Dünkü gazetemizin manşetinde yer alan haberde yer verdiğimiz ifade vardı: “Van sürprizi sever” diye…

51 YILLIK DÜZEN BOZULUR MU?

Haberin detaylarında da yer verdiğimiz üzere hiçbir partinin iki kez üst üste kazanmadığı bir seçim sürecine doğru emin adımlarla ilerliyoruz. Ya Van’da 51 yıllık gelenek bozulacak ya da bu süreç 5 yıl daha aynı şekilde işleyecek. Yani ya AK Parti belediyeyi devralacak ya da BDP Van’da tarih yazacak. Van seçmeninin siyasi tercihi her yerel ve genel seçimde bir anda değişebiliyor. Bir seçimde yüzde 40’larda oy alan bir parti diğer seçimde yüzde 10’lara kadar vurabiliyor. Dolayısıyla siz düşünün artık bizi bu seçimde nelerin beklediğini.

***

ANKET’E İNANMA ANKETSİZ KALMA

Şu anda Van seçmeninin 18 gün sonra hangi partiyi yerelde iktidar edeceğini ve Van Büyükşehir’i kime emanet edeceğini kısmen de olsa en yakın şekilde bize yansıtan şey anketler. Gelin görün ki bu yerel seçim öncesi Van’da farklı anket şirketlerinin farklı dönemlerde yaptığı anketlerin ne denli farklı olduğu ve nasıl uçurumlar olduğu hepimizin malumu. Mesela ORC anketi Van’da AK Parti ile BDP’yi başbaşa gösterirken geçtiğimiz hafta SAMER adlı anket şirketi ise BDP’yi yüzde 60’larda gösterip BDP’nin Van’daki belediyeleri 13’e 1 alacağını söylüyor.

***

SUSKUN SEÇMENİN İRADESİ

El mahkûm bu süreçte bizim sandıktaki tercihimizi bize en iyi anlatan şey anketler, kendimizi inandırmaya çalışıyoruz. Lakin naçizane tavsiyem anketler ne derse desin Van’ın bu sürprizsever yapısını göz önüne almamızdır. 2004 yılını hatırlayalım: AK Parti’nin yüzde 45 aldığı bir seçim sonrasında 5 yıl içinde yapı bir dönemde değişmişti. Ama bu süreçte ilginç olan bir şey vardı Van’daki BDP seçmeni kendisini bugün olduğu kadar rahat yansıtmıyordu. 2009 yılını sonunda bile BDP’nin şu anki havası sezinlenmezken gizli seçmen AK Parti’ye adeta ders vermişti. Şimdi de BDP alanda ciddi bir hâkimiyete sahip ama AK Parti seçmeni sessiz ve gizli kalmayı tercih ediyor. O yüzden anketlerdeki üstünlüğe de sokaktaki AK Partili seçmen sessizliğine de aldanmamak gerekiyor. Dedik ya: Van sürprizi sever!

***

CEMAAT VAN’DA KİME OY VERİR?

Seçimi hep AK Parti ile BDP arasında geçen bir yarıştan ibaret görmemiz bizim suçumuz değil. Ortada iki favori parti varsa bu iki partinin üzerine konuşmak da bizim boynumuzun borcu ama geriye kalanları da görmezden gelmek olmaz. Çünkü bu yıl Türkiye çok farklı bir ortamda seçimlere giriyor. 17 Aralık öncesi Türkiye ile 17 Aralık sonrası Türkiye artık çok farklı. Yıllardır omuz omuza giden bir AK Parti ile Cemaat arasında başlayan soğuk bir savaşa bizzat tanıklık ediyoruz. Burada kilit nokta cemaatin siyasetteki etkinliği.

Geçmiş yıllarda ne denirdi? Cemaat siyasete girmiyor. Cemaate yakın insanlar şu an AK Parti’de yer alıyorsa da bu kendilerinin ve partinin kendi takdiridir. Ama baktığınızda hükümetin ganimetlerinden en iyi faydalanan kesim yine Gülen Cemaati idi. Şimdi durum farklı. Cemaat diğer bir deyişle camia koptu gidiyor. Üstelik referandumdaki katkıyı saymazsak cemaat en siyasi duruşu bu seçimde sergileyecek. Peki bu tavrı sergilerken Van’ın payına düşen ne olacak?

CEMAATİN OYU 2 PARTİYE

Cemaatin kendi içinde her ilde ‘en güçlüyü destekleyin’ şeklinde bir karar aldığını hepimiz biliyoruz. Bundan yana hiç şüphe yok. Yok, da Van’da aynı eksende daha önce bir araya gelmemiş Cemaat ile BDP arasında bir yakınlaşma olup olmayacağı cidden kafa yoran bir durum. Eğer ki BDP Van’da AK Parti’nin en güçlü rakibi ise, bu cemaatin oylarının BDP’ye gideceğine delalettir. Lakin tavırlara baktığımızda cemaat içerisinden bazı kesimlerin BDP’ye pek de sıcak bakmadığı aşikar. Hal böyle iken adres belli. Cemaatin oyları bu yerel seçimde Van’da kısmen BDP’ye ve Saadet Partisi’ne gidecek. Net!

***

İlçelerde hangi partilerin kazanacağı konusunda net değerlendirmeler yapma hakkımızı sonraki yazılara bırakarak seçimlere artık 18 gün gibi bir süre kala Ak Parti Adayı Osman Nuri Gülaçar ile BDP adayı Bekir Kaya’nın artıları ve eksilerini bir not edeyim dedim. İki isme de ne çok uzak, ne de çok yakın olmadığım gerçeğini de bir kenara bırakarak edindiğim izlenimler ile birer avantaj-dezavantaj tablosu çıkarmak istedim. Sübjektif fikirlerim çerçevesinde durum aynen şöyle:

***

BEKİR KAYA’NIN ARTILARI

-Belediyecilik tecrübesine sahip olması.
-BDP’nin en güçlü olduğu dönemde ikinci kez bu işe talip olması.
-Halkın yürekten sevdiği bir siyasetçi profili çizmesi.
-Adayın değil partinin ön plana çıktığı bir oluşumun adayı olması.
-Temel belediyecilik hizmetlerine yönelip vatandaşa hissettirmesi nedeniyle tüm kesimlerin takdirini kazanmış olması.
-Mensubu olduğu partinin eş başkanlık sistemi ile partiye güç katmış olması.
-BDP’nin meclis üyesi listesindeki katılımcı tavrı ile Kaya’nın da elini güçlendirmiş olması.
-Çok fazla gerekmedikçe ikili tartışmalara girmemiş olması.
-Halk tipi siyasete uyan bir kişilik ve partinin mensubu olması.
-Vatandaşın onu görünce kendisini rahatça ifade etmesi ve siyaset etkisini hiç hissetmeden rahat davranıyor olması.
-İlçelerin ve köylerin de oy kullanması ile oy oranını daha da arttıracağı yönünde bir izlenim olması. Yani büyükşehir yasasının BDP’ye oy anlamında daha çok yarayacağı öngörülmesi.
-BDP’ye hem aşiret hem kişi bazında en üst düzey katılımın yaşandığı bir dönemde aday olması.
-Ağrı’lı olması ve Van’a yabancı olması üzerine yapılan eleştirileri çabuk atlatıp şu anda tam anlamıyla o algıyı silmiş ve kendini bu topluma kabul ettirmiş olması.
-780 milyar (trilyon) şeklinde borç söylentileri olmasına rağmen bir açıklama ile bu söylentileri bastırması ve AK Parti’nin bu konuda hala suskun kalması.

OSMAN NURİ GÜLAÇAR’IN ARTILARI

-Siyasette yeni bir soluk olarak AK Parti’de boy göstermesi.
-İktidar partisinin adayı olmanın verdiği maddi ve manevi gücü hissettirmesi.
-Projeler ve hizmetler konusunda daha çok ön plana çıkması.
-Gerek önceki meslek yaşamı gerekse de içinde bulunduğu durum dolayısıyla Van’ın sorunlarını halk gözü ile biliyor olması.
-Başbakanın kendisini her fırsatta desteklemesi ve bu anlamda arkasında sağlam bir güç olduğunu vurgulaması.
-Siyasi olarak adının yıpranmamış olması ve birçok seçimde boy göstererek yıpranmış bir AK Partili imajına sahip olmaması.
-Kendisine inanan ve samimi olarak onu isteyen ciddi bir kesimin bulunması.
-Çekingen değil cesur bir siyasetçi profili çizmesi.
-Van Büyükşehir Belediyesi’ne BDP’li bir belediye başkanından daha fazla kaynak getirebilecek bir partinin mensubu olması.
-Büyükşehir yasasının da gelmesiyle birlikte yatırım ve gelişmişliğin Ak Parti ile daha çok hızlı yaşanacağı şeklinde bir öngörünün hakim olması.

***

BEKİR KAYA’NIN EKSİLERİ:

-Beklenilenden daha sessiz bir profil çizmesi.
-Cezaevi sürecinde belediyenin kötü bir imaj çizmesi.
-Açıkladığı projelerin bazılarını hayata geçirmemiş olması.
-Hiçbir dönem aynı partinin iki kez üstü üste kazanmadığı bir dönemde yeniden aday gösterilmesi.
-Kentin dinamikleri ile kent konusunda etkili işbirliklerine girmemiş olması.
-Vali ve diğer üst düzey yöneticiler ile işbirliği konusunda uzak durması.
-Belediyede sadece bir aşiretin etkin ve söz sahibi olmasını söylentilerinin hiç dinmemesi ve bunun kimi zaman yönetiminin de önüne geçmiş olması.
-Van Basını ile sıfır ilişki içerisinde olup ulusal basın konusunda daha istekli bir tavır çizmesi ve bu anlamda kendini yerelde çok da iyi ifade etmemiş olması.
-Bu seçimde onun önüne geçen sıkıntılarda daha baskın bir imaj çiziyor olması ve bu seçimde daha çok söz sahibi olacağı bir rol içinde olması.

***

OSMAN GÜLAÇAR’IN EKSİLERİ

-AK Parti İl Teşkilatı’nın diğer dönemlere nazaran en verimsiz döneminde aday gösterilmiş olması.
-Partinin çizdiği silik imajın uzunca süre tek başına silmekle zaman harcamış olması.
-Adaylığı açıklandığı andan itibaren belli kesimlerin onu bir örgüt ile bağlantılı gösterip bunu kamuoyunda sürekli canlı tutmaya çalışması.
-BDP’nin bölgede en güçlü olduğu bir dönemde AK Parti’den aday gösterilmiş olması.
-Siyasette yeni bir isim olması ve bu süreçte acemilik yaşaması.
-Diğer birçok siyasetçinin en büyük yanlışlarından birisi olan siyasi arenada ailesi ve yakınları ile yola çıkmayı tercih etmesi.
-Partisinin ve kendisinin meclis üyelikleri noktasında tartışma yaratacak yanlış isimlerle yola çıkmış olması.
-İlçe belediye başkan adaylıklarında ve meclis üyeliklerinde yapılan yanlış aday tercihlerinin onun da estirdiği havanın önüne geçmiş olması.
-BDP’ye oranla adamcılık imajının daha çok ön plana çıktığı bir partiden aday gösterilmiş olması.
-Daha önce AK Partili bir başkanın hizmette ve belediyecilikte kötü bir imaj çizmiş olması.
-BDP’ye muazzam bir katılımın olduğu dönemde aday olması.
-Ev ziyaret ve toplantılarında iyi bir katılım olduğu söylenmesine rağmen, halk buluşmalarında beklenen o ciddi katılımın ve teveccühün gösterilmemiş olması.

***

Artık takdir seçmenin ve bu tüm bu artıları, eksileri hesaba katacak olan kıymetli Van halkının. Partiye mi oy kullanacağız adaya mı? Hizmete mi ‘evet’ diyeceğiz yoksa ideolojiye mi? Belki bu yazılanların bir nebze katkısı olur…

O zaman diyelim ki;

Bir işi murad etme, Olduysa inad etme, Hakk’tandır o, reddetme.
Mevlâ görelim neyler, Neylerse güzel eyler…