Geçtiğimiz günlerde bir dost meclisindeydim.
Dostlar da güçlü bir birliktelik, birlikteliklerini perçinleyecek bir oluşum için bir araya gelmişlerdi.
O toplantıda olması gereken herkesin olması gerektiği ile ilgili bir sohbet geçtiğinde, Van’ı ve Van siyasetini de iyi bilen bir ağabeyimiz güzel bir mesele sıkıştırıverdi araya.
Dedi ki:
Rahmetli Kinyas Kartal siyasete girmeye niyetlenmiş.
Niyetlenmiş niyetlenmesine de, gücüne saygınlığına rağmen ailesine, aşiretine danışmadan da kolları sıvamak istememiş.
Çağırmış mensubu olduğu Buruki Aşireti’nin tüm büyüklerini, mensuplarını, dinamiklerini, “Benim bir niyetim var.” demiş.
Tam o ara sağına soluna bakıvermiş. Telaşa kapılmış. Sonra da “Birisi eksik” deyivermiş.
Ahali şaşırmış tabi. Sağa sola bakındıklarında kimsenin eksikliğini hmemiş olacaklar ki şaşırmışlar. Sonra Kinyas Kartal, çalışanlarından eskilerin deyimiyle hizmetkarlarından Hiskê’nin orada olmadığını söylemiş.
“Hiskê nerede?” diye sormuş.
Evin hanımının ahıra gönderdiğini söylemişler.
“Olmaz, onu da çağırın” demiş.
Apar topar gitmişler Hiskê’yi getirtmişler. “Otur” demiş Kinsay Ağa. Emri alan Hiskê oturuvermiş. Sonra dönüp ahaliye:
“Şimdi tamam işte. Hiskê de geldiğine göre kararımı açıklayabilirim.
Ben siyasete giriyorum.” demiş.
***
1900’lü yılların çalkantılı süreci, yurdundan uzak yılların ardından SSCB kuruluşu sonrası da Van’a dönen Kinyas Kartal kentin önemli liderlerinden biridir. Batıya sürülen, sonra tekrar Van’da dönen, dönemin fırtınalı sürecini her şeyi ile yaşayan Kartal, afla döndüğü Van’da siyasete girmiş ve hem Van hem de ailesinin temsiliyeti noktasında da önemli noktalara gelmeyi başarabilmiştir. Adalet Partisi mebusu olarak girdiği TBMM’de meclis başkanlığı da yaparak tarih sayfalarında adından söz ettiren Kartal’in 250’yi aşkın köyü olan bir aşiretin liderliğini yapmıştır. Haliyle onun temsiliyeti, bölgemizde, kentteki ve aşerite üzerindeki nüfuzu öyle azımsanacak cinsten değildir.
***
Benim de bir ortamda nakledildiği şekliyle duyduğum meselesi eksiği ile fazlasıyla dosdoğru mudur bilmem. Ama onun yönetim anlayışı ile, onun temsiliyetiyle, onun idareciliği ile bütünleşen bir anlayıştır. Ferit Melen’i de, Kinyas Kartal’ı da, ailesel baz da Arvas, Görentaş, Yıldız gibi aileler siyasi anlamda bu yüzden unutulmayanlar arasındadır işte. Onları büyük kılan buydu: Onlar temsil ettikleri halkın temsiliyetine soyunurken kapsayıcı oldular. Herkesi dahil ettiler.
Fikir aldılar.
Rıza aldılar.
Dua aldılar.
Sonra da hakkıyla temsiliyet sağladılar.
***
Gelelim günümüze. Gelelim AK Parti’nin ve siyasetçilerin temsiliyet anlayışına...
17 yıllık iktidarı döneminde AK Parti, Van’da onlarca, yüzlerce isim siyaset arenasında taşındı, bir çok isme milletvekillikilliği, başkanlık ve teşkilatçılık görevleri tevdi edildi.
Fakat tüm seçim arifeleri, liste belirleme süreçleri ve seçimlerden edindiğim izlenim şu: Van’da tüm kesimlerin hoşnut olduğu isimler bir türlü sürece dahil olmadı, olamadı.
Genel merkez aday belirledi. Halk kabul edemedi.
Halk istedi, genel merkezi doğru adayı veremedi.
Hep bir yerde bir şeyler eksik kaldı.
Kolay da değil, siyaset bu. Herkesi memnun etmek imkansız çünkü ‘tam memnuniyet’ ya da bir ‘doyma noktası’ bulmak oldukça zor.
Ama ‘orta yol’u da bulmak lazım.
Peki biz geçmiş seçimlerin neredeyse tamamında neyi gördük?
Halkın ne düşündüğü, kimleri istediği, nasıl bir temsiliyet arzuladığı, Van’ı temsil edecek kişilerin liyakatı, yeterliliği, getirisi, götürüsü hep ikinci planda kaldı.
Böyle olunca da tam ‘sahiplenme’ olmadı bir türlü.
En son giden yönetimin sonunu hazırlayan durumlardan birisi de bu değil miydi?
***
Haftasonu ilçeler bazında AK Parti’nin son ve en önemli ayağı olan İpekyolu kongresi yapıldı. Edremit ve Tuşba’dan sonra İpekyolu kongresi de büyük bir coşku ile tamamlandı.
O kongrede konuşulmaya değer bir çok çarpıcı nokta vardı elbette. İlginç mesajlar da...
Kayhan Türkmenoğlu konuşmasını yaparken önümüzdeki sürecin önemine değindi.
Son zamanlarda herkesin konuştuğu 2019 seçimlerinin önemine vurgu yaptı.
“Hedef 2023” dedi, “Ama 2023’ün yolu da 2019’dan geçiyor.” dedi.
Van’ın kalbi olan İpekyolu ilçesinin önceki seçimde nasıl kaybedildiğini konuştu.
“İpekyolu’nu sahada kazanmışken, sahada kaybettik.” dedi.
Sandıklara sahip çıkamamaya gönderme yaptı. Ve daha bir çok konuya değindi.
Netice de “Bu kardeşinize güvenin. Biz bu işi başaracağız” deyip güven verdi.
İpekyolu listesi de bunu kanıtlar nitelikteydi.
Gençlikten gelen başarılı isimler, teşkilata dinamizm katacak siyasetçiler, Burhan İnan gibi adından sıkça söz ettiren ‘başarılı’ isimler listede kendisine yer bulmuştu. Bu anlamda önemli bir liste oluştuğunu söylemekte beis yok diyebiliriz.
***
Şimdi tekrar dönelim Hiskê’ye.
Yazının başındaki Hiskê kimdir?
Hiskê, Kartal ailesinin bir çalışanıdır. Büyük malikanenin, kocaman ailenin en önemsiz sayılabilecek mensuplarından, belki de bir çoğunun hesaba bile katmadığı bir detaydır.
Dönem itibariyle ya da dışarıdan bakınca lümpen bir görüntü çizse de rahmetli Kartal’ın gözünde yapboz’un bir parçasıdır, ahengin bir parçasıdır.
Peki Ak Parti ve Van siyaseti çerçevesinde bakıldığında Hiskê kimdir?
Hiskê, bir metafordur.
Hiskê, toplumun tamamını temsil eden bir anlayışı temsil eden önemli bir detaydır.
Hiskê, Vanlıdır, Van’ı temsil edecek temsilcilere temsil yetkisi veren ve vermesi gereken Vanlılardır.
Hiskê, yıllardır partiden uzak kalan, görmezden gelinen, küstürülen, kırılan, saf dışı bırakılan, kendisini davaya adayan partililerdir.
Hiskê, yıllar boyu görülmeyen, olmazsa da olur denilen ama yok sayıldığı için bir ayağı eksik bırakılan mutlak temsiliyetin önemsiz detayı ama gelinen sürecin en önemli sac ayaklarından birisidir.
Hiskê, sesi duyulmayan, temsiliyeti sağlanmayan, vekalet vermeyen, vekilliği yapılmayan, bizleriz.
***
Ve şimdi yeni bir süreç başlıyor.
Büyük düğün göndermesi yapılan il kongresi Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’nın katılımıyla yapılıyor.
30 Mayıs 2017 tarihinde AK Parti teşkilatlarında “Metal yorgunluğu var.” Sözleri ile yeni sürecin fitilini ateşleyen Erdoğan, haftasonu itibariyle “Artık metal yorgunluğu yok.” Dediği teşkilat değişimini tamamlamak üzere geliyor.
Erdoğan metal yorgunluğunun bittiğini söylüyor.
Yenilenme süreci tamamlanıyor.
Ve son hamle de il ile yapılıyor.
Madem 2019 önemli, madem hedef 2023, madem Van’da da ciddi bir değişim var Hiskê’si, Ali’si, Veli’si her Vanlısı’nın dahil olduğu bir yönetim anlayışının, bir güçlü temsiliyetin sağlanması gerekiyor.
1 yıl sonraki seçimlere kadar Van’ı seçime hazırlayacak ve yine hem yerel hem genel seçimlerde ‘doğru’ adayları Vanlı’nın karşısına çıkaracak bir anlayışın tesis edilmesi gerekiyor.
Bu anlamda sayılı günler kalan kongre öncesi çiçeği burnunda il başkanı Kayhan Türkmenoğlu’nun sorumluluğu ağır.
Bakalım herkesin gönlünün rahat olduğu bir liste ile çıkacak mı karşımıza?
Bekleyelim görelim...