Bu köşede yayımlanan daha önceki yazılarımızdan birinde “Yiyin Beyler, Yiyin!” demiştik.

 

Ne yenileceği, yeme şekli ve ne yenilirse yenilsin bunun hesabının da verileceğini yazmıştık.

 

Dünyada sadece Van Gölü’nde yaşayan Van Gölü Balığını (İnci Kefali) tüketimini ve faydalarını uzunca tartışmıştık.

 

Bu balığı tüketmenin sağlığımıza ve bölge ekonomisine katkılarının olacağını yazdık.

 

Şimdi de YEMEYİN BEYLER, YEMEYİN diyoruz!

 

Hem ekonomiye hem de sağlığa faydalı olacağı için yemeyelim!

 

Peki, yemeden nasıl hem sağlıklı hem de ekonomik kazancımız olacak?

 

Şöyle ki:

 

Van Gölü Balığı endemik bir türdür.

 

Başka hiç bir yerde yoktur.

 

Aynı zamanda uçan balıktır!

 

Suyun akışına karşı âdete uçan, mucizevi bir mücadele veren Van Gölü Balığının bu destansı göçü, izleyenleri adeta büyülüyor.

 

Aynı mücadeleyi martılara ve kaçak avlanan avcılara karşı da veriyor.

 

Tüm engellere rağmen her yıl 15 Nisan ile 15 Temmuz arasında var olma mücadelesini veriyor.

 

Dünyada sadece iki tür balık yumurtlamak için göç ediyor.

 

Bunlardan biri Van Gölü Balığıdır.

 

İzleyenler bilir: bu olağanüstü doğa olayı görsel bir şölene dönüşüyor.

 

Yeterli tanıtımlar ile bu doğa olayını turizme kazandırabilirsek bölge ekonomimize büyük katkılar sağlayacaktır.

 

Şöyle düşünün; dünyada sadece Van Gölü Havzasında var olan uçan balık türü özelliğine sahip olan bu balığımızı neden tanıtamıyoruz ve turizme kazandıramıyoruz.

 

Kısaca, bu eşsiz zenginliğimizi koruyabilirsek ve yeteri kadar tanıtabilirsek başta turizm olmak üzere büyük kazançlar sağlamış olacağız.

 

3 Ay korursak 9 ay boyunca rahat rahat tüketebiliriz.

 

Aksi takdirde nesli tükenir ve biz de yiyemeyiz.

 

Neslinin tehlikeye girmesi bu mirasın geleceğe taşınması noktasında da mümkün olamayacaktır.

 

Aynı şekilde balıksız bir Van Gölü; kocaman bir çöl anlamına gelir.

 

Van Gölü Balığını korumak ve gelecek nesillere taşımak boynumuzun borcudur.

 

3 Ay boyunca Van Gölü Balığını satın almayalım,

 

Kaçak avcılık yapan kişileri uyaralım.

 

Şunu unutmayalım: Van Gölü Balığından geçimini sağlayan binlerce aile var.

 

Ve bu balık sadece bizim Van Gölülülerin değil, tüm insanlığın bize olan emaneti…

 

Emanete sahip çıkıp gelecek kuşaklara taşıma vazifemizi yerine getirelim.

 

Ve bir süre yemeyelim…