Çocukların duygusal alanda kişiliğinin oluşmaya başladığı dönemde, sosyal alanda da geçeceği basamaklar önemlidir bir bütündür.
0-6 yaş ve özellikle 0-3 yaş somut öğrenme dönemleridir. Kişiliğin oluşmaya başladığı bu dönemde, öğretmek istediğimiz şeyleri soyut anlatmak yerine, somut olarak göstermek ve bunu davranışsal olarak çocuğa yansıtmak gerekir.
Biz yetişkinlerin unutmaması gereken şey, çocukların anneyi ve babayı rol model almasıdır. Âdem Güneş’in bu konuda görüşü ‘’Bir çocuk, duygularını olduğu gibi ifade edebilecek bir aile ortamı içindeyse, gerektiğinde öfkesini yaşayabiliyorsa, kızgınlığını, kıskançlığını ifade edebiliyorsa, bu durum anne-babalar kârlılık halidir’’. Çocuklarda utanma, övünme, suçluluk, suçlama, öfke, duygularının görülmesi, çocuğun öz farkındalığının geliştiğini gösterir. Kendi duygularını yönetmede kural ; bireyin bilinçli olarak düşündüğü her şey, bilinç altını etkiler. Bu düşünceler ise içerdiği güce göre değişir. Çocuklarımızın duygusal alanla ilgili yaşadığı konulara olumlu bakmak, olumlama yapmak, olumsuz düşüncelerle yanlış yönlere atılmamak gerekir. Eleştirel gözle bakmamak, duygularını yönetebilmesine ve yönetmeyi öğrenebilmesine yardımcı olmak, benlik duygusunu kazanmasına destek olmak çok önemlidir. Çocukların benlik duygusu kazanmaları, kendini başkasının gözünden değerlendirmeye başladığında kendi his ve düşüncelerini ortaya koymasıyla başlar. Duygusal gelişimde uzmanların görüşü, çocukların üzülmesine, sıkılmasına ,mutlu olmasına, heyecan duymasına, endişe edip acı çekmesine müsaade edilmesi yönündedir. Böylece tüm duyguları tanıyabilir ve kontrol edebilir. Bu ileriki yaşamında hayatla mücadele edebilmelerini kolaylaştırır. Bu görüşe katılıyorum hayata atılan birey sorunlarını kendi çözebilme yetisi kazanır. Bu sorunları kalıcı hale gelmez ve bu sorunların yol açacağı içsel sıkıntılardan kurtulmuş olur. İçsel sıkıntılar yaşanan durumlarda birey; mutsuz , çabuk sıkılan, sürekli yeni bir şeyler alma isteği olan, sürekliliği olmayan kısa süreli kendine meşguliyet arama çabaları içine girebilir. Bu tür davranışlar bir tür iletişim kurma çabasıdır. Çocuğu gözlemlemek birkaç dakika dinlemek, anlamak, ileride olabilecek çatışmaları önler. Duygusal gelişimi desteklemek amaçlı bu süreçte çocuğa aşırı öz güven yüklememek, verdiği kararlarda cesaretlendirmek ,yetenekleri doğrultusunda yeteneklerini ortaya çıkarmasında yardımcı olmak, hatalarıyla yüzleşmesine olanak sağlamak, büyükanne büyükbaba ile zaman geçirmesine olanak sunmak ve ortam hazırlamak, günlük rutinlerimizi değiştirmeden bu rutinleri çocuğa da kazandırmak, bu konuda farkındalığını artırmak ve kendi duygularını kabullenmesine yardımcı olmak gerekir. Çocuk gelişimcilerin sık kullandığı bir söz vardır. Her çocuk öğrenir, bazen aynı anda, bazen farklı anda, bazen aynı yolla bazen farklı yolla. Bütünsel bakmak dediğimizde bu duygusal alanda da geçerlidir. Çocuklarımız duygularını, bazen farklı anda, bazen farklı yolla gösterir. Çocuklarımızın duygusal yapı çatısını oluşturmaya başladıklarında, tüm bunları hayatlarına entegre edebilmelerinde anne babalara büyük sorumluluklar düşüyor.
Temennim, duygusal gelişimini mutlu tamamlamış, kendiyle ve çevresiyle barışık çocuklar görmek.
Sağlıkla kalın.