Okuyucu hatırlayacaktır, bu köşede yayınlanan bir önceki yazıda şunları demiştik:
“…Düşünün!
Yem yeşil bir ADA!
Sizce de güzel olmaz mı?
Bir kederden Ah Tamara demek var. (çöl olursa)
Bir de keyiften AH TAMARA demek var. (yeşil bir orman olursa)
Tercih ve takdir SİZLERİN!”
Sosyal medyada #AkdamarAdasıÇölOlmasın tagıyla yürüttüğümüz kampanya büyük bir ilgi görüyor.
100 binlerce kişiye ulaşıldı.
Başta Van ve Bitlis olmak üzere neredeyse Türkiye’nin her tarafından sosyal medya aracılığıyla kampanyaya sahip çıkılması, sesimize ses kattı.
Sosyal medyada, sokakta, kahvehanelerde…
Her yerde konuşuldu ve tartışıldı.
Vatandaşlarımız birçok önerilerde de bulundu.
“Şu ağaç çeşidi daha iyi olur”, “tohum serpin (kimse görmeden)” vs…
Özellikle ifade etmek istiyoruz; Akdamar Adası sit alanı olduğundan ağaç dikimine izin verilmiyor.
İzin aldıktan sonra uzmanların yapacağı araştırma ve tarihin ışığında adanın bitki örtüsüne göre ağaçlandırma yapılması için çaba göstereceğiz.
Bu arada önemli bir gelişme de oldu.
Daha önce Akdamar Adası için farklı bir proje yapan Gevaş Belediye Başkanı Sinan Hakan, bizimle (Vangölü Aktivistleri) irtibata geçerek projelerini anlatmak ve ortak çalışma yapmak için bizi Akdamar Adası’na davet etti.
Bu anlamda kampanyamızın ses getirmesi bizi oldukça memnun etti.
Gevaş Belediye Başkanı ve ekibi, Vangölü Aktivistleri, ulusal basından DHA muhabiri Gülay Özek, ve yerel basından Şehrivan Gazetesi’nden Yunus Emre Aykaç ile Akdamar iskelesinde buluşarak, daha önceden Gevaş Belediyesi’nin ayarlamış olduğu tekne ile adaya gittik.
Tekne yolculuğu boyunca Sinan Başkan’ın, Akdamar Adası ile ilgili projelerini konuştuk ve atılması gereken adımları belirlemeye çalıştık.
Yolculuğumuz başladıktan hemen sonra Sinan Hakan bize bir de sürpriz yaptı.
Tepsilerde fırına atılmış meşhur “Vangölü Balığı” ikramı ile yolculuğumuzun konusu değişerek, balığımızın markalaştırılması çalışmaları ve yeni önerilerle devam etti.
Basın mensuplarına “Vangölü Balığı’nın” tanıtımı çalışmaları hakkında bilgiler aktardık.
Hem Akdamar Adasının hem de “Vangölü Balığı’nın” ulusal ve yerel basında tekrar işlenmesi bizleri sevindirdi.
Sohbet havasında söyleşi yaparak adaya ulaştık.
İlk göze çarpan iskelede bir vincin çalışıyor olması oldu.
Adaya kocaman vinç-kamyon getirilerek iskele büyütme çalışması yapılıyordu.
Bu bizi daha da umutlandırdı.
Eğer istenilirse adaya her şey getirilebilir.
Ulaşım ve malzeme sıkıntısı yok demek ki…
Akdamar Adası’nın ağaçlandırılması gerekliliğini, yaşlanan, kırılan ağaçları ve ağaçlandırılabilecek birçok yeri basın mensuplarına göstererek dilimiz döndüğünce anlatmaya çalıştık.
Adada bulunan kilise duvarlarında tasvir edilen üzüm ağaçları, asma sarmaşıkları ve tarihi bilgilerden meyve bahçeleri ve çeşitli bitkilerin bulunduğunu, bunların yok olduğunu; önlem alınmazsa mevcut kalan badem ağaçlarının da yok olacağını vurguladık.
Ağaçların tükenmesi sonucunda olabilecek erozyonlar ile hem toprak kalmayacağını hem de üzerindeki diğer canlı türlerinin de yok olacağını anlattık.
Adada bulunan kilisenin restorasyonun da eksik yapıldığını belirttik.
Kilise ve ağaçların bir bütün olduğunu anlattık.
Akdamar Adası’nda yaşamın çeşitliliği (biyoçeşitlilik) gün geçtikçe yok olmaya devam ediyor.
2005 yılına kadar adada birçok çiçek ve faydalı bitlikler yetişiyordu.
Ne yazık ki, insanımız bilinçsizce çiçeği-bitkiyi kökünden söküp, bunları da yok etti.
Asıl sorunumuz ağaçlandırma ve peyzaj çalışması yapıldıktan sonra ağaçların korunması da olacaktır.
Yeteri kadar sulanması, ilaçlanması ve bakım yapılması…
Gevaş Belediyesi, Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Van Büyükşehir Belediyesi ve Vangölü Aktivistleri önümüzdeki günlerde Akdamar Adası’nın ağaçlandırılması ile ilgili çalışma başlatacaklar.
Kurumlarımızın bu önemli konuda bir araya gelerek çalışma yapacak olmaları takdire şayan.
Hepsine ayrı ayrı teşekkür ederiz.
“Akdamar Adası Çöl Olmasın” imza kampanyamız “Change.org” sitesinde devam ediyor.
Şimdiye kadar 800 civarında imza atıldı.
Bin imzaya ulaşıncaya kadar kampanyamız devam edecek.
Van Gölü’nün göz bebeği Akdamar Adası’nın ağaçlandırılması ve gerekli çalışmaların yapılması için çabalarımız devam edecektir.
Bu köşede gelişmeleri yazılarımızla aktarmaya devam edeceğiz.
Akdamar Adası yeşil küçük bir orman olduğunda;
Keyiften AH TAMARA demek dileğiyle…