Özlü Söz: Haksızlığa sapıp bütün insanların senin peşinden gelmeleri yerine, adaletli davranıp tek başına kalman iyidir. MAHATMA GANDİ
Hiçbir ülkenin gündemi Türkiye kadar değişmiyor. Ve olaylar o kadar bol ve hızlı ki bugünün olayı dünkünü unutturuyor. Ülke; seçim, koalisyon, Kürt sorunu, ekonomi, işsizlik, savaş, terör ve dış güçlerin önümüze koyduğu olaylarla doluyken şimdi de yeniden seçime girmeyle uğraşacak…
7 Haziran seçimi öncesi erken genel seçim konuşulurken bunun bir kehanet olmadığı bilinmesi gerekir. Ekonomisi ve siyaseti dışarıdan yönlendirilen bir ülkede iktidar partisi Amerika’dan icazet alarak iktidar koltuğuna oturması bunları beklemek beyin zorlaması değil olacakların gerçekleşmesidir…
Amerika’yı tanıyan herkes Amerika’nın kimseye dost olmadığı ve dostu ile tek hamisi olduğu devlet terör sonucu kurulan İsrail’dir.
Emperyalizmin yönetici oyuncuları Hıristiyanlardır. Bu Hıristiyanlar öğretisine hayran oldukları Siyonizm’dir. Siyonistler, Hıristiyanlara kurdurdukları Protestanlık Mezhebinin bir tarikatı olan Evanjelizmi kendilerine bağladıkları için onlar birbirinin velisi konumundadırlar.
Bundan dolayı Allah biz Müslümanları Kuranda Yahudi ve Hıristiyanların bu ittifakına ve birbirine bağlılığına işaret ederek Maide Suresi 51. Ayetinde şöyle buyurur; “Ey İman edenler, Yahudi ve Hıristiyanları kendinize veli edinmeyin, onlar birbirinin velileridirler. Sizden kim onları veli edinirse onlardandır. Allah zalimler toplumuna hidayet vermez”
Allah bizleri uyarmasına rağmen ne yazık ki nefsini ön planda tutan ve kendisine güvenini yitiren günümüz işbirlikçi Müslümanları Allah’ın gaybi yardımlarına ümitsizdirler. Ve ne yazık ki iktidar olmayı ve dünya hâkimiyetini onlarda gören bir yola sapmışlardır.
Siyonist İsrail’in bayrağında bulunan iki mavi şerit onların sınırlarını belirleyen Fırat ve Nil nehirleridir. İşte Amerika Siyonist İsrail’in bu sınırlara ulaşıp hâkimiyet kurması için bugün ne yazık ki İslam coğrafyasına bir daha müdahalede bulunmuştur. Ve eliyle kurup canavarlaştırdığı DAİŞ terör örgütüne karşı batılı devletleri ve işbirliğinde olduğu devletleri bir koalisyon etrafında konuşlandırıyor.
Amerika bu koalisyona Türkiye’yi de katmak istediğinde şartların el vermemesi sonucunda iktidar partisi bu koalisyona girmek istemedi. Daha doğrusu AKP-Cemaat çatışmasında Amerika’nın cemaatten yana tavır takınması AKP lider ve kurmaylarını kızdırmıştı.
Erdoğan’ın C.Başkanı seçilmesinden sonra 7 Haziran 2015 tarihinde genel seçime gidilmesi sonucunda AKP’nin tek başına iktidara gelememesi bir hesabın isabet edememesi oldu.
AKP seçimlere en az %42 gibi bir oyla tek başına iktidar olacağı hesabını yaparak seçim alanını açtı. HDP’nin siyasal zeminde %10 barajını aşması için gerekli zemin hazırlanacak. HDP bu barajı aştığında PKK’nın dağdan inmesi için işi kolaylaşacaktı.
Hesap buydu ama hesap tutmadı.
AKP %40 ile tek başına iktidar koltuğuna oturamadı. HDP barajı %3 artı puanla aştı.
Başından beri sıkı olarak takip ettiğimiz koalisyon gözlemimizde kesinlikle koalisyona gidilmeyeceği bunun yerine oyalama taktiği işleneceğine kanaatimiz tamdı ve yanılmadık.
CHP elini taşın altına koymaya ve gelecekte oy kaybetmeyi göze alabilecek kadar istekli davrandı.
MHP bugüne kadar görülmemiş bir istemezük siyaseti izledi. Herhalde kendi tabanı da bunu hiç hoş görmedi ki seslerini yükselttiler.
Ancak bütün olayların üzerin Suruç’ta DAİŞ’in yaptığı terör eylemi her hesabı altüst etti.
ABD, AKP iktidarını DAİŞ’e karşı koalisyona mecbur kılmak için Suruç’taki katliamı gerçekleştirdi. Kobaniye yardım için birçok ilden gelen sosyalist gençler HDP’nin misafirleriydiler. Kanlı bir katliama maruz kalmaları neticesinde PKK militanları intikamların almak için eylemlere başvurunca devletin arayıpta bulamadığı bir fırsatı ele geçirerek PKK’ya ait yerler havadan bombalandı.
Çözüm süreci boyunca PKK’nın bütün karargâh ve mühimmatlarını tespit eden devlet bunları yok etmek için bombardıman yaptı. Buna karşılık PKK militanları eylemlere başladı. PKK bu eylemlere kalkışması tuzağa düşmesi ve Amerika’nın onları satması olarak anlaşılmalı…
Ve neticede her iki taraftan cenazeler gelmeye başladı. Analar yine yürek dağlarcasına evlatlarına ağladılar. Ve anaların bu feryat ve figanları ile gözyaşlarına dayanmak gerçekten çok zor…
Bütün hesaplar yeniden seçime girmek ve +2 puanla iktidar olmak uğruna yapılan bu siyasi hesaplar bize getirisi yıkım, kan, gözyaşı, kin ve nefret ile ilerde tamiri mümkün olmayacak olaylar…
1 Kasım 2015’te yeniden seçim yapılacak,
Peki değişen ne olacak,
AKP %42 ve üstüne çıkmak için ince hesaplar yapacak,
Nasıl mı, ?
Şöyle ki… 7 Haziranda çok bilinçlice listeye aldığı ve oy getirmeyecekleri gün gibi aşikâr olan adaylarla seçime girmişti. Neticede doğu illerinde bu planı gereği oylarını HDP’ye bilerek verdirdi. Hem de tabanını küstürmek adına…
Şimdi 1 Kasım seçimleri için en güçlü adaylarla girmek kolları sıvayacak. En güçlü adayları listeye koymayı planlayacak. Hedef, %42’nin üstü bir oy oranı ile tek başına iktidar olmak.
Peki, bu kadar insanın ölmesine ve kanın akmasına, anaların gözyaşı dökmesine, her yerin ateşe verilmesi ile birlikte iş makinelerinin yakılmasına değer miydi acaba?
İşte Amerika’nın atına binenin yapacağı siyasi oluşumdu bu kadar olur.
Ve yine tekrarlıyoruz…
İslam Birliği kurulmadan Amerika’nın ve akıl hocası Siyonist rejimin oyun ve hileleri bitmez…
Selam ve dua Allah dostlarına…