GÜNCEL

Van’da kuraklıktan sonra şimdi de çölleşme yaşanıyor!

Abone Ol

ŞEHRİVAN HABER: ORHAN SAĞLAM-ŞABAN BEYAZSAÇ

Günümüzün en yıkıcı afetlerinden birisi olan kuraklık sorunu konuşulmaya devam ediyor. Dünyada ve Türkiye son dönemlerde, kuraklık koşullarında artış olduğu görülürken, Van son 5 yılda kuraklık ve çölleşme gibi tehlikelerden en fazla etkilenen illerin başında geliyor. Aşırı kuraklık seviyesine ulaşan kentte, çölleşme de başladı. Her geçen yıl çölleşme riskinin arttığı Türkiye’de çölleşme alanlarının oranı artarken, 2015 yılında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının hayata geçirdiği Türkiye Çölleşme Hassasiyet Haritası göre Van’da da orta ve yüksek riskli çölleşme yaşandığı görüldü. Konuyla ilgili Şehrivan’a açıklamalarda bulunan Van Çevre Derneği Yönetim Kurulu (ÇEVDER) Başkanı Ali Kalçık ise Van’da çölleşme sorunu daha ileri boyutta olduğunu söyledi.

ÖNCE KURAKLIK ŞİMDİ ÇÖLLEŞME

Van son yıllarda tarihin görmediği kadar büyük bir kuraklık tehlikesi ile karşı karşıya kalırken sadece birkaç yıl içerisinde büyük oranda su kaybı yaşanmaya başladı. İklim değişikliği ve kuraklık sürecinden sonra azalan yağış ve artan buharlaşma ile Van Gölü'nde son 26 yılda 61 milyon metreküp su yok oldu. Öte yandan kısa bir zaman dilimi içerisinde birçok göl ve baraj da yok olurken bu kayıpların oranı da her geçen gün artmaya başladı. Yeraltı sularının da ciddi manada azaldığı ve büyük su sorununun da gelecekte büyük bir tehlike arz ettiği kentte çölleşme de başlarken, kentin yaşadığı çölleşme süreci en önemli tehlikelerden birisi haline gelmeye başladı.

VAN ÇÖLLEŞME SORUNUYLA KARŞI KARŞIYA…

Türkiye Çölleşme Hassasiyet Haritasını yorumlayan ÇEVDER Başkanı Kalçık, “Bilim insanları bas bas bu sorunlar için bağırıyor ama biz sadece izliyoruz. Bu felaketin ayak seslerini duyuyoruz. Bu sorunla ilgili hiçbir önlem alınmıyor. Harita da ise Van’ın orta ve yüksek derece çölleşmenin yaşandığına çok inanmıyorum, masa başında yapılan çalışmalar ve kendi gözünüzle gördüğünüz olaylar birbirini tutmuyor. Van’da çölleşme sorunu daha ileri boyuttadır. Bunun içinde geç kalmadan derhal önlemlerin alınmasını lazım. Gökyüzünden yağmur indiremeyiz ama insan eliyle yapılan tahribatlara son verebiliriz. Fosil kaynak kullanımı artıyor ve doğa bundan ciddi zarar görüyor. Yerleşim alanlarımızı koruyoruz ama doğamızı korumaktan aciziz. Kendi ellerimizle doğamızı çölleşmeye terk ediyoruz. Biz gelecek için mezarlarımızı kazıyoruz.”

VANLI NEFES ALAMIYOR

İlimizde yeşil yok denilecek kadar az olmasından yakınan Kalçık, “Van’ın en büyük sorunlarından biri çevre temizliğinin az olmasıdır. Son zamanlarda artan nüfus nedeniyle yeni yerleşim yerinin açılması kentimizin yeşilliğinde yuttu. Bununla beraber gölün maviliğini de bitirdi. Doğanın bize bahşettiği olağan üstü olan gölü bırakmıştır. Gölün bu rengi yeşile bağlandığın da çoğu yerde olmayacak görüntü elde ediliyordu. Oksijenimizin yeşilde, ağaçta, ormanda alıyoruz. Bu maalesef ilimizin en büyük eksiklerinden. Oksijenin büyük bir bölümünü aldığımız sazlık alanları da yok ettik. Yapılan yanlış uygulamalar, tarıma açılan yanlış yerler, imara açılan yerler, yollara ayrılan yerler sazlık alanımızı yok etti.” Şeklinde konuştu.

“KENDİ ELİMİZLE DEĞERİMİZİ KAYBEDİYORUZ”

Oksijen alanlarımız yok olduğunu dile getiren Kalçık, “Bir insanın dünya üzerinde oksijen alabileceği alan 15 metre karedir. Bugün baktığımızda ilimizde bu rakam 1 metreye kadar inmiştir. İnsanların eliyle yok etiği oksijen alanlarının yanına birde ileri biyolojik alanlarda eklenmiştir. Bu ileri biyolojik tesisleri insanlar gibi yaşama alanları olan canlıların yaşam yerlerini, üreme alanlarını yok ediyor. Bu ilkelliği insan kendi eliyle yapıyor. Bunun hemen önüne geçilmesi için hemen çalışma başlatılmalı.” İfadelerini kullandı.

VAN’IN YEŞİLLİK SORUNU ÇÖLEŞMEYİ TETİKLİYOR

Yapılan bazı çalışmaların yanlış zamanda yapıldığını söyleyen Kalçık, “Son dönemlerde yapılan 11 Kasım da yapılan ağaç dikme etkinliği ilimiz için yanlış bir tarihtir. Kentimiz soğuk bir iklime sahiptir. Yapılan ağaç ekimleri korunması yapmalıyız. Bir ağacın maliyeti ne olursa olsun ekildikten sonra yeteri kadar sulanması, toprağının temizlenmesi gerekiyor. İlimizde soğuk bir iklim olduğu bunların kasım ayında sonra yapılması doğru değildir. Yapılan bu çalışmalar popülizm kazanmaktan başka bir şey değildir. Yapılacak olan çalışmaların bu denli zamansız yapılmamalı. Bu çalışmaların üzerinde araştırma yapılarak zamanın da yapılmalıdır. Çölleşmenin önüne bu şekilde geçilebilir.” Dedi

“FOSİL YAKITLARDAN VAZGEÇİLMELİ”

Varolan yeşili korumak ve atmosferi kirletmemek için elimizden geleni yapmalıyız diyen Kalçık sözlerini şöyle tamamladı: “İnsanımız Kömür kullanımıyla atmosferi fazlasıyla kirletiyor. Yeşili öldürmek içinde elinde geleni yapıyor. Bizim bölgemizde bir karakol yapımında bile tonlarca ağaç kesiliyor. Bunun önüne geçilmesi gerekiyor. Termik santraller çalışması için tonlarca ağaç yok ediliyor. Kuraklığın önüne geçilmesi için fosil yakıtlardan vazgeçeceğiz, insanlarımızı bunu için bilinçlendireceğiz”

“KURAKLIKTAN EN ÇOK ETKİLENEN BÖLGEYİZ”

Kuraklık startının yıllar önce verildiğini ifade eden Kalçık, “Bu sorun için tehlike çanları çalıyordu ama herkes bunu görmezden ve duymazdan geliyordu. 2018 yılında Birleşmiş Milletler İklim Formunda bunu soruna dikkat çekilmişti. Bilim insanları ise ‘eğer önlem alınmazsa dünyayı çok ciddi felaketlerin beklediğini’ söylemişlerdi. Sıcaklık derecesi 1 derecen 2 dereceye yaklaşmış durumda. Sıcaklık 2 derecenin üstüne çıktığı zaman dünyayı bir felaketin beklediğini ön görebiliyoruz. Çünkü buzulların giderek erimesine şahitlik ediyoruz ve bunun da ciddi bir sorun olduğunu görebiliyoruz. Buzul bölgelerinde buzullar gün geçtikçe erimeye devam ediyor. Dünyanın etkilendiği bir sorunla karşı karşıyayız. Ülkede de en çok etkilen bölgede yer alıyoruz.” Dedi.

“BATAKLIKLAR KURUYOR VE ÇÖLLEŞİYOR”

2021 yılında kuraklıkların ciddi boyutlara ulaştığını hatırlatan Kalçık, dere ve ırmaklarda suyun kalmadığını belirterek, “Bunun yanında 2021 yılının kış mevsiminde çok ciddi bir kar yağışı olmasına rağmen su kıtlığı yaşanmaktadır. Bu kıtlıkta en büyük değerlerimizden biri olan Van Gölü’nü de etkiledi. O tarihten bu yana göl giderek çekiliyor. Şuan bile yağışlara rağmen bu çekilme durmuyor. Kot farkından dolayı Erciş Çelibağ’da daha fazla bir çekilme söz konusudur. Buna bağlı olarak da göçmen kuşların ve diğer birçok canlının yaşam alanı da yok oluyor. Kuraklık felaketi bizi çölleşmeye doğru götürüyor. Bataklıklar kuruyor ve çölleşiyor.”

EKOSİSTEM İÇİN TEHLİKE ÇANLARI ÇALIYOR…

Kuraklık sorunundan dolayı ekimin yapılmadığını söyleyen Kalçık, şunları kaydetti: “İnsanlarımız artık tarlada ekimi yapacak koşullar oluşturamıyorlar. Ekokırım dediğimiz olayları yaşıyoruz. Buradan da anlıyoruz ki su hayattır ve suyumuz bittiği için hayatımızda bitiyor. Doğamız insan eliyle kirletiliyor. Biz ne ekersek onu biçeriz, ne yazık ki doğamıza, suyumuza ve toprağımıza sahip çıkmadığımız için bugün bu sorunları konuşuyoruz ve ileri ki zamanlarda ise bizi daha ciddi sorunların beklediğini biliyoruz. Tehlike çanlarımız çalsa da hiçbir yetkilinin umurunda olmaması da çok acı bir olaydır. Eskiden de göl çekiliyordu diyebilirler ama eskiden bu kadar buharlaşmanın olmadığını da bilmekte fayda var. İçme su kaynaklarımızı da gün geçtikçe tüketiyoruz. Sorun çok büyük ve buna derhal bir el atılması lazım.”