SEÇİM

YSP Van Milletvekili adayları konuştu: Kentin sorunlarına yabancı değiliz!

Van’da seçim hareketliliği devam ederken, kentteki parti temsilcileri ve milletvekili adayları da sahada çalışmalarını sürdürüyor. Yeni kurulan Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol) de 14 Mayıs seçimlerinde yarışacak 8 kişilik milletvekili adayları ile birlikte çalışmaların startını verdi.

Abone Ol

ŞEHRİVAN HABER: ORHAN SAĞLAM- YUNUS YILMAZ
Cumhurbaşkanı Seçimi ve 28. Dönem Milletvekili Seçimine bir aydan az bir zaman kalırken, ülke genelinde olduğu gibi Van’da da adaylar sahaya inerek, çalışmalarını yürütüyor. Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol) Van il yönetimi kentte faaliyet yürüten yerel ve ulusal basın temsilcileriyle iftar yemeğinde bir araya geldi. Yeşil Sol teşkilatı, adayları ile birlikte seçimdeki yol haritalarını açıklayarak, seçim çalışmalarının startını verdi. Programa, Yeşil Sol Parti Van İl Sözcüsü Veysi Dilekçi, HDP Van İl Eş Başkanları Handan Karakoyun, Fikret Doğan, Yeşil Sol Parti Milletvekilleri Adayları Zülküf Uçar, Gülderen Varlı, Mahmut Dindar, Havin Kiye ve Taylan Ertaş katıldı.

YEŞİL SOL PARTİ VAN ADAYLARI BASINLA BİR ARAYA GELDİ

İftar yemeğinin açılış konuşmasını yapan Yeşil Sol Parti Van İl Eş Sözcüsü Veysi Dilekçi şunları kaydetti;  ‘‘Öncelikle hepinizin yakından takip ettiği son derece önemli bir sürecin içerisindeyiz. Ülkemiz çok zorlu bir seçim sürecinden geçiyor, hep birlikte yakından takip ediyoruz. Siyasi partiler bu anlamda bütün hazırlıklarını yaptı, bütün adaylar bu anlamda alanlarda çalışmalarını yapıyorlar. Elbette her siyasi partinin kendine göre iddiası vardır. Başarmak istediği kimi çalışmaları vardır ama en güçlü iddiası olan, Türkiye’deki demokrasi güçleriyle, birçok siyasal partiyle ve Kürdistani siyasal partilerle ittifakını gerçekleştirerek en büyük iddiayı ortaya koyan Yeşil Sol Partimiz var. Bu anlamda Türkiye’nin demokrasisi açısından da özgürlükleri açısından da hak ve hukuk açısından da en önemli pozisyonda bulunan yeşil sol partisidir.

“SİYASAL GELENEKTEN GELİYORUZ”

“Bu anlamda biz de bütün hazırlıklarımızı bu çerçevede tamamlayarak seçime hızlı bir şekilde başladık. Alanlarda çalışmalarımızı yürütüyoruz. Sizler de yakından takip ediyorsunuz, bu kentte de iddialı pozisyondayız. Biliyorsunuz Kürt siyasal hareketinin ve onun dostlarının uzun yıllardır hepten bu güne kadar yürüttüğü bir siyasal mücadele vardır. Her dönem bölgede ve Türkiye’de başarılı sonuçlar almış bir siyasal gelenekten geliyoruz. Bu vesile ile de bu akşam siz değerli basın emekçileriyle de buluşarak hem seçim beyannamemizi hem de adaylarımızı sizlere takdim etmek, anlamıyla bu buluşmayı gerçekleştirdik. Biliyorsunuz ülkemizde en önemli alanlardan bir tanesi basın yayın alanıdır. Özellikle uzun yıllardır basın emekçilerine yönelik çok yoğun baskı, sindirme ve sansürleme politikaları var.”

UÇAR: KENTİMİZİN SORUNLARINA YABANCI DEĞİLİZ

Van Milletvekili Adayı Av. Zülküf Uçar, kentin sorunlarına yabancı olmadıklarını ifade ederek, mecliste bu sorunları mecliste çözmeleri için mücadele edeceklerini söyledi. Uçar, “Hukukun paralelinde ekonomi geldiğimiz an itibariyle tamamen tükenmiş durumdadır. Bugün işsizlik had safhadadır. Kentimizin en büyük sorunlarından biri de işsizliktir. Bugün birçok gencimiz iş bulamadığı için, çalışmak için batı illerine giderek çalışmakta ancak bizler maalesef sürekli gençlerimizin vefat haberleriyle karşılaşmaktayız. Bu aslında yine hukuk devletinin bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır çünkü işsizlik de aslında olmayan hukuk devletinin sonucudur.”
 

VAN GÖLÜ’NÜ DE GÜNDEME ALDI

Bizler bu kentin sorunlarını da biliyoruz. Sorunlara yabancı değiliz. Her şeyden önce bizim tarihi mirasımız ve geleceğe bırakmamız gereken mirasımız olan Van Gölü hızla kirletilmektedir. Buna rağmen bunun önüne geçilmesi ve temel bir koruma çıkarılması gerekirken bildiğiniz üzere geçtiğimiz yıl Ağustos ayında eski adıyla 3. Derece olan bir sit alanı ilan edildi. Sürdürülebilir ve kontrollü kullanım alanı diye. Aslında o Van Gölü’nü koruma altına alan bir düzenleme, bakanlık kararnamesi değildi. O aslında Van Gölü’nü tamamen talana açma kararnamesiydi.

“ÇEVREYOLUNDA YAŞANAN SORUNLARIN FARKINDAYIZ”

“Bizler o dönem buna karşı dava açtık ancak bunun mücadelesini artık güçlü bir şekilde mecliste vereceğiz. Çevreyolunda da yaşanan sorunların farkındayız. Çevreyolunda bulunan vatandaşların mağduriyetinin de farkındayız. Bu kentte birçok sorunumuz var, en temel hak olan seçme ve seçilme hakkı kayyum atamalarıyla gasp edilmiş durumda. Bunun dışında yine iki belediyemiz kayyum ataması yöntemi dışında mazbata verilmeyerek sonradan gelen iki belediye başkanına mazbatanın verilmesi şeklinde bizim dilimizde hırsızlık olarak nitelendirilen bir şekilde başkanlık görevini yürütmekteler. Bizler bunu geçmiş dönemlerde de kabul etmedik, etmeyeceğiz. Kayyum atamaları sonrasında birçok arkadaşımız, yoldaşımız kıyıma uğradı, işlerinden çıkartıldı, açlığa ve sefalete mahkûm bırakıldı. Ekolojik ve kadın özgürlüğünü esas alan, kentimizin bütün sorunlarıyla ilgilenen ve halkın içinde olan, kentteki hiçbir vatandaşı yalnız bırakmayan bir anlayışla bu görevi layıkıyla yerine getirmeye çalışacağız.” İfadelerini kullandı.

“BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ DE TAMAMEN ORTADAN KALDIRILMIŞ DURUMDA”

Uçar, “Biz yeni dönemde Yeşil Sol Partimizin Van adayı olarak görevlendirildik. Sorumluluk yüklendiğinin farkındayız ve bu sorumluluğu da layıkıyla yerine getirebileceğimizden de kimsenin şüphe duymasını istemiyoruz. Biz elimizden geldiğince bütün mücadelemizi gerek yerelde gerekse de ülke çapında ve meclis çatısı altında yerine getirerek kentimizin ve ülkemizin sorunlarını sürekli gündemde tutarak çözüm bulunması için mücadele eden bir tarafta olacağız. Her şeyden önce aslında ben bir hukukçu olarak sözlerime her zaman hukuk devleti ile başlardım ama toplantının amacına uygun olarak basın özgürlüğünden başlamamız gerekir. Bu ülkede hukuk devletinin bitmiş olması doğrultusunda yine basın özgürlüğü de tamamen ortadan kaldırılmış durumda”

“HUKUK DEVLETİ VARDIR DİYEMEYİZ”

“Birçok arkadaşımız, yoldaşımız yapmış oldukları haberlerden dolayı cezaevlerinde tutsak durumda. Geçmiş dönemlerde birçoğunun yargılanmalarını takip ettik, katıldık. Emin olun bu ülkede bu sorunun çözümü her şeyden önce mevcut bu politikaları yürüten iktidarın değişimidir. Çünkü yine bizlerin ancak hukuk devleti olabilmesi halinde birçok sorunu aşarak yine aynı şekilde basın özgürlüğünü de temel bir güvence altına alarak ülkeyi feraha götürmemiz söz konusu olabilir. Evet, bugün ülkede artık bir hukuk devleti vardır diyemeyiz. Tamamen ortadan kaldırılmış durumdadır. Tek adam rejiminin var olduğu ve yönetimin de bu şekilde yürüdüğü bir süreçten geçiyoruz. Haliyle hukukun tamamen ortadan kaldırılmış olduğu bir ortamda ekonominin de, işsizliğin de, sosyal devletin de tamamen tükenmiş bir durumda olması da kaçınılmazdır. Dolayısıyla aslında yaşadığımız bu günler, en temel sorunumuz olan hukuk devletini, hukuka bağlılığı, hukuk ilkelerinin uygulanmamasının sonuçlarını ortaya koymaktadır.” Dedi.

VARLI: MÜCADELE HATTINDA BİR KADIN OLARAK VARIM

Van Milletvekili Adayı Gülderen Varlı, bir kadın olarak mücadele edeceğini açıklayıp; “Mücadele hattında olan bir kadın olarak bugün bu görevlendirmeyle birlikte 14 Mayıs’ın zaferle buluşması ile birlikte bana düşen sorumluluğu yerine getirmek için bugün buradayım. Van üzerinden sorunlarıyla birlikte çözüm getirme noktasında olabilecek arkadaşlardan bir tanesi de benim. Ben böyle söylemeyeceğim ve böyle bakmayacağım. Özelde hem Türkiye’de hem Kürdistan’da 21 yıldır hem kadınlara hem gençlere hem gazetecilere aslında toplumun birçok kesimine büyük zalimlikler yapan tek iktidarın 14 Mayıs’ta gönderme hedefinin olduğunu belirtmek istiyorum. Sizler de biliyorsunuz ki hem basına yansıyan hem de bizlerin de şahitlik yaptığı toplumda birçok kesimi, inançları birbirinden ayrıştıran tek adam rejimi 14 Mayıs’la birlikte bu ülkede demokrasinin, eşitliğin, adaletin sağlanması için mücadele hattının büyütülmesi ve bu mücadele hattında benim de bulunmam, güç ve destek vermem konusunda bugün görevlerimi yerine getireceğim.” Şeklinde konuştu

DİNDAR: HEDEFİMİZ SEKİZ MİLLETVEKİLİ ARKADAŞIMIZLA MECLİSE GİTMEK

Van Milletvekili Adayı Mahmut Dindar ise, “Hepimiz bu şehrin içinde kalan insanlarız. Bu şehrin nasıl bir yapıya sahip olduğunu biliyoruz. Genel anlamda bu çalışmalarda ilk olarak şunu söyleyebilirim; bu ülkenin esas meselesinden biri Kürt meselesi. Bütün sorunların temelinde yatan budur. Bu bir gerçekliktir. Bunu görmeden hiçbir şeyi yapmak, konuşmak mümkün değildir. Biz de bu sorunları çözmek için, sorunlara cevap olabilmek için arkadaşlarımızla, partimizle bu mücadeleyi yürütmek için bir yola çıktık. Van’da sekiz tane milletvekili adayı var. Hedefimiz bu sekiz milletvekili arkadaşımızla meclise gitmektir. Van giderek metropolleşen bir şehirdir, sorunları çoktur. Bu şehrin sorunlarını hep birlikte masaya yatıracağız, birlikte çözmeye çalışacağız.”

KİYE: ADAY OLMAMDAKİ EN BÜYÜK SEBEP ANADİL

Kürtçe’nin anayasal çerçevede garantiye alınmasını, Kürtçe Öğretmeni olarak sorunların en büyük sebeplerinden birinin anadil olduğunu belirten Van Milletvekili Adayı Havin Kiye, şunları söyledi. Kiye, “Benim aday olmamdaki en büyük sebeplerden biri tabi ki de anadil. Kürt dilinin üzerindeki yasağın artık temelli olarak kaldırılması ve anayasal güvencenin altına alınması. En büyük amacım bu çünkü bir gencim ve bir kadınım ve Kürtlerin üzerindeki problemlerin iki boyutlu olduğunu düşünüyorum. Anadil ile ilgili problemleri çözersek ikinci boyutu çözebileceğimizi düşünüyorum. Biz dilimizi anayasal çerçevede güvence altına alabilirsek, Kürtler adına birçok problemin Kürt Dili ve Edebiyatı Mezunu bir öğretmen olarak çözüleceğini düşünüyorum.”

ERTAŞ: ŞEHRİN SORUNLARINI HEP BİRLİKTE MASAYA YATIRACAĞIZ

Basın emekçilerinin Türkiye’deki mevcut sorunlarına değinen Van Milletvekili Adayı Av. Taylan Ertaş, “Sırf kendi işlerini yaptıkları için, halkı bilgilendirmek amacı güttüklerinden dolayı, halkın haber alma özgürlüğünü kısıtlamaya çalışan mevcut iktidara rağmen her türlü çabayı sarf eden tüm emekçi arkadaşlara teşekkür ediyorum. Yeşil Sol Parti, tüm ezilmiş halkların yanında olduğu gibi, sırf işlerini yapmakta olan basın mensubu arkadaşlar ve avukat arkadaşlar için de bir güvencedir. Ülkedeki ve yereldeki sorunların hepimiz farkındayız. Şu an geldiğimiz aşama artık sorunların çözülme aşamasıdır. Cumhuriyet tarihinden itibaren mevcut Kürt sorununu sizlere anlatmaya gerek yok. Cumhuriyet tarihinden itibaren derinleşen bu Kürt sorunu, Zilan Katliamı, Dersim Katliamı ve son olarak Roboski Katliamı’yla devam etti. Ülkede yaşanan tüm askeri darbelerden taraf olmamasına rağmen en çok öldürülen, en çok sürülen, hapse atılan, işinden edilen Kürt halkı oldu. 90’lı yıllara kadar devam ederken devletin üstün haliyle Kürtler üzerindeki bu politikasıyla Kürt toplumunun köylerinin yakılmasıyla, ilk partimiz DEP’in kapatılmasıyla devam etti. Hali hazırda son on yılı 90’lı yıllardan farklı ve bağımsız tutmak olmaz. Çünkü biz 90’larda yaşadığımızın daha fazlasını yaşadık. Hatta tüm ülkeyi daha kapsayıcı bir faşist iktidar boyutuyla biz bunları hissettik.’’