Biz yazmaktan yorulduk, STK’lar ve kentin dinamikleri susmaktan ve koltuklarında bir sağa bir sola dönmekten yorulmadı.

 

Her kesimin belli sorunları kendince yorumladığı, işin içine biraz siyaset biraz de su katıp iyice cırtlaklaştırdığı kent sorunları her geçen gün biraz daha sıradanlaştıkça, STK’lar da ‘sözde’ dinamikler de biraz daha yerlerine gömülmeye devam ediyor.

 

Son bir iki aydır, kentin içinden geçtiği sancılı sürecin maddi ve manevi etkilerini konuşuyor, bu süreci ilgisi olabilecek her muhatap ile mutlaka müzakere etmeye çalışıyoruz. Kentin dinamiklerinin bile konuşmaya tenezzül, cesaret, gayret edemediği o kadar sorun içinde bir de dile getirilen ayrı ayrı söylemler ve tezat görüşler işi iyice içinden çıkarılmaz bir hal alıyor.

 

Şehrivan’ı takip edenler bilir. Bir süredir kentte devam eden bir ‘Birileri vergi/haraç topluyor’ söylemi var. Kimileri “Para toplanıyor” diyor, kimileri “Kentte sermaye kalmadı, Van boşaldı, herkes gitti.” Diyor. Bakıyorsunuz bu şehir efsanelerini dile getirenler ve suskun STK’lar koltuğunda oturuyor, rant babaları kurumlardaki ihale mesailerine hiç ara vermiyor, ne gariptir ki bu söylentiler sadece ‘yoksul’ kesim üzerinde bir korku oluşturmaktan öteye gitmiyor.

 

Ne gariptir Van’da hangi yetkili ismin ağzını açsanız farklı konuşup, kendini de oturduğu koltuğu da iyice itibarsızlaştırıyor.

 

En son gazetemize de “Kafalar karıştı” şeklinde yansıyan bu para toplama mevzusunda haberi okuyanlar her kesimden nasıl farklı görüşler geldiğine şahit olmuşlardır.

 

-Vali bey Ramazan ayında katıldığı toplantıda “Para toplayan çetelerden haberdarız.” Diyor, Emniyet Müdürü henüz kendilerine ulaşan tek resmi bir vakanın bulunmadığını söylüyor.

-Bir STK başkanı “Evet, kentte ciddi bir sermaye göçü yaşanıyor.” Şeklinde beyanat verirken, en büyük esnaf temsilcisi Van TSO Başkanı Necdet Takva, “Van’ı terkeden işadamı yok, aksine yeni işyerleri açılıyor.” Diyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Bekir Kaya ise, “Ben araştırdım, kimse Van’ı terketmiyor.” Şeklinde beyanat veriyor.

 

Farklı farklı da olsa konuştuklarında ortaya bir şeyler çıkıyor ama şu son aylarda kentin önde gelen isimlerini konuşturmak deveye hendek atlatmaktan daha zor bir hale gelmiş durumda. İyi günde, kötü günde kentle ilgili her daim konuşması gereken STK’lar, kimsenin baskısı ve etkisi altında kalmadan konuşmak yerine tozdan nem kapıp çekincelerine yenik düşüyor. Bayramda, seyranda, siyasetçi tokalaşmalarında, yemekli organizasyonlarında oturmadık sandalye bırakmayıp, ip gibi dizilen kentteki STK, Meslek Kuruluşu, Dernek, Örgüt gibi yapılanmaları maalesef böyle durumlarda bulmak için kılı kırk yarıyorsunuz, nafile!

 

***

 

Dedik ya, birileri bu suskunluğa alışkın değil, “Artık STK’lar konuşmalı” diyerek bir adım attı. DAKA ile birlikte bir işbirliği ile STK’lar arasındaki ‘DİYALOGSUZLUK’ üzerine bir çalıştay düzenleyen Van Büyükşehir Kent Konseyi, diyalogsuzluğu bitirmek için yaptığı çalıştayda bile diyalogsuzluk kurbanı oldu.

 

Van Büyükşehir Belediye Başkanları’nın bir cenaze nedeniyle katılmayıp konuşmalarını yapmadığı o çalıştaya belli ki diğer kent dinamiklerinin kiminin kaynı hastalanmış kiminin bacanağı taş düşürmüş, diğerlerinin de bir şekilde işi çıkıvermiş.

 

Büyükşehir belediyesi katılmadığı gibi ilgili bir ismi de göndermekten aciz kalmış, AK Parti her zamanki gibi ‘iktidar’ havasından kurtulamayıp tenezzül etmemiş, diğer partiler vakit bulamamış, başkan muhtarı, muhtar azasını yönlendirmiş, ortaya ‘karışık’ bir çalıştay çıkıvermiş! Ne acı değil mi?

 

Diyalogsuzluğu toplanmak için konuşan STK’lar ve yerel yöneticiler ‘diyalogsuzluktan’ ölüyor, kentin sorunları diz boyu iken bu kentin sorunları sadece kahvehanelerde ‘kaçak çaylar’ eşliğinde konuşulmaktan öteye gitmiyor, yöneticiler ise hala ‘kedidir kedi’ deyip geçiştiriveriyor.

 

***

 

Şahsen ben kentte bu sorumsuzluğun da, sessizliğin de, eylemsizliğin de sorumlusu olan bu STK’ları, meslek örgütlerini, yerel yöneticileri, kurum amirleri ve yöneticileri ve içinde bulundukları durumu kabullenemiyorum.

 

Bu kentte bir şeyler düzelsin diye bir araya gelmeleri için yüzbinlerce insanın gözlerinin içine bakarak beklediği insanlar ‘şahsi’ tavırlar yüzünden bu kentin kaderi ile artık oynamamalı.

 

-Bu kentte bir fuar yapılıyor Vali varsa, belediye başkanı; Belediye başkanı katılmamazlık ediyorsa,

-STK’lar kendileri olmaları gereken organizasyona bile gelmeyecek kadar pervasız bir şekilde sözde büyük kitlelere önderlik ediyorsa.

-İktidarın teşkilatı da, kentin iktidarı da sadece seçimden seçime konuşuyorsa,

 

Bu kentte bir şeyler yanlış gidiyor demektir.

 

Ne gariptir, bu kentte iyi günde de kötü gündede konuşan tek isim olan CHP Van İl Başkanı Cemal Şen, STK’ların kendilerinin tenezzül etmediği o toplantıda katılan ve konuşan tek siyasi parti temsilcisi oluyor.

 

İyi vallahi, seçim zamanı mangalda kül bırakmayın, sizin bayraklarınızdan ve sloganlarınızdan kimseye fırsat kalmasın, seçim bitince de konuşan tek isim CHP’li Şen olsun. Keşke Şen’deki memleket sevdasının onda 1’i diğer partililerde de olsaydı!

 

***

 

KEŞKE BÜYÜKŞEHİR OLMASAYDIK

 

Yerel seçimden sonra Van’ın içine girdiği sancılı süreci ve yönetimsel krizi gördükten sonra bazen “Van keşke büyükşehir” olmasaydı diyorum.

 

Ne büyükşehir anlamında bir yapılaşma sağlanabildi, ne de büyükşehir olduktan sonra öyle biraz farklar görülebildi…

 

En azından büyükşehir olmadan önce oturmuş bir sistem ve alışılagelmiş bir hizmet düzeni vardı. Ödeneği de belliydi, gelen yönetimin eti de budu da.

 

Şimdi ortada koca yapılanmalar, büyük sorumluluklar ve haliyle büyük beklentiler var ama ne büyükşehir ne yerel yönetimler ne de bu kentin diğer yapılanmaları bunu sağlayamıyor.

 

KAYA ARTIK KONUŞMALI

 

Büyükşehir Belediye Başkanı Bekir Kaya’nın çok fazla medyatik olmadığı ve her gün basına demeçler verip konuşmalar yayınlamadığını biliyoruz. Ama bu kentte büyükşehir kurulmadan önce konuşulan bir şey vardı, “Van Valisi Bekir Kaya” olacak diye.

 

Mecazi bu cümlenin altındaki gerçek, büyükşehir ile birlikte önceleri birinci adam olan Vali’nin yerine Büyükşehir Belediye Başkanlarının ön planda olduğu yeni bir yönetim anlayışının yürürlüğe gireceğiydi.

 

Özel İdare ve Valilik gibi makamlarının daha az konuşan makamlar olduğu; kentin gelişiminin de, yerel yönetiminin de hizmetinin de sorulduğu tek makam büyükşehir belediye olduğu şu süreçte haliyle bu kentte herkesin birinci muhatabı Bekir Kaya’dır.

 Kurumlar, Valilik ve BDP’li yöneticiler ile geçmişten gelen bir uyumsuzluk olduğu aşikar, ama insanlar bu kentte Büyükşehir Belediye Başkanı olarak Bekir Kaya’ya oy verdiyse ve beklentilerinin büyük bölümünü onun üzerinden kurduysa Başkan Kaya beklentileri gerek söylemleri gerekse de duruşu ile hissettirmeli.

 Koca büyükşehir Van’da bu insanlar sadece devletten yatırım beklememeli. Bu kentte ekonomide kriz varsa, sermaye göçü yaşandığı iddiaları dolaşıyorsa, esnaftan para toplanıyor, esnaf dükkan kapatıp gidiyor şeklinde söylentiler diz boyuna varmışsa Bekir Kaya, sadece bazı toplantılarda, fuarlarda satır aralarında değil her platformda bunları konuşmalı. İki dönemdir hiçbir basın mensubunun görüşemediği, röportaj yapamadı, bir değerlendirme için bir araya gelmediği Bekir Kaya ve ekibi artık bu gidişata son vermeli.

 

Sadece gazeteci olarak bile kentin sorunları noktasında ne daire başkanlarına, ne ilgili müdürlüklerine ulaşamadığımız bir yerel yönetim modeli yerine, basın ile bu sorunların hem dile getirilmesi hem çözümü noktasında bir belediyecilik anlayışı da şu sıralar eksikliği en çok hissedilen noktalardan sadece birisi…

 

Bu sancılı süreçte Bekir Kaya daha çok konuşmalı, daha büyük bir rol üstlenmeli. Zira bu suskunluğun bu kente yaşattıkları bugün konuşulanlardan çok daha ürkütücü bir hale gelmesinden sonra bu işin geri dönüşü zor olacak.

 

Van bir kıvılcım bekliyor. O halde bu kıvılcımı kentin en önemli isimlerinden birisi olan Bekir Kaya çaksın!