinde; "Sizin dininiz size benim dinim bana" buyurarak Peygamberin dili ile müşriklere kendi inanç, yaşam tarzı ve hükümlerinin kendilerine ait olduğunu ve Allah'tan gelen ilke, kural, inanç ve yaşam tarzının da Müslümanlara ait olduğunu beyan buyurur.
Ortada iki din var biri müşrik bir aklın ortaya koyduğu ve insan hayatını tanzime eden din, diğeri de Allah'ın vahiy ile Peygamberleri vasıtasıyla gönderdiği ilahi din. Biri vahiy dini olurken diğeri de aklın ürünü olan Kapitalizm, Sosyalizm, Faşizm, Liberalizm, Ebucehilizm.... gibi dinlerdir

İşte temelde bu iki dinin çatışması vardır.

Bu iki din Hz. Adem(as)'dan Hz. Muhammed(sav)'e kadar gelen ilahi din zinciri ile bu ilahi dine karşı gelen insanların akılları sonucunda buldukları beşeri-insani dinlerin çatışması...

İlk din tevhit kaynaklı ilahi dindir. Bu dine karşı gelen insan Şeytani bir dürtü ile akıl ve nefsini ön plana alarak ilahi olan dine karşı çıkışıdır. Akıl Allah'tan gelene razı olmayarak hakkı olmayanı kuvvetle almaya yönelme dinidir bu akıl kaynaklı dinler...

Allah, insanlar Şeytani dürtüler sonucunda Allah'tan gelen hükümlere kanmasın insanlara zulmetmesin diye adaletli olan sistemini Peygamberleri vasıtası ile göndererek onlara yardım etmiştir. Ancak insanlar kendilerine gelen Peygamberlere inanmak yerine onları inkar etmiş hatta bir çoğunu da şehit etmiştir.

Allah bu konuda Kuranda bize Yahudilerden ve onların yaptıklarından bahseder. Yahudilere gönderilen Peygamberlerini niçin katlettiklerini nasıl inkar ettiklerini onun yerini ilahi olmayanı ilahi gibi göstermelerini bize Kuranda beyan buyurur.

Yahudiler kendilerine gelen Tevrat'ı daha sonrada Hristiyanlar da kendilerine gelen İncili Allah'tan gelmiş orijinal halini tahrif ederek bugün ellerinde bulunan bu ilahi kaynaklı kitapları insanlara kabul ettirip dünya üzerinde bunun hükümranlığı için çalışırlar.

Allah, biz kullarından O'na iman etmemizi en son göndermiş olduğu Kurana göre düşünüp yaşamayı, Kuranın hükümleri çerçevesinde bir ilahi nizamı kurarak insanları adaletle yönetmeyi bizden ister. O'nun Uluhiyet ve Rububiyetini tanıyarak teslim olmuş bir mümin olarak dünya hayatımızda İslami yaşamamızı bizden ister.

Buna razı olmayan ve İslam'ın dünya siyaset sisteminde insanlar tarafından benimsenmemesi için tuzak kuran Müslümanların topraklarını işgal eden ve beyinlerini haramlarla meşgul eden Yahudi ve Hristiyan ittifakı ne yazık ki bugün coğrafyamızda sınırlarla birbirimizi ayırdığı gibi bizi birbirimize de düşman etmesi bu istemin sonucudur.

Allah Yahudi ve Hristiyanların velayetini onların idaresi altına girmeyi ve onların dünya nizamına adapte olmayı bize yasak etmesini Maide Suresi 51. ayetinde beyan buyuruyor. 90 yıldır İslami bir eğitim ve öğretimden geçmeyen Müslüman nesiller ne yazık ki onların tuzaklarına düşerek İslam yerine onların beyinlere enjekte ettiği ideolojik fikirleri hareket etmektedirler...

Allah bizden İslam dinini bilmeyi özümlemeyi yaşamayı ve ona göre hareket etmeyi ister. Allah'ın dinine düşman olan Yahudi ve Hristiyan ittifakı ise bizden İslam yerine nefsimize güzel gibi görünen ama ahirette hesabını vereceğimiz bütün haramları hayatımıza tatbik etmemiz için zemin hazırlar...

Bizi siyaset arenasında görmek istemezler. Çünkü onların tahrif edip inandıkları kitaplarında dünyayı Allah adına Yahudilerin yöneteceğine inanırlar. Hatta Siyonist İsrail'in bayrağında iki mavi çizgi onların dünyadaki hükümran olacakları toprakların sınırlarını belirleyen Nil ile Fırat nehirleridir. Bu iki nehir arasındaki topraklar Allah tarafından kendilerine verilmiş kutsal topraklardır. Ve üzerinde yaşayan Araplar, Türkler ve Kürtler onların emrine girip onların işlerini yapacak göz zevkleri bozulmasın diye hayvandan insan suretine getirilmiş köleleridir...

İşte Allah bizden adalet ve imar edip insanları dünya üzerinde mutlu etmeyi isterken, Allah'ın düşmanı olan Yahudi ve Hristiyan ittifakı ise insanların topraklarını işgal etmeyi, onları köle gibi görüp sadece kendilerine hizmet ettirmeyi istemektedirler.

Bugün gelinen noktada İslam'ın Müslümanlar tarafından tekrar siyasi hükümranlık platformuna çıkmaması için Müslümanları ırklarına göre ulusalcılık ile kandırarak birbirine düşman etmesinin yanı sıra sınırlarla birbirinden ayırması neticesinde bugün yaşanan savaş ve katliamlar tamamen Allah'ın gerçek İslam'ının geri gelmemesi içindir.

İslam coğrafyasında Müslümanları sınırlarla birbirinden ayıran Yahudi ve Hristiyan ittifakı Kürtleri Osmanlının yıkılışı ile ileride İslami bir istemleri olmasın diye dört devlet arasında paylaştıranlar şimdi Kürtleri yeniden devlet yapma peşindeler. Bunu yaparken de ne yazık ki Kürtlerin iyiliği için yapmadıkları ortadadır…

IŞİD gibi bir terör örgütünü ortaya çıkaran ve onları Kürtlerin sosyalist kesimleri ile savaştıran ABD kurmuş olduğu koalisyon çerçevesinde IŞİD yapılanmasını İşte İslam budur dercesine dünyaya tanıtıyor.

Ama gerçekte Kürtlerin sosyalistlerini ve İslami kesimin ileride önlerine engel olmasın diye radikallerini birbirine öldürtüyor. Şimdi Peşmerge güçlerini Kobaniye gönderen ABD onlara zafer kazandıracak. Neden! Çünkü Barzani'nin silahlı gücü olan Peşmerge Kobaniye girmesi ile oluşturulacak zafer kurulup Barzani'ye teslim edilecek Kürdistan'ın bir zaferi olarak yansıtacak.

Rojava olarak adlandırılan ve kantonlardan oluşacak bölge ABD açısından pek kabul edilmeyen bir yapılanma. Bu yapılanmayı PKK/PYD güçleri istemekte. Ama bu ABD'nin İslam coğrafyasına kondurmak istediği proje ile örtüşmüyor. ABD'nin Barzani ve Peşmergeye tanıdığı bu fırsat sosyalist Kürtler tarafından pek iyi karşılanmazken diğer muhafazakar Kürtler tarafından da "BIJİ SEROK OBAMA" sloganı ile dillendirilmesi oynanan ABD oyunun nasıl hüsnü kabul gördüğünün göstergesi...

Elbette ki bu İslam düşmanlarının kurmuş olduğu tuzaklardır. Allah, Resulünün haber verdiği ile bizleri sevindiriyor. Askeri yönetimlerin ardından gelecek Peygamber devrinin bir benzeri olan hilafet geldiğinde bütün dünya mazlumları zalimlerin zulmünden kurtulacağı gibi İslam coğrafyasında hile ve oyunlarla Müslümanları tuzaklara düşüren hain ve işbirlikçiler ile birlikte Siyonizm'in ve onun öncü gücü olan ABD'nin de sonu gelecektir...

Gelecek günler Allah'ın yardımı ile muvahhit Müslümanlarla birlikte zayıf ve zulme uğramışlarındır…

Selam ve dua Allah'a gerçek manada teslim olan muvahhit ve şehitlerimizedir...