Uzaydan yeryüzüne baktığımız zaman dünya bir toz bulutu şeklinde
küçük bir cismi andırıyor, keşke insanoğlu Rabbını tanısaydı, edep ve
marifet içinde yaşamasını bilseydi de hayatın içinde bu kadar stres ve
sıkıntı oluşmasaydı, ama ne çare ki “tulul emel” peşine düşen, egoist ve
narsist düşünce kurbanı kimseler her geçen gün insanlığın başına ayrı bir
çorap örüyor.
İlginç olan şudur; küfür kol kola verip İslam alemi üzerinde oyun
üzerine oyun kuruyor, İslam dünyası arasında siyasi, sosyal ve ekonomik,
stratejik bir birliktelik göremiyoruz.
Hatta Ortadoğu’nun komşu dört ülkesi; İran, Türkiye, Irak ve Suriye
bir de çiçeği burnunda Kürdistan devleti arasında dahi kısmi bir diyalog ve
işbirliği olduğunu görüyoruz.
Son süreçte İran’ın satranç hamleleri, başta İslam alemi olmak üzere
dünyanın ezberini bozdu, Rusya ile aynı blokta yer alıp İsrail’e selam
veriyor, Beşar Esat’ın sırtını sıvazlayarak yaptığı zulme göz yumuyor.
Ne yazı ki bu tefrika iç politikada da tezahür ediyor, zaman zaman
karşıt cepheler arasında ağız birliği ve birliktelik oluşabildiği halde
mütedeyyin, muhafazakar ve sağduyulu cenahta aynı tesanüdü
göremiyoruz.
7 Haziran seçimiyle “Seni başkan yaptırmayacağız” gibi ilginç ve
alakasız bir sloganla milleti heyecana getirdiler, sanki ortada bir başkanlık
seçimi varmış gibi, AK partiyi birinci parti olmaktan çıkaramadıkları gibi
gölgesine bile yaklaşamadılar, ancak ne yazık ki ülkeyi tek parti
iktidarından mahrum bırakarak istikrarsızlığa mahkum bıraktılar.
İlginçtir Irak Kürdistan’ında Kek Mesut için de aynı sloganı
kullandılar, daha çiçeği burnunda bu Kürt devleti dünya tarafından
tanınmamışken, bu beyefendinin değişikliği için kolları sıvayan kim acaba?
Onlar da ülkemizde Cumhurbaşkanımıza karşı birleşenlerin uzantılarıdır
desem inanın. Peki ne diye ona karşıdırlar İslam’i bir kültüre yaşama ve
yaşatmaya imkan verdiği içindir, başka ne olabilir?
Kimisi de dünya koalisyonlarla daha iyi yönetiliyor bizimki niye
olmuyor diyor, Kardeşim Türkiye’yi dünya ile kıyaslama her ülkenin
kendine özgü şartları vardır. Baksanıza küçük bir iktidarsızlık hissi nasılda
dört koldan terörü harekete geçirdi.
Ülkenin içinde de dışında da; düşmanlar olsun, rakipler olsun bu
denli selamlaşıp yanaşabiliyor da bu ülkenin asıl değeri olan nitelikli
vatandaşlarımız niye bir araya gelemiyor anlamakta zorlanıyorum, Saadet
partisi, Büyük Birlik partisi, birinci dönem AK Partiden aday olup 1 Kasım
seçimleri listesine giremeyen bağımsız adaylar, ne oluyor size arkadaş?
18 vekil eksikliği yüzünden ülke bir kaos yaşadı “Kurt dumanlı
havayı sever” misali karanlık odaklar harekete geçti binlerce insanlarımız
öldü, 1 Kasım’da seçimleriyle 500 trilyon zarara girecek, eğer hedefleri
tutarsa bir daha, daha büyük sıkıntılar bizi bekliyor.
Bu sürecin vahametini fark edip seçime girmeyeceğini açıklayan ve
bir nevi AK Partiye desteğini lisani hal ile ifade eden HÜDA-PAR’ı tebrik
ediyorum. Diğerlerinden de aynı sağduyuyla hareket etmelerini
bekliyorum.
CHP’nin son on yılda kazanılanların kaçını geri alabilir hesabı,
Bahçeli’nin Anayasanın ilk 4 maddesine takılıp kalması ve çözüm sürecinin
ortadan kalkması çabaları, HDP’nin dış destekli ve militarizm ile karışık
siyaseti beni endişelendiriyor.
Ey saygın, onurlu, hamiyetperver vatandaşlarım, gelin AK partiye
son bir şans verelim madem “İlk günün aşkıyla hep beraber” diyor.
1 Kasım’dan sonra da ensesinde olalım hep beraber ne dersiniz?
Bir kanaat insanı olarak bunu kamuoyuna deklere etmek boynumun
borcudur, gerisi iradenize kalmış. Kıyamet günü kişi bireysel olarak
sorgulanıyor.