Başbakan Binali Yıldırım’ın Cuma günkü Van ziyareti bir çok açıdan içinde sürprizleri barındıran bir ziyaretti. Hızlı bir şekilde gelişen Van ziyaretinden dikkat çeken ayrıntılara gelince:
-Başbakan Yıldırım Van’a oldukça kalabalık bir heyet ile geldi. 3 ayrı uçakla bir çok bakan, milletvekili, belediye başkanı ve eski siyaseçiler Van’a geldi. Bu dışardan bakınca tam anlamıyla bir ‘çıkarma’ örneklemi olarak görünürken Başbakan ve ekibi açısından da muhakkak kendi içinde ayrıntıları barındırıyordu…
-Son dönemlerde ‘sert’ çıkışları ile dikkat çeken ve AK Parti’den koptuğu söylemleri dillendirilen Van’ın önemli siyasetçilerinden Hüseyin Çelik’in heyet içerisinde yer alması önemliydi. Başbakanın daveti üzerine Van’a geldiği belirtilen Çelik’in bu ziyarette yer alması siyaseten önemli bir hamleydi. Bu ziyaret gelecek dönemde Çelik’in Van siyasetine entegre edilmesinin öncüsü de olabilir…
-Başbakanın ekibinde dikkat çeken isimler arasında Gülşen Orhan da vardı, İkram Dinçer de, Kayhan Türkmeoğlu da… Sadece bu isimler değil eski adaylar da Van’daydı. Bu siyaseten Vanla işi biten isimlerin Van tecrübesinden faydalanmak adına önemli. Zira hepimizde biliyoruz ki Van’ın geçtiğimiz son dönem milletvekillerine bakıldığında bu isimlerden Van’da ikamet edenlerinin sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor… Van’ı temsil edenlerin işi milletvekillerinin bitmesiyle bitmiyor, bitmemeli. Van konuşulan her ortamda tüm siyasetçilerin ‘el’ atması gerekiyor, hele ki böyle bir dönemde…
Bu gibi yönleriyle önemliydi Van ziyareti…
***
Başbakan Van ziyareti öncesi esas program Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun toplamda 22 adet baraj, sulama ve diğer tarımsal projeler konusundaki açılışı ve temel atma töreni ile ilgiliydi. Daha sonra başbakanın da dahil edildiği bu programda herkes sürprizler bekledi ister istemez… Yani başbakan da geliyorsa açılış törenine mutlaka önemli bir şeyler olmalıydı…
Hem açılış töreninde konuşan Bakan Eroğlu’nun hem de başbakının konuşmasının başında söylediği “Van’a eli boş gelmek olmazdı!” sözleri heyecan yarattı. Haliyle merakla beklediğimiz Van Çevre Yolu, Vergi Terkini, Sahil Yolu, Sicil Affı gibi bir çok konuda “Acaba?” dedik…
Konuşmada bu müjdeler genelde Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın projeleri olarak sınırlandırıldı. Ama satır aralarında da olsa Başbakanın ağzından ‘Çevre Yolu’ ve ‘esnafın durumu’ ile ilgili 2 cümle işittik. Başbakan Çevre Yolu için de esnafın içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar için de “Söz veriyoruz, çözeceğiz” dedi. Fazla detaya girmedi. Yarım bıraktı… Devamı var mı? Henüz bilmiyoruz…
İşin aslında bakarsanız Cumhurbaşkanı, Başbakan kim olursa olsun her Van ziyareti öncesinde ‘beklentiler’ oluşuyor. Hatta birileri şehir efsanelerini yayıp en önemli konulurda “Şunu açıklayacak, bunu müjdeleycek” diye haberler salıyor. Haliyle umut bağlıyor insan… Bir başbakan gelince muhakkak bir şeylerin talimatını vereceğini beklemek sadece bize has bir durum değil. Kim olsa bekler…
Malum, bölge de sıkıntılı bir süreçten geçiyor. Ara ara sıkıntılı hadiseler yaşansa da Van bölgenin belki de ‘en sakin’ ili. Bu duruma önceki başbakan Ahmet Davutoğlu da dikkat çekmiş ve Van’a “Teşekkür” etmişti. Başbakan Binali Yıldırım’ın da gündeminde aynı konu vardı.
“Van çukur siyasetine izin vermedi” sözlerine yer verip, “Allah razı olsun” dedi.
Bunlar öylesine söylenmiş sözler değil. Hepimiz iyi biliyoruz. Çünkü hükümet de başbakan da Van’ın geniş bir açıyla bakıldığında Doğu, Güneydoğu’nun en ‘kritik’ ili olduğunu biliyor. Böylesine yakından tanınan, her Cumhurbaşkanı ve Başbakan ziyaretinin üst düzey gerçekleştiği kentin sorunlarının da dertlerinin de bilinmemesi ‘imkansız’. Allah’tan derdi Van olan 3-5 isim var da sürekli bu sorunları gündemde tutuyor.
Bir ‘çıkar-menfaat’ ilişkisi kurulsun demiyorum ama her dönem gelip Van’a teşekkür edilirken, Van’a özel bir bağlılık dile getirilip “Van’ı çok önemsiyoruz” diyen hükümet yetkililerinden Van hangi isteklerini alabildi?
Van’ın bu duruşunun bu açıdan bakıldığında bir karşılığı olmalı. Elbette ki bölgedeki illerde ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Ama Van bu noktada ekonomik krizini de, deprem öncesi sıkıntılarını da ve diğer sıkıntılarını da yeni değil, yıllardır dillendiriyor. Sıralandığında 5 kısa vadede, 10’u uzun vadede çözüm bekleyen dertleri var. Bunu görmemek mümkün mü?
Bakınız ilk gününden bugüne kadar AK Parti hükümetleri içerisinde önemli Kürt siyasetçiler yer aldı, kabinede görev edindi ve işleyişte rol üstlendi. Bunlardan birisi hiç şüphesiz bizi en iyi bilen isimlerden biri olan Kalkınma eski Bakanı Cevdet Yılmazdı. Van’a gelir gelmez Efkan Ala’laların, Nurettin Canikli’ler, Beşir Atalay’lar, Hüseyin Çelik’ler gibi isimlerle özel odada başbakanı beklerken bir süre görüşmeler yaptılar. Hatta bu görüşme devam ederken Cevdet Yılmaz’ın bir twit mesajı vardı:
“Van, çevre yolu, İran'la ticaret ve Zehra Üniversitesi istiyor. Teröre ise asla prim vermiyor.”
Haliyle Van’ın dertlerini tüm kademeleriyle bu isimler iyi biliyor. Konuşuyor, dillendiriyor ve tartışıyor. İhtiyacımız olan sadece bir dokunuş. Son bir kaç yıldır ‘günü kurtararak’ zaman geçiren Van’ın daha fazla bu kriz ortamında dayanabilmesi mümkün değil. Artık bunu net bir şekilde yukarıya aktarmak, Van ziyaretlerinde bunu her yönüyle başbakana ve kabine öyelerine ‘net’ bir şekilde aktarmak gerekiyor. Halimiz hal değil vallahi…
Öbür türlü “Van’a başbakan ile birlikte 3 uçak önemli isim ve siyasetçi geldi ama biz bu isimlerden ne alabildik?” der millet. Der yani.
***
Başbakanın ziyaretine dair önemli ayrıntılar arasında önemsiz gibi görünen bir nokta daha vardı. Küçük ayrıntı ama başbakan ve diğer isimler gittikten sonra Van’da yine Vanlılar kalıyor gerçeği bu konuşma zorunluluğu oluşturuyor.
Geçtiğimiz yıl da Tuşba Belediyesi tarafından bir organizasyon yapılmış ve başbakan konuk olmuştu. O iftarda yüzlerce kişi iftar sofrasından ‘iftar açamadan’ ayrılmıştı. Geçtiğimiz hafta başbakanın iftar programına katılacağı açıklandığında herkes şeyi düşündü: Organizasyon aynı olur mu?
Yine üst düzey isimlerin geldiği, başbakanın halkla buluştuğu o sofrada o sofradan aç kalkan yüzlerce insan oldu. Orgnizasyon işleri zahmetlidir, ani ziyaretler öncesi binlerce kişi ağırlamak zordur elbet ama eğer ağırlanamayacaksa da bu iş ‘oluruna’ göre ayarlanmalı. O buluşmada halkın o sofralardan ‘aç’ kalkması Kabul edilir gibi değil. Halkın başbakan ile buluşması bu kadar sıkıntılı olmamalı. Hem siyaseten hem de böylesi organizasyonlarda ‘nadir’ gerçekleşecek bu programlardan en iyi şekilde istifade etmek gerekiyor. Ne siyaseilerden bir şey isteyebiliyoruz, ne de onlardan istemek için gelen halka bu fırsatı veriyoruz. Ne anladık?
***
Şimdi umudumuz başbakanın ve beraberinde Van’a gelen heyetin, en azından özelde Van’a dair önemli çıkarımlar yapıp çözüm müjdesi ile geri dönmesinde.
İnşallah halimiz doğru, düzgün Sayın Başbakan’a aktarılmıştır. Eğer Van’ın durumu daha önceki dönemlerde Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’a aktarıldığı gibi “Çamur sokaklar, asfaltsız yollar var” şeklinde aktarılmışsa vallahi bizim daha çok çekeceğimiz var!
Siyasetçilerimiz anlatamıyorlarsa izin versinler derdi halk anlatsın.
Olmaz mı?