İçinde bulunduğumuz çağın bizleri getirdiği nokta eş duyum(empati)’den yavaş yavaş uzaklaşmış, geçen zaman içinde daha önyargılı bencil, anlayışsız bireyler haline dönüşmemiz. Bu sebepten ötürü, empatinin anlamı hayatımızda daha fazla önem kazandı. Empati(eş duyum) nedir? sorusunun cevabı. Empati; bir başkasının düşüncelerini, duygularını, içinde bulunduğu durumu nasıl hissettiğini anlamak olarak tanımlanır. Özetle, kendimizi başkasının yerine koymak, onu anlayabilmek. Sözlük anlamı ise duygudaşlıktır.
Çocuklarımızın bilinçlerine empati tohumlarını ekersek, zamanı gelince o tohumlar büyüyüp özsaygı ağacına dönüşür ve daha da gelişir. Empati yeteneğini vermek istiyorsak, küçük yaşlarda sevgi ve saygı kavramını, farklılıklara saygıyı, kimseyi hor görmemesini, yapacağı olumsuz kötü davranışlarının sonuçlarının ona neler kaybettireceğini anlatmak gerekir. Bunu algılayabilen çocuk empati duygusunun sahibi olur başkalarının gözünden bakabilir.
Hayatımıza empati yeteneğini kazanıp dahil edersek ve güzel amaçlar için kullanırsak iş birliği, ekip ruhu, önyargıdan uzak, daha üretken bireyler oluruz. Kötü amaçlar için kullanırsak manipülasyonculuk yapmış oluruz. Yani insanları kötü yönde, kendi bilgileri dışında yanlış yönlendirmiş oluruz. Empatiyi en güzel anlatan söz Hz. Muhammed (s.a.v)’in sözüdür. ‘’Bir insan kendi için istediğini karşısındaki için istemezse iman etmiş sayılmaz’’. Vücudumuz nasıl ki besinlerle direnç kazanıyorsa, ruhumuzun, kişiliğimizin de bu duygularla beslenip güçlenmesi önemlidir. Uzmanlar 12-16 yaşlarda, çocuklarımızın fikirlerinin karmaşık hale geldiği görüşünde. Bu aykırı hareketlerin altında yatan sebepler vardır hayatları ve fikirleri karmaşık hale gelir. Bu süreçte ailelerin sabretmesi gerekir. Sorarak başlamak, güven vermek, şefkat göstermek gerekir. Özellikle anne babaların şefkati yararlı olacaktır. Çocukların yaptığı aykırı davranışlarda, ailelerin yaklaşımı ya tasdik etme ya da şiddetle karşı çıkmadır. Unutmayalım bu hareketlerin altında mutlaka bir mesaj yatar. Bu durumu sükûnetle karşılamak, sabretmek, tepki vermemek, konuşturmak, iletişime geçmek ve yaptığı şey için ‘’Sence bu neyi temsil ediyor ?’’ gibi sorular sormak daha doğru olacaktır. Aksini yapan birçok aile, sağlıksız ve aşırı sevgi ile zarar verip birey olmaktan uzaklaştırıyor. 20’li yaşlarda çocuklar içinde yetiştikleri ailenin sosyal, siyasi normlarına geri döner. Ebeveynlerin empatiden mahrum olması, bunu çocuğa vermemesi ve o duygusunu beslememesi çocuğuna yapacağı en büyük haksızlıktır. Bunu ne kadar dozunda verirsek çocuk insan ilişkilerinde, sosyal
becerilerinde, aile yaşantısında gelişmeler kaydeder. Empati, ebeveyn çocuk arasında kuşak çatışmasını engeller, özsaygı kavramı gelişir, vicdanlı, çevresine duyarlı, yardımlaşmayı seven birey olur. Empatiye en güzel örneklerden biri 1939 yılında bazı un fabrikaları, beyaz un çuvallarını renkli ve desenli üretmiştir. Çünkü o dönemde yoksul ailelerin çuvallardan elbise diktiğini öğrenen fabrikalar, çuvalları renkli ve farklı desenlerde üretmiştir. Kuracağımız empati bağı, karşımızdaki insanın farklı değer yargılarına, inançlarına, kişilik yapısına ve hayat görüşüne göre olmalıdır. Empatinin 3 temel basamağı,
Onlar ne düşünüyor? (Toplum ne düşünüyor? Ne hissediyor ?)
Ben basamağı (Senin düşüncelerin için ben ne düşünüyorum? )
Sen basamağı (Senin düşüncelerin karşısında sen ne düşünüyor ? Ne hissediyorsun ?)
Empatide en uygun olan sen basamağıdır.
Altın kural! Kendine yapılmasını istemediğin şeyi başkasına yapma. Empatiyi anlatan bir şiirle yazımı sonlandırmak istiyorum hayatımızda empatinin hep var olmasını diliyorum.
Hangi gözde yaşın nasıl zor durduğunu,
Hangi yüreğin tarifsiz acılarla yoğrulduğunu,
Ve senin düşünmeye bile dayanamadığın hüzünlerin başkalarının hayatı olduğunu,
Nerden bileceksin?
Bu yüzden bilmeden yargılama dinlemeden sorgulama yaşamadan kınama.