ŞEHRİVAN ÖZEL

FATMA NUR POLATCAN

SONER İZGİ

Son 20 yılda iklimi ve yağış düzeni bir anda değişen, su zengini kentler arasında gösterilirken bir anda kuraklığı üst seviyede yaşayan iller arasında yer almaya başlayan Van’da, iklim değişikliği kaynaklı sıkıntılar yaşanırken Mart ve Nisan ayındaki yağışlar, yüreklere de su serpti. Son birkaç yıldır kış sezonunu yağış anlamında verimsiz geçiren kentte son iki aydaki yağışlar barajlar ve su kaynakları için umut olurken geçtiğimiz günlerde yapılan açıklama ile Mart yağışlarında 21 yılın rekoru kırıldığı açıklandı.

MART VE NİSAN AYI VAN’A BEREKETLİ GELDİ

Her ne kadar ani yağışlar kentte su taşkınları, sel felaketleri yaşatsa da yağışlar kentin geleceği açısından umut oldu. Kentin kuraklığını, son dönemki yağışları ve gelecekteki su yönetimini Şehrivan aracılığı ile yorumlayan Van YYÜ Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, Van’daki son yağışların umut olduğunu fakat buna rağmen kuraklık tehlikesinin devam ettiğini belirterek kentin su yönetimi konusuna çok hassas olması gerektiğine çekti.

ALAEDDİNOĞLU: MART VE NİSAN AYINDAKİ YAĞIŞLAR VAN İÇİN ÇOK DEĞERLİ

Son 10 barajların yüzde 100 dolmadığı Van’da yağış rekorunun kırılması sevinçle karşılanırken, konuyla ilgili Şehrivan’a konuşan Van YYÜ Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, “Havzaya düşen her bir su damlasının kıymetini bilmek, suyu iyi yönetmek zorundayız” diyerek, küresel ısınma tehlikesinin hâlâ devam ettiğini ve suyun iyi yönetilmesi gerektiğini dile getirdi. Mart ayı yağışlarına dikkat çeken Alaeddinoğlu, “Son 30-35 yıldır havzadaki yağışların miktarı geçmişe göre azaldı. Yağış sürekli azalıyor. Sıcaklıklarda da ciddi bir artış var.”

Son Dakika: TÜPRAŞ rafinerisinde büyük patlama: Çok sayıda kişi yaralandı... Son Dakika: TÜPRAŞ rafinerisinde büyük patlama: Çok sayıda kişi yaralandı...

SU KUYULARI KENTİN SU KAYNAKLARI İLE İLGİLİ EN BÜYÜK TEHDİT!

“Bu ikisi beraberinde havzada önemli bir sorun olan su sorununu ve Van Gölü başta olmak üzere küçük göllerde alan kaybına neden oluyor. Mart ayı ile beraber çok yüksek düzeyde bir yağış kaydedilen havzada Nisan ayı ile beraber bu periyot devam etti. Bu da havza açısından çok anlamlı ve değerli. Son yıllarda yağışlardaki yetersizliğe bağlı olarak özellikle kırsalda hem içme hem kullanma hem de sulama suyunu karşılamak için çok ciddi bir sondaj çalışması gerçekleştirildi. İnsanlar suya ulaşmak için sondajlarla kuyular açmak suretiyle su ihtiyaçlarını gidermeye çalıştı. Bu da yeraltı su seviyesini olumsuz etkiledi” dedi.

“YAĞIŞLAR SU İHTİYACINI KARŞILADI”

Alaeddinoğlu, yağışların düşme şiddetinin makul seviyede olduğunu dile getirerek, “Son 2 aydır havzada kaydedilen yağış özellikle kırsaldaki alanın ihtiyaç duyduğu suyu büyük ölçüde karşıladı. Bu çok önemli bir gelişmedir. Yağışın düşme şiddetinin çok makul ölçülerdeydi. Taşkına veya akışa geçecek ölçüde değil daha çok toprağın emebileceği yoğunluktaydı. Bu da toprağa sızmak suretiyle toprağın ihtiyaç duyduğu suyu karşıladı. Bu sular yüksek kesimlerdeki gölleri besledi. Göller daha aşağı seviyelerde yer alan kaynak sularını besledi. Kaynak suları da akarsuları besleyerek hem barajlarındaki doluluk oranını arttırdı hem de fazla su göle ulaşmak suretiyle göl seviyesinde de iyileşmeye neden oldu” ifadelerini kullandı.

TARIM VE HAYVANCILIK İÇİN DE ÖNEMLİ

Alaeddinoğlu, yağışların neden faydalı olduğuna değinerek şunları söyledi: “Bu yağışlar birçok açıdan çok faydalıydı. Özellikle son yıllarda kırsalda insanların hayvanlarını sulamak için, tarımsal faaliyetleri gerçekleştirmek için verdikleri ciddi bir mücadele vardı. Bu mücadele büyük ölçüde kırsalda yaşayan insanların aleyhine gerçekleştiğinden insanlar göç etmek durumunda kaldı. Tarım ve hayvancılıkla uğraşan insanlar yaz aylarında ihtiyaç duydukları suyu karşılayamadıkları için ciddi bir göç hareketi başladı.”

YAĞIŞLARIN VAN GÖLÜ VE ERÇEK GÖLÜ’NE DE KATKISI OLACAK

2024 yılı itibarıyla havzanın ihtiyaç duyduğu suyun karşılandığını aktaran Alaeddinoğlu, “Bu su şu anlamda değerli. 2024 yılı itibarıyla havzanın ihtiyaç duyduğu su karşılanmış oldu. Kırsaldaki insanlar tarımsal faaliyetlerini gerçekleştirebilir çünkü toprağa sızan su yaz ayları boyunca kaynaklar aracılığıyla insanların kullanma, tarımsal ve içme suyunu karşılayacak. Tarım faaliyeti yapanların yaz aylarında ihtiyaç duyduğu su kaybı karşılanacak. Hayvancılıkla uğraşan insanların hayvanlarını sulama gibi bir sorunu olmayacak. Başta Van Gölü olmak üzere Erçek Gölü ve diğer irili ufaklı gölün seviyesinde pozitif anlamda bir katkı sunacak” diye konuştu.

ALAEDDİNOĞLU, KÜRESEL ISINMAYA KARŞI UYARDI

Küresel ısınma tehlikesinin devam ettiğini belirten Alaeddinoğlu şunları aktardı: “Ancak bir şeyi karıştırmamak lazım. İklim değişikliği dediğimiz şey ön görülerimizin büyük ölçüde ortadan kalkmasına neden oldu. Uzun yıllık veriler takip ederek havzada düşen yağışla doğru orantılı, yağışların düşme sıklığını hangi mevsimde ne kadar yağış düşeceğini biliyorduk. İklim değişikliği bizim öngörülerimizi büyük ölçüde ortadan kaldırdı. Bu yağışlar bu yıla özgü de olabilir. Dolayısıyla bunun daha sonrası gelmeyebilir. Bu yağışlar sadece Mart ve Nisan gerçekleşecek ama yaz aylarında yaşanacak şiddetli bir kuraklık beraberinde o düşen yağışların sulak alanlarda özellikle Van Gölü’nde şiddetli buharlaşmayla kayba da neden olabilir. Bu defa yılın sonu itibarıyla kazandığımız suyun bir kısmını kaybetmiş olacağız. Eğer toparlanma olursa 2024 yılı için sorunsuz, su ihtiyacının karşılandığı bir yıl olacak.”

“HAVZAYA DÜŞEN HER BİR SU DAMLASININ KIYMETİNİ BİLMEK, SUYU İYİ YÖNETMEK ZORUNDAYIZ”  

Alaeddinoğlu, suyun iyi yönetilmesi gerektiğini vurgulayarak sözlerini şöyle tamamladı: “Yağışlar arttı, sorunlar ortadan kalktı diyemeyiz. Dünya her geçen gün ısınıyor. Bizim havzamız yağışlı geçti ama dünya kurak geçti. Dünya daha sıcak geçti. Biz bundan kaçamayız. Küresel ısınmanın yaratacağı sıcaklıktaki artış havzayı etkilemeye devam eder. Yerel yöneticiler lütfen yağışlara aldanmasın. Bunlar pozitif gelişmeler ama asıl temel sorunumuz 2030-40-50 yıllarını karşılayacak su. Dolayısıyla biz geleceğe ilişkin havzada buharlaşmanın şiddetiyle beraber su kaybı yaşanacak. Suyu yönetebilecek argümanlar geliştirmemiz lazım. Havzanın ihtiyaç duyduğu suyun yönetilmesi lazım. Bu yıl düşen yağışlar anlamlı ama önümüzdeki yıllar belki hiç yağış almayacak. Çünkü öngöremiyoruz. Bugün yağışın fazlalığıyla mutlu oluyoruz ama yağış düşmediğinde üzülecek miyiz? Hayır. Havzaya düşen her bir su damlasının kıymetini bilmek, suyu iyi yönetmek zorundayız.”

Kaynak: ŞEHRİVAN HABER