İnsanlık tarihi boyunca heykel yönetimi insanlığa sıkıntı oluşmuş, heykeller kutsanmış, heykeli dikilen kimselerin öğretileri devletin idari yapısına nüfuz edip aksini iddia edenler ötekileştiriliyor ve soyut kavramlar üzerinde insanlık kan kayıp ediyor, erozyona uğruyor.
Sağımızda solumuzda nice heykeller dikildi, nice heykeller yıkıldı, ancak öncesi ve sonrası insanlık için sadece sıkıntı oluştu, nice canlar gitti.
Tarih bize öğretiyor ki, heykel ilahi öğretilere karşı dikilmiş birer dikendir.
Buyurun birkaç gün önce Rauf Denktaş’ın heykeli Kıbrıs’a dikildi. Eğer ibret alınsaydı Ahir Zaman peygamberi Hz.Muhammed (ass)’dan ibret alınmalıydı, bakın bakayım değil heykel haşa, resmi bile yasaklanmıştır.
Bu kadar saygın bir insanın heykeli dinen yasaklanmışsa daha ne diye onun bunun heykeli oraya buraya dikiliyor?
Ülkemizde yarım asır heykel bir kabus gibi halkın üzerinde tehdit unsuru olarak kullanıldı, neyse ki son birkaç yıldır Hükümet siyasette Atatürk’ü fazla kullanmıyor toplum bir az nefes aldı.
Gerçi resmi törenlerde heykelin karşısında hazır olda durmak, saygı duruşunda bulunmak itikadi açıdan sıkıntılı bir durumdur ve bu durum hala devam ediyor, bunu da unutmayalım.
Hala Atatürk’ün büstü kırıldı/kırdılar. Her kurumun girişinde Atatürk köşesi. Müfettişlerin ilk dikte aldığı köşe. Yahu ne oluyor? Hani medeni dünyanın muasır medeniyetini aşacaktık. Bu Mustafa Kemal’in hedefi, vizyonu değil miydi? Buna niye sahip çıkılmıyor?
Üstelik dikilen heykelin ait olduğu kimseye bir faydası da dokunmaz eğer işin içine kendi talebi olmamışsa tabi. Ama istekli isteksiz, herkesi böyle törenlere davet etmek ne derece doğru onu da bilemiyorum.
Bu hakikatleri dile getirirken birileri de utanmadan Atatürk düşmanı olarak seni jurnalliyor. Bırakın Allah aşkına bu ucuz suçlamayı. Siz bu ülkenin huzur ve mutluluğuna ne katkı yapıyorsunuz ona bakın. Birileri kamu malına el uzatıyor mu uzatmıyor mu? Ülkenin milli serveti millete yasıyor mu yansımıyor mu? İnsan niteliğimiz ne durumda? Vatandaşlarımızın mutluluğuna bir katkımız var mı?
Ülke açısından baktığımız zaman, hayata verim adına bir şey kazandırdığı yok, başka başka ülkelerde de heykeller var, ama o heykellerin dikilmesi başka amaçlarla dikilmiş.
Örneğim Norveç’te parkta bir heykel fark ettim yanına yaklaştım baktım ki başarılı bir maliyeciymiş, bir başka yerde de edebiyatta Nobel ödülünü alan başka bir heykel vardı, bir başkası telgrafı bulmuştu galiba.Fakat onlara karşı sembolik saygı törenleri düzenlemediği için toplumun ondan bir şikayeti yoktu.
Bir çıplaklar parkı diye bir yer vardı ve 250 civarında heykel ve hapsi çıplak kim ne niyetle o parka o heykelleri dikmiş onu bilemem müstehcen bir açık hava müzesi ama ziyaretçileri de eksilmiyordu. Demek ki psikolojik bir ihtiyaca cevap veriyordu.
Bununla birlikte siyasi heykeller kadar sıkıntılı heykeller değildi. İsteyen gidip oraları gezmekte serbesttir gitmeyen de gitmez.
Fitarihte bir beldede lise müdürüydüm. Belediye başkanımız emekli bir öğretmendi alanında kayda değer bir çalışması yoktu, fakat tören günlerinde çok titiz davranırdı.
Mesele şu, yetersiz insanlar bir şeylerin arkasına sığınma ihtiyacını hissederler.
Daha huzurlu ve mutlu günlere, hep beraber.