Müminlerin kardeşliği, Kardeşlik, Barış vb. kavramları keyfi hevesleri uğuna kendince anlam
yüklediklerini gördük de şimdiye kadar Dost kavramına bir leke sürülmemişti, galiba sıra ona da
geliyor. İşin Kötü tarafı bu erozyon hücumu Türkiye’den hem de Hükümet kabini üyesi bir bakandan
Ömer Çelik Hükümet sözcüsü sıfatıyla İsrail Halkı, İsrail Devleti Türk Halkının dostudur demesi
insanlık tarihinin ezberini bozduğu gibi AK Partiyi de töhmet altında bıraktı ve AK Gönülleri hayal
kırıklığına uğrattı.
Ülkemizin Kürt sorununun çözüm anahtarı olan kardeşlik kavramı, uzun süre tek taraflı
kullanılarak barış ve huzur adına bir katkıdan çok süreci geriletmekten başka bir işe yaramadı. Taki
kardeşlik, adalet ve eşitlik kavramlarıyla birlikte anılana kadar. Artık birileri kardeşçe dediği zaman
aynı zamanda adalet ve eşitliği de dillendiriyor.
Barış kavramı hemen hemen tüm kesimlerin dillerden düşürmediği bir kavram, ama barış
kavramını kendine göre dillendirdikleri için toplumun huzuruna bir katkısı olmuyor, tam tersine bu
nazik kavramı değerden düşürüyor. Artık öyle bir hale geldi ki Barış kavramı kullanıldığı zaman insan
bir hatırlatma ihtiyacı hissediyor, “Arkadaş barış derken neyi kast ediyorsun?” şeklinde bir soru
sorma ihtiyacı hissediyor.
Dostluk çok özel bir ilişki beyanı, yılların getirdiği güven ve frekans uyumunun bir ürünüdür,
onun için toplumsal hayatın içinde önemli bir yeri vardır. Ancak dostluk kişiler arasında oluşur,
devletlerin dostluğu diye bir kavram yoktur. Dolayısıyla Ömer Çelik’in İsrail devleti ve İsrail halkı
Türkiye’nin dostudur demesi mana açısından mülgadır ve kullandığı cümle yok hükmündedir.
Eğer topluma ilköğretim müfredatı aracılığıyla “değerler eğitimi” diye bir eğiştim verilseydi
mezkur şahıs da ondan payını alır ve bu gafı yapmazdı diye düşünüyorum.
AK Partinin AK neferleri gece gündüz çalışarak kaşıkla topladıklarını kimi beyefendiler
kepçeyle dağıtıyor. Kanaatim o ki bu bey efendi bakanlıktan zaten alınmalı disipline verilerek partiden
de ihraç edilmelidir.
Eğer İsrail dostumuz ise mavi Marmara vakasını nereye koyacaksınız? Başbakanken Recep
Tayyip Erdoğan’ın “van minute” çıkışı neyin nesiydi?
Kardeşim insanlığın değerlerini de İslam’ın değerlerini de örselemeye hakkınız yok. O birisi
bakara-makara dedi hala acısı içimizdeyken, bir de dostluğu örseleten bu açıklamayı içime
sindiremiyorum. Hem AK Parti mensuplarının boş yere sizin hatalarınızın arkasında durma
mecburiyetinde bırakmaya ne hakkınız var? Yani sen faul konuştun diye dostluk mu kirlendi, hadi
ordan haddini aşan adam.
Doğruya Doğru, sesimizi yükseltelim ki birileri hata yaptığının farkına varsın değil mi?