FOX TV’de Kızıl Goncalar diye bir dizi yayınlandı. Dizi, Al-i İmran süresinin 103. ayetiyle başlıyor. Daha sonra Allah’a hamd edip, Resulüne salat ve salam getirerek devam ediyor. Sonra, Hz. İbrahim’in (as) Rabbini araması sırasında “Ben batıp gidenleri sevmem” dediği, En’âm süresi 76.ayet okunuyor ve bu ayet hakkında biraz yorum yapıldıktan sonra konuyu kadınlara getiriyorlar.

“KADIN!!!”

Bu dakikadan sonra artık dizinin müziği, rengi, şekli ve sahnesi değişiyor. Kadın otobüste muavinden su istiyor ancak bu işin günah olduğu anlatılıyor. Burada anlatılmak istenen, İslam’da kadın susadığında bir erkekten su dahi isteyemezmiş!!!

İslam’da kadın mevzusunu başka bir yazımıza bırakıp burada sadece bu dizinin Kur’an kursunda yaşanan sahnesi hakkında biraz yazmaya çalışacağım.

Gördüğünüz gibi bu dizi öncelikle dinle başlıyor. İçinizden diyorsunuz: “İşte tam da aradığım dizi! Kur’an’la başlayan bir dizi çocuğumun ahlakını bozmaz” diye. Böyle masum düşüncelerle diziyi izliyorsunuz. Ancak bu diziyi piyasaya sunan kişiler hiçte sizin düşündüğünüz gibi o kadar masum bir düşünceyle bu diziyi evinize kadar taşımamışlar. Onlar sizin çocuğunuzun ahlakını dert edinmiyorlar. Gençlerin geleceğini dert edinmiyorlar. Bildikleri tek bir şey var: O da “İslam düşmanlığı!”

Düşünün bu diziyi 3-8 yaş aralığında bir çocuğunuzla izlediniz. Hoca karakterli kişinin o kız çocuğuna sert bir tokat attığını çocuğunuz gördü. Bu çocuğun bilinçaltında “Kur’an kursları şiddet yuvalarıdır. Sakın Kur’an kurslarına gitme” düşüncesi oluştu.

Sizin bu çocuğunuz artık Kur’an kursuna gider mi?

Siz onu göndermek isteseniz dahi artık o, Kur’an kurslarına gitmez, o tertemiz beyin kirletilmiş, Kur’an-a karşı bir cephe oluşturmuş, Kur’an-a -haşa- öcü olarak bakmaya başlamıştır bile.

Hoca karakterli kişi çocuğa sert tokat attıktan sonra “hepiniz cezalısınız, arkadaşınızın affedilmesi için 100 defa “amenerresulü okuyun” diye geçen sahneyi 12 yaş üstü çocuğunuzla izlediniz.

Sizin bu çocuğunuzda: “Bu ne kadar çağdışı, cahil, aptalca bir düşüncedir. İslam bu mudur? Eğer İslam buysa, Kur’an buysa bu ne kadar aptalca bir şeydir” düşüncesi oluşmaya başlar.

Yani bunun gibi film ve dizilere öyle; “basın özgürlüğü, fikir özgürlüğü, masumane bir dizidir” diyemezsiniz.

Bunlara karşı çıktığınızdaysa, şu sözleri kendilerinden işitirsiniz: “Biz dine karşı değiliz, siyasal İslam’a karşıyız.”

5-6 yaşındaki bir çocuğa Kur’an-ı öğretmenin neresi siyasaldır. O zaman 3 yaşındaki çocuklara Kreşlerde Atatürk’ün öğretilmesine de siyasal Kemalizm mi diyelim, böyle bir şey olabilir mi?

İnsanın dini ve milli değerlerini kendinden sonraki nesle öğretmesinden daha doğal ne olabilir ki?

Bir Yahudi: vahşet dolu düşüncesini ve tüm ırkların en üstünü olduğunu 3-4 yaşındaki çocuklarına anlatacak.

Bir Hıristiyan, “Kilisenin onca engizisyon mahkemelerinde yaptığı vahşete rağmen” 4 yaşındaki çocuklarını okula göndermeden önce Kiliseye götürüp inançlarını çocuklarına aktaracak.

İneğe, kediye, köpeğe, puta tapan bunların kutsal olduğunu çocuklarına anlatacak. Bunlarda her hangi bir sorun yok ancak konu İslam’a gelince; yok efendim siyasal İslam, yok radikal İslam, yok terör İslam, yok şu İslam yok bu İslam…

İslam’ın siyasalı, terörü, radikalı, modası olmaz. İslam “Allah’ın tek hak dini olan İslam’dır.” Bunun kural ve kaidesi de sizin -haşa- öcü olarak gösterdiğiniz Kur’an’da belirtilmiştir. Bunun ötesinde hiçbir İslam yoktur.

Peki medya bunu yaparak neyi amaçlıyor?

Amaç 100 yıl önceki proje...

Amaç; Kur’an’sız bir nesil yetiştirmek. Amaç; “Kur’an-ı onların elinden, dilinden, gönüllerinden, yaşamlarından kaldırıp, ahlaksızlığı yayacaksınız. İşte ancak o zaman dilediğiniz gibi onlara hükmedersiniz” diye ifade edilen 100 yıl önceki projeyi uygulamak.

Amaç; Allah’sız, Peygambersiz, Dinsiz bir nesil yetiştirmek.

Buna da oyunculuk diyorlar. İslam’ın oyunu olmaz, dinin oyunu olmaz. Dinle oyun, alay hiç olmaz.

Bunları güzel anlatıyorsan da ancak son zamanlarda Kur’an kurslarında yaşanan şiddet ve taciz olaylarını görmüyor musun?

Elbette görüyorum ve kınıyorum. Ancak Kur’an kurslarında yaşanan ahlaksız olayların ve şiddet görüntülerinin bin katı Üniversite ve Okullarda yaşanıyor.

Kur’an kurslarında yaşanan olayları asla tasvip etmem. Hatta buralarda yaşanan taciz ve şiddet gibi olayların şer-i hükümlere göre en şiddetli şekilde cezalandırılmasını dahi istiyorum. Ancak Kur’an kurslarındaki biri, bin görüp; Üniversitelerdeki bini, bir dahi görmemek ayrı bir ahlaksızlıktır. Bir ahlaksız imamın yaptığı terbiyesizliği her yerde duyurup da Celal ŞENGÖR’ÜN ahlaksızlığını görmemezlikten gelmek ayrı bir terbiyesizliktir.

 Googla “Üniversite’de taciz” yazın, sayısız haberle karşılaşacaksınız. Haberlere baktığınızda kız öğrenciler; hocam tezimi iptal eder, derslerimde beni bırakır korkusuyla cinsel içerikli mesajlarına ses çıkarmadım diyor.

Yine bu gibi haberlerde “annen çok güzel, çok çekici” mesajları ortaya çıktıktan sonra emekliye ayrılanlar var. Aynen Celal ŞENGÖR’ÜN kız öğrencisini taciz ettiği ortaya çıktıktan sonra emekliye ayrılması gibi böyle sayısız haber var. Buna rağmen bunlar hakkında herhangi bir kanalın günlerce haber yaptığı ya da dizi ve filmlerinin çekildiğini görmedik.

Neden yaşanan bunca olaylardan sonra Üniversite hocalarını tacizci, edepsiz gösteren dizi ve filmler çekilmiyor?

Çünkü bir kişinin yaptığı terbiyesizliği tüm kuruma ve hocalara mal etmiyorsunuz da ondan. İşin doğrusu da budur. Ancak Kur’an kurslarında yaşanan bir ahlaksızlığı günlerce gündemden düşürmeyip, buralardaki yaşanan binlerce ahlaksızlığı hiç görmemek ayrı bir ahlaksızlıktır. Senin ahlaksızlığın benim ahlaksızlığım diye bir şey olamaz. Şiddetin, tacizcinin medenisi, çağdışısı olamaz. Kur’an kurslarındaki şiddet ve tacizi yapan nasıl yanlış yapmışsa, Üniversite ve okullardaki şiddet ve taciz de aynı türden yanlış ve hatalıdır demeliyiz.

Eğer bunlar arasında fark gözetiyorsan o zaman senin amacın başkadır. Sen ne kadar süslü kelimelerle kendini savunsan, ne kadar yok siyasal İslam, yok şu İslam, yok bu İslam desen dahi senin amacın “siyasal İslam değil, İslam’ın ta kendisi” olduğu ortaya çıkar. Yeşilçamdan beri de böylesiniz.

Medyada, Yeşilçamla başlayan imamları “yalancı, güvenilmez, ikiyüzlü, hain, cahil, şeytan suratlı tipler”  olarak gösterme düşmanlığı ne zaman bitecek?

Ne zaman Müslümanlar bunlara karşı cephe oluşturdular. Çocuklarını, Kur’an’dan soğutan, Allah’a ve Peygambere karşı düşman edenlere karşı müslümanca bir tavır sergilediler, onların reytinglerini alaşağı ettiler işte o zaman dinimizi kötü gösterme ve alaya alma oyunculuğu da son bulacaktır.

Bir Müslümanın bunlara karşı yapması gerekenleri, Peygamber Efendimiz (sas) şöyle ifade etmiştir:

“Bir kötülük gördüğünüzde onu elinizle düzeltin, eğer elinizle düzeltemiyorsanız onu dilinizle düzeltin eğer buna da güç yetiremiyorsanız o zaman kalbinizle bu işten nefret edin.”

Elimizle anarşistlik yapmayacağız. Çünkü İslam, anarşistliğe şiddetle karşı çıkar. Ancak kumandayı elimize alacağız bu kanalı sileceğiz. Telefonu elimize alıp 444 11 78 numaralı hattan RTÜK’Ü arayarak bunları şikayet edeceğiz. Dilimizle bunların yaptığı ahlaksızlığı çevremize anlatıp, onların da bu tür dizilere karşı tavır almalarını sağlayacağız. Son olarak tüm ahlaksızlığa karşı kalbimizde sürekli bir kin ve nefret tohumu besleyeceğiz. İşte müslümanın yapması gereken budur.

Eğer bir Müslüman dini değerlerinin alaya alınmasından, Kur’an’ın çocuklarına öcü olarak gösterilmesinden rahatsızsa buna karşı gereken tepkiyi gösterecektir.

Bugün bu dizilere karşı şikayetçi olamayan yarın çocuğunun ahlakı hakkında şikayetçi olacağını da unutmayalım.