Bazen çok şey yazmak istersiniz ama duygularınız öyle yoğundur ki bütün kelimeleriniz saklanır sanki.

 

İzlediğim bir haber beni bu yazıyı yazmaya itti. Kuvvetli bir şeklide hem de.

Üzgünüm, öfkeli ve son derece boğazı düğüm düğüm!

 

Bir anne düşünün savunmasız, kimsesiz, sığınma evlerine girme mecburiyeti yaşamış. 2 çocuğu için çabalayan ve her şeye rağmen güçlü dimdik ayakta duran.

 

Kimden mi bahsediyorum?

Dilek ÇAKIR!

 

Türkiye’de şiddet gören kadınları resmeden bir kadın. Onu dinleyip de vicdan muhasebesi yapmayan biri varsa bence kendini sorgulamalı. 6 yıl boyunca kocasından şiddet görmüş ve her şeye çocukları için katlanmış bir kadın, bir anne.

 

Ama bir gün dur demiş!

Çünkü; çocukları gözü önünde şiddette devam etmiş koca...

 

Dilek ne yapsın bu durumda? Boşanacak başka çıkar yolu var mı?

 

Yok!

 

Üstelik daha önce bıçaklamıştı kocası onu.

Koca tutuklandı! Ancak delil yetersizliğinden serbest bırakıldı. Dilek koruma talep etti ama nafile neye yarar kale bile alınmadı. O açtığı davada kocasının nefretini kinini daha artırdı ve sırf intikam amaçlı 4 yaşındaki Elif Minay 'ı 2 yaşındaki Miray Hiray'yı  gözünü kırpmadan pompalı tüfekle sözde. Baba vahşi baba kızlarını öldürdü.

 

Dilek sesi kısılmış ağlamaktan kurumuş gözleri ile herkese öfkeli ve ekliyor,

“Kimse bana sahip çıkmadı!

Ailesine, devlete, savcılara, emniyete herkese kırılmış, Türkiye’ye kırılmış bir gonca adeta...

 

“Ben şimdi ne yapacağım tek başıma” diyor. “Bu işin peşini bırakmayacağım” diyor.

Bende bırakmayacağım Dilek bende...

“Her unutulan şey gibi bu da unutulacak” diyor ama ekliyor “unutulmasına asla izin vermeyeceğim.”

Bende izin vermeyeceğim Dilek bende...

 

Öyle güzel şeyleri dile getiriyor ki Dilek!

Türkiye’deki aile yapısına nokta atış yapıyor adeta...

Kız çocuklarınıza değer verin onlar küçük yaşta evlendirmeyin diyor. Abla erkek kardeşe su veriyor hiç olur mu bu yaptırmayı diyor. Erkeklerinize de iş yaptırın erkek iş yapmaz demeyin kız erkek ayrımı yapmayın eşit tuttun diyor. Bazen düşünüyorum da biz kadınlar hep çalışmak zorundayız evde, işte erkek öyle değil yahu dışarda çalış eve gel yaylan kadın işte bin ton şeyle uğraşsın, eve gelsin ütü, süpür, yıka, ser, kaldır, kocanı mutlu et, bebeğe bak. Üstüne dayak ye.

 

Oldu ne güzel valla(!)

 

Ne oluyor bize? Biri bana anlatsın lütfen nerede hata yapıyoruz. Bir kadına nasıl el kalkıyor? İnsan öz çocuğunu kin, intikam uğruna nasıl öldürüyor ve ülkemizde bu hukuk adalet nasıl bu kadar ağır işliyor? Sustuklarım düşüyor gözlerimden artık iyileşmeliyiz her yeni doğan günde kadın ve çocukların istismar edildiği şiddete maruz kaldığı.

Hem de her türlü şiddete maruz kaldığı bu tabloyu değiştirmek elimizde...

Yeter ki herkes elini taşın altına koysun ve tek yumruk olalım, tek kelime olalım ve tek ağızla yeter diyebilelim...