Mesela biz biraz siz olalım, siz biraz biz olun...
Biz size soru, biraz da siz bize cevap olun...
Hep birden yitip gitmeden, biz siz olalım, siz bizi bulun...
Adalet atalete, kalkınma akamete, hukuk dalalete uğramadan, birileri hepsini doğramadan, adalet istisnaya hukusuzluk kaideye, yargı şaibeye devrilmeden, ölüme, kayıplara, ayıplara evrilmeden biz biraz siz olalım, siz biraz biz olun...
Mesela, kin kusanlara, kan kusanlara, ötekinin acısına susanlara, dilini şeytana, dinini meydana sunanlara biz soru olalım siz kendinize cevap...
Amasız, şerhsiz, ön yargısız, son yargısız, yarasız beresiz, sargısız...
Mesela, umutları çalınanlar, hayatları alınanlar, can verenler, can vuranlar,
Türk olup övünen, Kürt olup sövülen, öteki olup dövülen, merhametsizliği övülen, kurşun yiyip kurşun atan, ama aynı toprakta yan yana yatan, kısacası ağır ağır batan bu dünyanın tüm tayfaları, bu korku romanının tüm sayfaları siz biraz biz olun biz biraz siz olalım...
Siz biraz "biz" olun, varsın size yer kalmasın diye mezarlara biz dolalım...!
Ama ne olursak olalım, yaşamaya ve yaşatmaya yetişmek için aceleci olalım…
Çünkü zaman; düzenin acımasız ortağı...
Ya amansız can alır, ya zamansız...
Kimi zamanla alışır, kimi zamanla yarışır, geçmek için zamanın kara tünelinden..
Sözün sahiplerinde sessizlik, konuşanda densizlik, haklı-haksız güvensizlik, pervasızlık, özensizlik ve sonunda öznesizlik...
Ve görmezlik kimseyi görünmez kılmıyor…
Kimsenin yok sayması yok etmiyor ne gördüklerimizi, ne gömdüklerimizi...
Tarih, yok sayanların yok olduğu bir ateş deryasıdır,
Yok sayarsak hep birlikte yok oluruz...!
Siz biraz da biz olmazsanız, topyekün "bizsiz" oluruz...