Yeşil alan oranı bakımından ülke genelinde en alt sıralarda bulunan Van’ın mevcut yeşil alanları da her geçen gün daha da azalıyor. İklim değişikliği, kuraklık ve yeşil alanların yetersizliği gibi faktörler, Van’ı giderek çölleşmeye daha açık hale getiriyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı ‘2024 Çölleşme ve Erozyon İstatistikleri’, Van’ın çölleşme hassasiyeti en yüksek illerden biri olduğunu ortaya koydu. Açıklanan verilere göre Van, “orta ve yüksek çölleşme hassasiyeti” gösteren iller arasında yer aldı. Van’ın çölleşmesiyle ilgili Şehrivan’a konuşan Van Çevre, Tarihi Eserleri Koruma ve Geliştirme Derneği (Van ÇEVDER) Başkan Yardımcısı Arzu Dinçer, Van’daki çölleşme tehdidinin ciddi bir kriz olduğunu belirterek, “Bugün harekete geçilmezse Van’ın geleceği karanlık” diyerek durumun vahametine dikkat çekti.

BİR TARAFTAN KURAKLIK DİĞER TARAFTAN ÇÖLLEŞME

Son 10 yıldır ciddi bir şekilde kuraklık ile mücadele eden Van bir taraftan kuraklık ve susuzluk riski ile karşı karşıya kalma konusunda uyarılırken diğer taraftan da çölleşme endişesi yaşıyor. Son birkaç yılda defalarca aşırı kurak bölgeler arasında giren ve kuraklık konusunda S.O.S veren kent bu tehlikeyi hala yaşamayı sürdürüyor. Van Gölü’nün çekilmesi, su kaynaklarının azalması gibi diğer konularda da sık sık uzmanların uyarı yaptığı kent için bu kez de çölleşme tehdidi dile getirildi. Türkiye’nin en az yeşile sahip olan kentin Van için çölleşme riskini dile getiren Dinçer, ciddi uyarılarda bulundu.

DİNÇER: VAN’IN GELECEĞİ ÇORAK!  

Dinçer, Van’ın yeşil alanlarının az olmasına dikkat çekerek sözlerine şöyle başladı: “Yeşil alanlar bir şehrin nefes alma alanlarıdır. Ancak Van’da kişi başına düşen yeşil alan oranı, Türkiye ortalamasının çok altında. Bu durum sadece doğayı değil, halkın yaşam kalitesini de etkiliyor. İnsanlarımız çölleşme tehdidinin farkında değil. Bugün harekete geçilmezse Van’ın geleceği karanlık. Van’ı çorak bir gelecek bekliyor. Bu anlamda bir an önce önlemler alınmalıdır ”

VAN, TÜRKİYE’NİN ÇÖLLEŞME RİSKİ EN YÜKSEK İLLERİNDEN BİRİ OLDU!

Dinçer, Van’ın Türkiye’de çölleşme hassasiyeti en yüksek illerden biri olmasını değerlendirerek, “Van’ın çölleşme hassasiyetinin yüksek olmasının birçok nedeni var. Van, iklim özellikleri gereği kurak ve yarı kurak bir bölgede bulunuyor. Yağış miktarının düşük olması ve düzensiz yağışların olması toprağın verimliliğini olumsuz etkiliyor. Ancak bu doğal nedenlerin yanı sıra insan kaynaklı faktörler de çölleşmeyi hızlandırıyor. Van’ın yeşil alanların yetersizliği büyük bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Van; Türkiye’nin en az yeşil alana sahip illerinden biri, bu da çölleşmeyi etkiliyor. Şehrin plansız gelişimi, tarım arazilerinin yanlış kullanımı ve ağaçlandırma projelerinin sürdürülebilir olmaması da çölleşmeyi körüklüyor” dedi. 

ÇÖLLEŞME SORUNU ÇÖZÜLMEZSE VAN’I BÜYÜK RİSKLER BEKLİYOR

Dinçer, çölleşme sorunu çözülmezse Van’a 10 yıl içinde bekleyen riskleri açıklayarak, “Çölleşme sorunu çözülmezse önümüzdeki 10 yıl içinde Van’ı bazı riskler bekliyor. Bu risklerden biri tarım ve hayvancılıkta yaşanacak kayıplardır. Verimli tarım arazilerinin kaybolmasıyla birlikte Vanlı çiftçilerin üretimi azalacak. Yaşanacak diğer risk su krizidir. Su kaynaklarının daha da azalması, Van’da içme ve sulama suyu sıkıntılarına yol açacaktır. Doğanın ekolojik dengesi bozulacaktır. Biyoçeşitlilik azalacak ve doğal yaşam alanları yok olacaktır. Derin bir işsizlikle mücadele eden Van’da ekonomik zorluklar yaşanacak ve bu işsizlik daha da artacaktır. Bununla birlikte göç de artacaktır. Bu riskleri önlemek için çölleşmeyle mücadeleye yönelik sürdürülebilir ve somut adımlar atılmalıdır” diye konuştu. 

KURAKLIK VAN’IN BAŞINA BELA!

Dinçer, kuraklığın Van’ı nasıl etkilediğini belirterek, “Van’da kişi başına düşen su miktarı günlük 150 litredir. 1 milyon 200 bin nüfuslu Van’da tarım, hayvancılık ve sanayide kullanılan su miktarı 2 veya 3 katına çıkmaktadır. Van’da su tüketim miktarı günlük ortalama 150 litreden 200 litreye kadar artmaktadır. İklim krizi, yeraltı suları ile su kaynaklarının bilinçsiz kullanılması, artan kuraklık su miktarının azalmasına neden olmaktadır. Van Gölü’nde ciddi oranda çekilmeler var. Derinlik 100 metreden 40 metreye kadar düşmüştür. Kuraklıktan dolayı Erciş Çelebi bağ flamingo yolu kurudu” ifadelerini kullandı. 

VAN GÖLÜ HER GEÇEN GÜN ÇEKİLİYOR

Van Gölü’nün çekilmesine de dikkat çeken Dinçer, “Bunun yanı sıra Van Gölü’nün çekilmesi de bölgenin ekolojik dengesini bozuyor. Van Gölü etrafında bulunan sulak alanlardaki sular çekildi. Van’ın çevresinde bulunan irili ufaklı göl ve gölet kurudu. Akgöl, Değirmi Gölü, Sıhke Gölü, Zernek Barajı, Karasu, Şamran Kanalı, Keşiş Gölü, Zilan Deresi, Erciş Koçkiri Barajı’nda kuraklık nedeniyle sular çekildi. İklim değişikliği ve kuraklık nedeniyle Van Gölü’ndeki su seviyesinin hızla düşmesi, havzadaki nem oranını azaltarak çölleşmeyi artırıyor. Bu faktörler bir araya geldiğinde, Van’ın çölleşme hassasiyetinin neden bu kadar yüksek olduğunu anlayabiliyoruz” şeklinde konuştu. 

“VAN GÖLÜ’NÜN KORUNMASI VE SU SEVİYESİNİN ARTIRILMASI İÇİN ACİL ÖNLEMLER ALINMALI”

Van Gölü’nün korunması için önlemlerin alınması gerektiğini belirten Dinçer, “Gölün çekilmesiyle birlikte, göl çevresindeki tarım alanları ve otlaklar kuruma riskiyle karşı karşıya kalıyor. Bu durum, çölleşmeyi daha da hızlandırıyor. Göl çevresindeki bitki örtüsü zayıfladıkça, toprak erozyona daha açık hale geliyor. Bu nedenle Van Gölü’nün korunması ve su seviyesinin artırılması için acil önlemler alınmalı. Atık su arıtma sistemlerinin iyileştirilmesi ve gölü besleyen akarsuların korunması gerekiyor. Aksi takdirde, göldeki çekilme devam edecek ve bölge kurak bir çöle dönüşebilir” diye aktardı. 

VAN’DA ÇÖLLEŞME TARIM VE HAYVANCILIĞI DA ETKİLİYOR

Çölleşmenin ilerlemesinin Van’da tarım ve hayvancılığı nasıl etkilediğini dile getiren Dinçer, “Çölleşmenin Van’da Çölleşme ve erozyon, tarım alanlarının verimliliğini ciddi şekilde azaltıyor. Toprağın üst katmanının erozyonla taşınması, bitkilerin büyümesi için gerekli olan besin maddelerinin kaybolmasına neden oluyor. Bu durum, Vanlı çiftçilerin ürün verimini düşürüyor ve maliyetlerini artırıyor. Hayvancılık yapanlar için de otlak alanlarının azalması büyük bir sorundur. Kuraklık nedeniyle hayvanların beslenebileceği doğal alanlar giderek daralıyor. Çiftçilerin bu durumla baş edebilmesi için sürdürülebilir tarım uygulamaları hayata geçirilmeli. Toprak koruma teknikleri uygulanmalı. Verimli sulama yöntemleri yaygınlaştırılmalı. Bölgeye uygun, az su isteyen ürünlerin ekimi teşvik edilmeli. Çiftçilere finansal destek ve eğitim sağlanmalı” dedi. 

“DİKİLEN AĞAÇLARA SAHİP ÇIKILIRSA VAN’IN YEŞİL ALANLARI ARTAR VE ÇÖLLEŞME TEHDİDİ AZALIR”

Van’da dikilen ağaçların sahipsiz bırakılmasına da dikkat çeken Dinçer şunları söyledi: “Van’da dikilen ağaçlar sahipsiz bırakılıyor. Bu büyük bir sorun. Dikilen ağaçlar sahipsiz kaldığında uzun vadede bakımsız kalıyor. Ağaç dikenler dikim aşamasıyla kalmayıp düzenli bakım ve sulama süreçlerini de yapmalıdır. Dikilen fidanların korunması için vatandaşa sorumluluk verilebilir ve bilinçlendirme çalışmaları yapılabilir. Dikilen ağaçlara sahip çıkılırsa Van’ın yeşil alanları artar ve çölleşme tehdidi azalır.”

“ÇÖLLEŞME SADECE TOPRAĞIN DEĞİL, GELECEĞİMİZİN DE KAYBI DEMEKTİR”

Van’da çölleşmeyle mücadelede atılması gereken adımların neler olduğunu aktaran Dinçer, “Van’da yeşil alanların artırılması gerekiyor. Ağaçlandırma çalışmaları mutlaka uzun vadeli planlanmalı ve dikilen fidanların bakımı yapılmalıdır. Ne yazık ki, bölgede dikilen fidanların çoğu sulama ve bakım eksikliği nedeniyle kuruyor. Su kaynaklarının korunması hayati önem taşımaktadır. Van Gölü’nün çekilmesiyle birlikte yer altı su kaynakları da azalıyor. Bu anlamda önlemler alınmalıdır. Toplum olarak doğamıza sahip çıkmalıyız. Çölleşme sadece toprağın değil, geleceğimizin de kaybı demektir. Unutmayalım ki her fidan, yarınlarımıza nefes olacaktır” ifadelerini kullandı. 

YEŞİLSİZ VAN ÇÖLLEŞME TEHLİKESİ İLE KARŞI KARŞIYA!

Van, Türkiye’nin en az yeşil alanına sahip illerinden biri olarak biliniyor. Bu eksiklik, toprağın tutunamamasına ve erozyonun hızlanmasına neden oluyor. Ağaçlandırma ve yeşil alan projelerinin yetersiz kalması, şehrin çölleşme hassasiyetini daha da artırıyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2024 yılına ilişkin açıkladığı “Çölleşme ve Erozyon İstatistikleri” raporu, Van için endişe verici sonuçlar ortaya koydu. Van, yapılan değerlendirmelerde “orta ve yüksek çölleşme hassasiyeti” gösteren iller arasında yer aldı. 

TÜRKİYE’NİN ÇÖLLEŞME HARİTASINDA VAN ÖNE ÇIKTI

Van’da 3 araç birbirine girdi, 2 kişi yaralandı! Van’da 3 araç birbirine girdi, 2 kişi yaralandı!

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü ile TÜBİTAK-BİLGEM işbirliği ile Havza İzleme ve Değerlendirme Sisteminin Geliştirilmesi (HİDS) Projesi’nin iş paketlerinden biri olan Türkiye Çölleşme Modeli ve Hassasiyet Haritası’nın oluşturulması çalışmaları 2015 yılında tamamlandı. Çölleşmenin izlenmesi maksadıyla gerçekleştirilen çalışmalar kapsamında Türkiye’ye özgü çölleşme kriter ve göstergeleri belirlenmiş ve ülkemize uygun CBS tabanlı çölleşme modeli oluşturuldu. Bu sayede ulusal ölçekte çölleşmeye duyarlı alanlar tespit edilerek “Türkiye Çölleşme Hassasiyet Haritası” üretildi.

ÜLKENİN YÜZDE 22.5’İ YÜKSEK HASSASİYET GRUBUNDA YER ALDI

Oluşturulan Türkiye Çölleşme Hassasiyet Haritasına göre; ülke topraklarının yaklaşık olarak yüzde 18’i zayıf, yüzde 50.9’ u orta ve yüzde 22.5’i yüksek hassasiyet grubunda bulundu. Türkiye'de Konya gibi kurak ve mikro klima özelliği gösteren bölgelerde bulunmakta ve bu alanlar çölleşme açısından sıcak notaları oluşturdu. Konya-Karapınar, Iğdır-Aralık ve Urfa-Ceylanpınar çok yüksek hassasiyeti gösteren bölgeler olarak görülürken, Tuz Gölü havzası, Ereğli-Karaman bölgesi, Urfa-Ceylanpınar-Mardin-Batman hattı ile Eskişehir çevresi orta ve yüksek hassasiyet grubunu oluşturdu. Yeşilin, yağışın ve nemin bol olduğu Karadeniz bölgesi ise en düşük hassasiyet sınıfında yer aldı.

ÇÖLLEŞME AÇISINDAN EN HASSAS İLLER BELLİ OLDU

İl bazında çölleşme hassasiyet sınıfları dağılımına bakıldığında; Aksaray (yüzde 0,02 zayıf, yüzde 2,40 orta, yüzde 96,6 yüksek), Şanlıurfa (yüzde 0,08 zayıf, yüzde 4,89 orta, yüzde 96,4 yüksek), Nevşehir (yüzde 0,01 zayıf, yüzde 13,02 orta, yüzde 94,5 yüksek) çölleşme açısından en hassas illeri oluşturdu. Rize (yüzde 84,2 zayıf, yüzde 5,2 orta, yüzde 0,00 yüksek), Ardahan (yüzde 77,1 zayıf, yüzde 11,8 orta, yüzde 0,00 yüksek), Düzce (yüzde 85,2 zayıf, yüzde 14,6 orta, yüzde 0,00 yüksek) ise en az hassasiyet taşıyan iller kategorisinde yer aldı.

TÜRKİYE’DEKİ ORMAN ALANLARININ YÜZDE 0,36’SI YÜKSEK ÇÖLLEŞME HASSASİYETİNDE

Türkiye ölçeğinde sektörler bazında çölleşme hassasiyet sınıfları dağılımına bakıldığında ise; Türkiye orman varlığı 22.621.395 hektar ile ülke yüzölçümünün yüzde 29’unu kapladı. Türkiye Çölleşme Hassasiyet Haritası arazi kullanım durumuna göre incelendiğinde; Türkiye’deki orman alanlarının yalnızca yüzde 0,36’sı yüksek çölleşme hassasiyetindeyken, yüzde 30,79’u orta ve yüzde 68,86’sı düşük düzeyde çölleşme hassasiyetinde oldu.

TÜRKİYE’DEKİ TARIM ALANLARINDA ÇÖLLEŞME HASSASİYETİ DAHA YÜKSEK!

Türkiye’deki tarım alanlarında çölleşme hassasiyeti daha yüksek derecede olup; tarım alanlarının yüzde 26,25’i yüksek, yüzde 64,77’si orta ve yüzde 8,98’i ise düşük derecede çölleşme hassasiyeti gösterdi. Mera alanlarının ise yüzde 34,56’sı yüksek, yüzde 52,45’i orta ve yüzde 12,99’u düşük çölleşme hassasiyetinde olarak gerçekleşti.

Muhabir: FATMA NUR POLATCAN-ZENÜN YEŞİL