Herkese merhaba...

 

Bu yazımda, 2016 Aile Yapısı Araştırması sonuçlarından damıttığım, evli bireylerin aile içerisinde yaşadığı problemlere ve boşanmış bireylerin boşanma nedenlerine dikkat çekmek istiyorum.

 

***

 

Öncelikle evlilerin aile içerisinde yaşadığı sorunlardan bahsedelim.

 

Aile içi sorunların ölçümü için evli bireylere, sunulan seçenekler arasından eşleriyle hangi konularda sorun yaşıyorlarsa onlara “evet” cevabı vermeleri istendi. Bu soruda birden fazla seçeneğe “evet” cevabı verme imkânı tanındı.

 

Anket sonuçlarına göre, kadınların eşleriyle yaşadığı sorunların başında gelirinin yeterli olmaması geliyor. Evli bayanların yüzde 7,3’ü bu seçeneğe evet cevabı vermiş. İkinci olarak kadınlar, ev ile ilgili sorumlulukların yerine getirilmesi (yüzde 7,1) noktasında eşlerinden şikâyetçiler.

 

Bunun yanında, sigara alışkanlığı (yüzde 6,7) ve ailecek birlikte yeterince vakit geçirmeme (yüzde 6,4) de kadınları rahatsız eden konular arasında yer alıyor.  

 

Erkekler ise en çok ev ile ilgili sorumlulukların yerine getirilmemesi (yüzde 4,6) ve ailecek birlikte vakit geçirmeme (yüzde 4,3) konularında eşleriyle sorun yaşıyor.

 

Sigara alışkanlığı (yüzde 3,7) da erkeklerin eşleriyle yaşadığı en önemli sorunların başında geliyor.

 

Erkekler ayrıca, çocuklarla ilgili sorumlulukların yerine getirilmemesi (yüzde 3,4) konusunda ve harcamalar (yüzde 3,3) konusunda eşleriyle karşı karşıya kalıyor.

 

Buradan şunu anlıyoruz:

 

Aile içi sorumluluklar, ailecek birlikte vakit geçirme, gelir ve harcama gibi konular eşler arasında yaşanan klasik sorunlar.

 

Burada dikkat çeken diğer bir husus, sigara alışkanlığının aile içerisinde önemli bir sorun olarak görülmesidir. Sigara sadece sağlığa ve cebe zarar vermiyor. İnsanın aile içindeki huzurunu da ciddi manada olumsuz etkiliyor.

 

Sigara tiryakilerinin bir an önce bu kötü alışkanlıktan kurtulmalarını dileyelim.

 

***

 

Şimdi de boşanmış kişilerin belirttikleri boşanma nedenlerine göz atalım:

 

Yine birden fazla boşanma nedeninin seçilebildiği bu soruda, hem kadınlar hem de erkekler için en önemli boşanma nedeni “Sorumsuz ve ilgisiz davranma” olmuş. Kadınların yüzde 61,5’i, erkeklerin ise yüzde 40,2’si bu seçeneği işaretlemiş.

 

Eşlerinin evin geçimini sağlayamaması (yüzde 42,6) hususu kadınların ikinci sıradaki boşanma nedenini oluşturuyor.

 

Kadınların diğer belli başlı boşanma nedenleri arasında dayak ve kötü muamele (yüzde 36,4), aldatma (yüzde 32,2), eşlerinin ailelerine karşı saygısız davranması (yüzde 24,6) ve içki (yüzde 23) bulunuyor.

 

Türkiye’deki her üç boşanmış kadından biri eşinden dayak veya kötü muameleye maruz kalmış.

 

Yine her üç boşanmış kadından biri eşi tarafından aldatılmış.

 

Ayrıca, dayak ve kötü muamelenin sebep olduğu boşanma oranı Bölgemizde yüzde 47,2 ile Türkiye ortalamasına (yüzde 36,4) göre çok daha yüksek.

 

Erkeklerin boşanma nedenleri arasında (Sorumsuz-ilgisiz davranma dışında), eşin ailesinin aile içi ilişkilere karışması (yüzde 24,5) ve eşlerin ailelerine karşı saygısız davranması (yüzde 24) gibi konular başı çekiyor.

 

Gerçekten evliliğin en önemli gıdası eşlerin birbirine olan sevgisi ve ilgisidir. Eşler, her şeyi bir yana bırakıp birbirlerine karşı ilgi göstermeyi ihmal etmemeli.

 

Ayrıca, şiddet ve kötü muamele gibi barbarca tutumların artık tarihe karışması gerekiyor. Savunmasız durumdaki kadınlara zarar vermek bizim ne kültürümüzde ne de inançlarımızda var.

 

Eşlerin ailelerinin aile içi sorunlara karışması ise bence özellikle evliliğin ilk yıllarında aile içinde yaşanan sorunları daha da işin içinden çıkılmaz hale getiriyor.

 

Evliliklerin yıkılmasına sebep oluyor.

 

Zaten boşanmaların yaklaşık yarısı evliliğin ilk beş yılı içerisinde gerçekleşiyor. İnsanlar, birbirlerini gerçekten dinleyemeden, birbirlerini gerçekten anlayamadan ve evlilik kurumunu öğrenemeden aileler yıkılıp gidiyor.

 

O nedenle,

 

Eşlerin birbirlerini anlamaya çalışmaları, birbirlerine nezaket göstermeleri, bazı sorunları zaman içerisinde çözme yoluna gitmeleri ve evliliğe biraz zaman tanımaları gerektiğini düşünüyorum.

 

Özer COŞĞUN yazdı...