Canavar efsanesiyle sık sık gündeme gelen Türkiye’nin en büyük gölü Van Gölü’nde canavar değil ‘servet’ yattığı ortaya çıktı. Yıllardır gölün altında ciddi bir uranyum rezervi olduğu iddiası konuşulan fakat bilimsel verilere yansımayan bu zenginlik önemli bir çalışmaya konu oldu. 2011 yılında yapılan bir araştırmada Van Gölü’nde uranyum elementinin bulunduğunu ortaya çıkarken, Fırat Üniversitesi (FÜ) Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Yaman bu çalışmaya imza atan isim oldu.
2008’DE KEŞFEDİLDİ, DEVAMI GELMEDİ
Yaman, 2008 yılında Van Gölü’ndeki kirliliği araştırmak için laboratuvarda analiz yaparken göldeki yüksek uranyum oranını keşfeden Yaman, konuyla ilgili bir makale de hazırladı. Bu çalışmaya rağmen yıllar içinde bu kaynakla ilgili bir adım atılmazken, yıllar sonra bir kez daha gündeme gelen konuyla ilgili konuşan Yaman, Van Gölü’nde çözünmüş halde 50 bin ton civarında uranyum bulunduğunu ve tarihsel süreçte bunun artacağını açıkladı. Şehrivan da yıllardır hayata geçirilmeyi bekleyen projeyi raftan indirip detayları derledi.
VAN GÖLÜ YILLAR ÖNCE URANYUM ZENGİNİ ÇIKTI
Fırat Üniversitesi (FÜ) Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Yaman, 2008 yılında Van Gölü’ndeki kirliliği araştırmak için laboratuvarda analiz yaparken yüksek oranda uranyum tespit etti. Prof. Dr. Yaman bunu gölde uranyum tespit ettikten sonra çalışmalarını 3 yıl boyunca sessizce yürüttü. Yaman, çalışmalarının sonuçlarını dünyaca kabul gören ‘International Journal of Pure and Applied Chemistry (IJPAK)’ dergisinde yayınlayarak bunu güvenceye aldı. Yaman’ın çalışmasına İstanbul Teknik Üniversitesi’nden de destek geldi. TÜBİTAK’tan da araştırma desteği istendi.
AKADEMİSYEN YAMAN GÖLDE KİRLİLİK ARARKEN 7.5 MİLYAR DOLARLIK URANYUM BULDU
2011 yılında Elazığ Fırat Üniversitesi’nden Kimyager Prof. Dr. Mehmet Yaman’ın ‘International Journal of Pure and Applied Chemistry (IJPAK)’ dergisinde, Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölü’nde yüksek oranda uranyum olduğuna ilişkin bir makalesi yayınlandı. Prof. Dr. Yaman ve ekibi 3 boyunca Doğu Anadolu’daki tüm göl ve akarsuları tahlil ettikten sonra Dicle ve Fırat’ta litrede 1 mikrogramdan az, Van Gölü’nde ise litrede ortalama 76 mikrogram uranyum bulundu.
VAN GÖLÜ’NDE SERVET YATIYOR: TAM 50 BİN TON!
Van Gölü'ndeki kirliliği araştırmak için yaptıkları araştırmalarda göl suyunda yüksek oranda çözünmüş halde uranyuma rastladıklarını belirten Prof. Dr. Mehmet Yaman, Türkiye'nin 2023 hedefinde Van Gölü'ndeki uranyumun kilit rol alabileceğini ifade ediyor. Yaptıkları hesaplamalarda Van Gölü suyunda çözünmüş halde 50 bin ton civarında uranyum bulunduğunu ve gölden uranyum çekildikçe göl tabanındaki uranyumun çözülmeye devam etmesi ile bu miktarın daha da artacağını söyleyen Yaman, bunun ülkeye büyük bir ekonomik girdi sağlayacağını dile getiriyor.
YAMAN: VAN GÖLÜ'NDEKİ URANYUM ALLAH'IN TÜRKİYE'YE BİR LÜTFU
Prof. Dr. Yaman, Van Gölü suyunun sodalı olması bakımından çözünmüş halde bulanan uranyumu elde etme işlemlerinin diğer kaynaklara göre daha avantajlı, ekonomik ve çevre dostu olduğunu vurgulayarak, şöyle anlattı: “Van Gölü'ndeki uranyumun zenginleştirme aşamasında çevreye tonlarca radyoaktif maddenin atılması söz konusu değildir. Ayrıca Van Gölü'ndeki uranyumu kullanmamız halinde bitmemekte, su tekrar dengeye varıncaya kadar gölün tabanındaki uranyum cevherlerinden uranyum çözülmeye devam edecektir. Dolayısıyla bitmez bir kaynak gibi. Van Gölü'ndeki uranyum Allah'ın Türkiye'ye bir lütfudur. Allah'ın bu lütfuna karşın, bu uranyumu nükleer santrallerde kullanarak elde edeceğimiz enerjiyle kimya sanayi gibi büyük sanayi kuruluşlarının kurulmasını sağlamakla müreffeh bir ülke elde etmemiz mümkündür.”
“URANYUM ENSTİTÜSÜ KURULMALI”
Türkiye'nin doğalgaz, petrol ve kömür gibi enerji kaynakları açısından dışa bağımlı bir ülke konumunda iken, ülkenin enerji sektörüne bakış açısını yeniden şekillendirecek bir alternatif olan nükleer santraller ve Van Gölü suyundaki uranyumun zenginleştirilmesi konusundaki çalışmaların teşvik edilmesi gerektiğini dile getiren Yaman, şunları kaydetti: “Bu konuda Türkiye'deki Ar-Ge kuruluşları arasında başı çeken TÜBİTAK ve Devlet Planlama Teşkilatı gibi kurumların araştırmalarında Van Gölü'nü öncelikli alan olarak seçmesi gerekir. Hatta Türkiye'de Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü gibi uranyum enstitüsünün kurulması da büyük önem taşımaktadır.” Prof. Dr. Mehmet Yaman, Van Gölü'ndeki uranyumun zenginleştirilmesi için yetkili kuruluşlara projeler sunduklarını ancak kabul edilme aşamasının sonuçlanmadığını da vurguladı.