Bir zamanlar yoğun şekilde tarım ve hayvancılığın yapıldığı tarım kenti Van’da zaman içerisinde işler tersine döndü. Hem tarım hem de hayvancılıkta başkent olan Van’da özellikle elma, domates, ceviz ve lahana, kavun gibi birçok ürün yetiştirilirken zaman içinde bu üretim alışkanlığı adeta tükendi. Özellikle kente özgü stratejik ürünlerin üretiminin iyice azalması sonrası Erciş Ziraat Odası Başkanı Cihat Çelik tehlikeye dikkat çekti. Yeterli destek ve kar elde edemeyince üretimi azaltan üreticinin durumuna dikkat çeken Çelik, Van’ın potansiyeline vurgu yaparak, kentin varlık içinde yokluk yaşadığını söyledi. 

ÇELİK’TEN YERLİ ÜRETİM İLE İLGİLİ ÖNEMLİ AÇIKLAMA

Ülke genelinde çiftçiler girdi maliyetlerinin yüksek olmasından dolayı zor günler yaşıyor. Sahip olduğu geniş mera alanları ile hayvancılığa daha elverişli olmasına karşın sebze ve meyve üretiminin de yapıldığı Van’da da çiftçiler ürettiğinin karşılığını alamıyor. Kâr edebilmek için üretim yapan Vanlı çiftçiler büyük zarar edip bunun altından kalkamayınca üretimi bırakıyor. Vanlı çiftçiler, geçmiş yıllarda yoğun şekilde ürettikleri, hatta ihraç edilen tarım ürünlerini satamayınca üretimi de bıraktı. Hal böyle olunca elma, domates, ceviz, lahana gibi Van’ın stratejik tarım ürünlerinin üretimi zaman içerisinde azalırken, konuyla ilgili Şehrivan’a değerlendirmelerde bulunan Erciş Ziraat Odası Başkanı Cihat Çelik, yeterli desteği alamayan üreticilerin üretimden vazgeçmek zorunda kaldığını belirtti. 

“YETERİ DESTEĞİ ALAMAYAN VANLI ÇİFTÇİ STRATEJİK ÜRÜN ÜRETİMİ YAPMAYI BIRAKTI”

Erciş Ziraat Odası Başkanı Cihat Çelik, Şehrivan’a yaptığı değerlendirmede, Van’da çiftçilerin yeterli desteği alamadığından stratejik ürünlerden vazgeçtiğini belirterek, “Ziraat Odasının çiftçileri ve kayıt dışı üretim yapan yetiştiricilerimizle yaptığımız görüşmeler sonucunda daha önceden üretim yapanların geniş bir pazar ağına sahip olduğunu biliyoruz. Örneğin lahana, domates, salatalık… Stratejik ürün üretimi yapan çiftçilerimiz yeteri kadar destek alamadıkları için üretim yapmaktan vazgeçti. Üretim olmadığı gibi maliyetlerin yüksek oluşu, su kaynaklarının olmayışıyla da bu stratejik ürünlerin üretimi azaldı. Çiftçi kendi ürettiğini pazarlayamıyor, kazanamıyor. Çiftçi kar edemediği için de bu işi bırakıyor. Çiftçi bir yıl boyunca verdiği emeğin karşılığını alamıyor” ifadelerini kullandı.

VAN VARLIK İÇİNDE YOKLUK YAŞIYOR…

Çelik, Van’da geçmişte üretimi yoğun şekilde yapılan ve zamanla vazgeçilen ürünlere değinerek, “Van’da şeker pancarı, buğday ve arpa üretimi yapılıyor. Bunun dışında üretim bitti diyebiliriz. Van’da domates üretimi yoğun şekilde yapılırdı. Domates üretiminden eskisi gibi verim alamıyoruz. Eskisi gibi iç piyasada da dış piyasada da satılmıyor. Genelde turşuluk olarak kullanılıyor. Van’da domates üretimi bitti diyebiliriz. Ceviz üretimi yok denecek kadar az. 20-30 dönümlük alanda birkaç çiftçinin kendi tarlasında ceviz üretimi yaptığı yerler var. Onun da pazar oluşturacak kadar büyük bir potansiyeli yok. İç piyasanın yüzde 20’sine yetecek kadar üretim ya oluyor ya olmuyor. Ceviz üretiminden de vazgeçildi. Erciş Üzümünü Türkiye’nin her yerinde denemek istediler. Çok kaliteli bir üzüm. Tescillendi. Üretici ağaçlarına bakım yapmadığı için üretim de düşüyor. Çiftçi kar edemediği için üretim de azalıyor. Ağaçlarına, meyve ve sebzelerine bakmıyorlar. Dane mısır ve ayçiçeğinin de üretimi yapılıyor. Muradiye’de, Çaldıran’da, Erciş’te ve birçok yerde üretim yapılıyor. Yine de iç piyasaya yetecek kadar değil” diye konuştu. 

“ÜRÜNLER ALINMADIĞI İÇİN ÇİFTÇİNİN ELİNDE KALIYOR”

Üretimi olan ürünlerin de alınmamasından dolayı üretimin azaldığını aktaran Çelik, “Erciş’te arpa ve buğday üretimi yüksek bir derecedeydi. İyi bir verim alıyorduk. Buğday ve arpa satışı azaldığından üretim de azaldı. Van genelinde şeker pancarı üretimi var. Şeker pancarı üretiminde belirlenen kotalar yüksek. Şeker fabrikasının kotasının düşük olması hasebiyle Van’a Muradiye’den, Çaldıran’dan, Özalp’tan, Saray’dan, Gevaş’tan üretim yapan şeker pancarı üreten çiftçilerimizin ürünleri kota düşük olduğu için alım olmuyor. Ürünler alınmadığı için hepsi çiftçinin elinde kalıyor. Ekilen lahana tarlasının tamamını satamadıkları için tamamı çöp oldu. Tüm ürünler çöp oldu” dedi. 

VAN İÇİN ÇİFTÇİ PAZARI ÖNERİSİ

Başkan Çelik, Van’da çiftçi pazarının oluşturulması gerektiğini dile getirerek şunları söyledi: “Van genelinde şu anda üretim yapan bütün çiftçilerimiz artan maliyetler nedeniyle zor günler yaşamaktadırlar. Yetiştirdikleri sebze ve meyveyi komisyoncular tarafından alınıyor ve bundan dolayı zarar ediyorlar. Türkiye’de ve Van genelinde Ziraat Odalarına kayıtlı üye sayısı her geçen yıl düşmektedir. Bu da komisyonculardan kaynaklıdır. Belediyeler, Valilik, Kaymakamlıkların Ziraat Odaları ile ortaklaşa yaptıkları projeler vardı. Bu projelerle biz çiftçilerimizi bilinçlendiriyorduk. Onlara ürünlerini satacakları bir pazar ağı oluşturuyorduk. Çiftçilerimiz sebze-meyve halinde ürünlerini satıyordu. Şimdi sadece komisyoncular satış yapıyor. Belediyelerin çiftçilerin ürünlerini satması için bir çiftçi pazarı oluşturmaları lazım. Çiftçiler orada kendi ürünlerini sergileyebilir, satabilir, ürünler tarladan tüketiciye gider. Bu şekilde bir pazar oluşur. Biz bunun için birkaç kez talepte bulunduk ama hiçbir şekilde dönüş alamadık. Askıda kaldı.”

Van ve Hakkari’deki aktif fayları ortaya çıkaracak önemli çalışma! Van ve Hakkari’deki aktif fayları ortaya çıkaracak önemli çalışma!

“ZİRAAT ODALARI DESTEKLENİRSE ÇİFTÇİ DE DESTEKLENİR”

Ziraat Odalarının desteklenmesi gerektiğinin altını çizen Çelik sözlerini şöyle tamamladı: “İl ve ilçe tarım müdürlükleri gerekeni yapıyor. Çiftçilerimiz bilgilendiriliyor. Ziraata mühendisleri sahaya çıkıyor, bilgilendirme yapıyor. Ama bu yetersiz. Personel sayısında çok ciddi manada eksiklik var. Bu konuda çiftçilerin desteklenmesi lazım. Valiliğin, Büyükşehir Belediyesi’nin ve ilçe belediyelerin tarımsal anlamda faaliyet gösteren oda ve birliklere ciddi anlamda desteklemeli. Ziraat Odaları güçlendirilmeli. Ziraat Odalarının güçlendirildiği dönemde üretim oldukça fazlaydı. Çiftçilerin desteklenmesi lazım.”

Editör: Necmettin Dursun