Allah resulü (s.a.v.) şöyle buyuruyor: “Temizlik imanın yarısıdır.” (Hadisi Müslim rivayet etmiştir).
Bizde de “Aslan yattığı yerden belli olur” diye bir atasözü var.
Şimdi uzun uzadıya temizliğin önemini, hijyenin kıymetini falan uzun uzun anlatıp ders veriyormuş gibi olmak istemem.
Fakat biz pandemi sürecinde bu ‘temizlik’ olayının ehemmiyetini fazlasıyla anlamış olmamız gerekiyor diye düşünüyorum.
Temizliğin Kovid-19 sürecinde nasıl büyük bir silaha dönüştüğü, hijyen ile bu hastalık ile mücadelede en büyük kozu oynayacağımız sürekli dillendirildi.
Hijyeni koruyan, temizliğini sağlayan insanlar hala bugün bile hastalığa yakalanmış değiller.
Bu sadece bu hastalık ile ilgili olan kısmı tabi.
Olayın geçmişten bugüne bilimsel verilerle desteklenen tarafları var. Bunlardan birisi “Temizlik imanın yarısıdır” başlıklı bir makelede şu şekilde paylaşılmış:
“Bilim adamları temizlik sayesinde insanın yaklaşık olarak birçok hastalıktan korunmasının mümkün olduğunu söylemişlerdir. Vücudun temiz kalması; onun yapışkan birçok mikrop ve tozdan uzak olması demektir. Bu da başta cilt ve ağız hastalıkları olmak üzere vücudun pek çok hastalıktan korunması anlamına gelir. Devamlı olarak el ve yüzün temiz tutulması, ağız ve burun yoluyla vücuda girebilecek mikropları en az seviyeye indireceğinden, nefes ve yemek borusuna gelebilecek çeşitli hastalıklara karşı da koruyucu vazifesi görmektedir.”
Bunlar doğrudan bizimle, kendi sağlımız ile alakalı kısmı.
Bunun bir de toplumsal boyutu var. Toplumun, kentin, ülkenin temiz olma zorunluluğu ile ilgili tarafı var.
Son günlerin en popüler konusu da bu bizde.
Şehri kir, çöp, dağınıklık, yıkıklık, özensizlikten geçilmiyordu!
Koca Van şehrine yakışacak şey mi Allah aşkına?
Her yıl yıkılıp yapılmasına, yeniden düzenlenmesine rağmen Van şehri heralde Van olalı hiç bu kadar kirli ve dağınık olmamıştı.
Hatta öyle bir hale geldi ki sosyal medya üzerinden onlarca kullanıcı ayrı ayrı konuya dikkat çekti.
Gerçekten de görüntüler utanç verecek boyutta idi.
Baktığınız her yerde gri bir şehir, çöp ve kirlilik içinde bir şehir görmek gerçekten rahatsız ediyor.
Bu rahatsızlık büyüdü ve çokça paylaşılan bir konu oldu.
Şehrivan olarak da konuyu dün itibariyle bunu manşete taşıyıp bu konudaki rahatsızlığımızı dile getirdik. Olması gereken, çok yerinde tepkilerin tercümanı olmaya çalıştık.
Ardından kent genelinde bir temizlik harekâtı başladı. Belediyeler seferberlik ilan etti. Caddeler temizlendi yıkandı falan.
Fakat bu yeterli değil.
Hepimiz biliyoruz. Bu temizliğin hem daim olması gerekiyor. Üstelik bu sadece birkaç belediyenin sorumluluğu değil. Birçok kurumun temel sorumluluğu arasında.
Temizlik ile birlikte bu genel ‘gri’ şehir, dağınık şehir hali ise hiç kabullenilecek bir durum değil. Şehrin girişleri rezil bir halde.
Konuyu daha önce defalarca gündeme almamıza rağmen ilgili kurumlardan tek bir ses çıkmadı.
Van o gri haliyle kalmaya devam etti.
Bu dağınıklık, kirlilik sadece görsel bir kirlilik değil. Bizim de sağlığımızı, sıhhatimizi bozan bir kirlilik.
Bu toplumsal kirlilik hepimize zarar.
O yüzden bir kez daha, ketin tüm yetkili kurum ve kuruluş temsilcilerini konuyla ilgili radikal kararlar almaya ve bir estetik seferberliği başlatmaya davet ediyorum.