İnsanlar ilk çağlardan bugüne sürekli yaşadıkları yerlerin dışında, farklı yerlere çeşitli nedenlerden dolayı seyahat etmişlerdir. Seyahat kavramı; Latince “travail” kelimesinin karşılığıdır anlamı ise sıkıntıları aşmak, zorlukları geride bırakmak anlamına gelmektedir. Seyahat ve turizm faaliyetleri 18. yüzyıldan sonra gündelik hayatın bir parçası haline gelmiştir. Turizm faaliyetlerinin içerdiği kitle, doğal olarak turizmin şekillendirici gücünü her yönüyle güçlendirmektedir. Turizmin alanları tahrip etmesini önlemek ve faydalarını en üst düzeye çıkaran bir anlayış geliştirmek için kitle turizminin doğal olarak görünen etkilerini aşan faktörlerin gösterilmesi gerekmektedir. Ayrıca turist algısı, turistleri salt zevk ve eğlence odaklı seyahatlerle ilişkilendirerek yüzeysel ve doğrudan bir durumla sınırlandırılmamalıdır.
Ayrıca tüm turizm ve turistik deneyimle ilgili sonuçlar güneşe ve hediyelik eşyalara indirgenmemelidir. Deneyim, seyahat eden ve farklı doğal ve sosyokültürel ortamlarla etkileşime giren bireyi içerir. Turizm, bireyi sosyokültürel bağlamından koparmadan incelemeyi ve “psikolojik sosyal psikoloji ile sosyolojik sosyal psikolojiyi” bütünleştirerek zihin ve sosyal dünyayı birleştirmeyi amaçlayan sosyal psikoloji ile doğal olarak ayrılmaz bir bütündür. Bu bağlamda, psikolojik ve sosyolojik temelleri göz ardı edilerek ve sosyal psikoloji ile ilişkisi de dikkate alınmadan şekillendirilen araştırmalara dayalı turizm ve turizmle ilgili olguların genel olarak kavranmasının kapsamlı olarak nitelendirilemeyeceği güvenle ifade edilebilir. Psikolojiye dayalı olarak yürütülen turizm araştırmalarında, karar verme, tüketici davranışı, motivasyon, memnuniyet ve tutumlar ve sosyal etkileşim temalarına dikkate değer düzeyde odaklanıldığı görülmektedir.
Bununla birlikte, turizmin “insani yönüne” sosyal-psikolojik bağlamda ışık tutan çalışmalar yine de doygunluktan uzak olarak nitelendirilebilir. Bu itibarla, ilgili konunun görece örtük doğası ve yüksek ilişkisellik düzeyine uygun olarak, bu alana katkı sağlaması muhtemel araştırmacılar için belirli konuları tek tek öne çıkarmak yerine, genişleterek bir uzlaşı oluşturma ihtiyacı, sosyal-psikolojik turizm çalışmalarının parçalı varlığının aşılması ile birlikte araştırmanın derinleştirilmesi ve sürdürülmesi vurgulanmaktadır.
Turistik deneyimlerin epizodik yapısı ve daha az tanıdık içeriği ile günlük yaşamdan farklılaşan yönleri olsa da, turistik deneyimlerin hem günlük yaşam üzerindeki etkilerini hem de bireysel yaşam bütünlüğü içindeki yerini netleştirmenin bir yolunun, turizmin ortak bir tanım ve kategorize edilmesi ve turizm paradigmasının daha net bir biçimine önemli katkı sağlaması sosyal psikoloji perspektifinden bağımsız düşünülemez.
Sonuç olarak Turistlerin motivasyonları, onların beklentilerine, amaçlarına ve değerlerine derinden bağlıdır. Farklı fiziksel ortamlar ve görsel olarak çekici yerler, elbette, bir destinasyonu ziyaret etmek için turist motivasyonunun artırabilir. Bu nedenle, çevre psikolojisini anlamak, turizm paydaşlarına yardımcı olabilir. Turizmde kültürler arası davranışı anlamak hem turistler hem de ziyaret edeilen bölge insanı açısından çok önmelidir.