Yazımın başlığının bir haber başlığı gibi olduğunun farkındayım. Ama okuduğunuzda sizin de “orada bilmediğimiz neler oluyormuş?” diyeceğinize eminim.
Geçenlerde gazeteden tanıdığımız bir arkadaşımızla sohbet ediyorduk. Konuyu bile isteye Van Emniyet Müdürlüğü’ ne getirdi ve sohbet arasında onu çok etkileyen bir hadiseden söz etti. Bu hadiseyi elinden geldikçe herkesle paylaşmaya ve Van Polisinin marifetini dillendirmek için uğraşacağına ahdettiğini söyledi. Ve benim olayı yazıma taşımamı istedi. “Sen, neden yazmıyorsun?” diye sordum. Cevabı makuldü, onu da sonda yazacağım. Gelelim arkadaşımın dilinden malum hadiseye:
“Yaklaşık 10 gün önce şehrin en işlek noktalarından birinde birkaç arkadaşla ilerliyorduk. Az ileride bir TOMA bekliyordu. TOMA’nın önünde duran iki polisten biri park etmeye çalışan başka bir polis aracına yönlendirme yaparken, diğeri de kenarda bekliyordu. O esnada kenarda bekleyen polise yaklaşan bir genç, polisin tabancasına dokundu ve geçti. O arada polis sitemli bir şekilde ne yaptığını sorarak silaha dokunmaması gerektiğini söyledi. Bu ses yükselmesiyle aracı yönlendirmeye çalışan diğer polis memuru, öfkeli bir şekilde silaha dokunan gencin üzerine doğru yürüdü. Tam o anda gence baktım, her halinden bir rahatsızlığının olduğu belliydi. Ama gerilen polis memuru durumun farkına varmamıştı. Genci yakasından tuttu ve bağırdı. Gencin çok korktuğu belliydi ve ne yaptığının o da farkında değildi. Etrafta biriken kalabalık olayı anlamaya çalışıyordu. Yanımdaki arkadaşım polise doğru yaklaştı ve gencin meczup olabileceğini söyledi. Polis kardeşimiz de hem ilk anki duygusallığını atlatmış hem de kalabalığın olayın gereksiz uzadığını ifade eden bakışları ile sakinleşir gibi oldu. Genç, oradan söylenerek uzaklaşırken, kalabalık da hızlıca dağıldı. Ve biz de oradan ayrıldık. Garip bir anlaşılmazlık vardı zihnimizde. O olay hiç yaşanmayabilirdi de. Ama polis, silahına dokundurtamazdı da. O ikilem arasında dayanamadım ve Emniyet Müdürümüz Atanur AYDIN’a ulaşarak olayı mesaj ile anlattım. Müdürden yanıt olarak sadece mesajı gördüğüne dair bir “emoji” aldım. Müdür Beyle ilgili izlenimlerim çok olumluydu, müthiş bir saygı duyuyordum. Onaylama anlamındaki mesajı bile benim için yeterliydi. Müdür Beyin ne yapacağını düşündüm ve aklıma ilgili şube müdürüne mesajımı göndereceğini, onların beni arayacağını ve ilgili personele söylenmesi gereken söylenip, konunun kapanacağını düşünüyordum. Ama akşam oldu ve hiçbir şube müdürü tarafından aranmadım. Vakit biraz daha geçmişti ki Atanur Beyden arka arkaya mesajlar aldım. Müdür Bey mesajında; “Kardeşim, çocuğu bulduk ailesini ziyaret ettik. Ailenin durumları da çok kötü bunu da öğrendik. Teşekkür ederim duyarlılığın için, Allah razı olsun… Gerek tedavisinde gerekse ailesine destek olacağız.” diye yazmış ve ziyarete dair fotoğraflar ile ziyareti yapan emniyet personelinin konuyla ilgili rapor mahiyetindeki bilgilerin bazılarını paylaşmıştı. Paylaştıklarının arasında rahatsız olduğunu düşündüğümüz genç kardeşimizin fotoğrafı ve aile ile ilgili bilgiler de vardı. Çok mutlu oldum, her şerden bir hayır düsturuna binaen, bu şerrin hayrının da bu olduğuna inandım. Atanur Müdüre konuyu kamuoyuyla paylaşmak istediğimi söyleyince aradı ve personelinin ilgili eve gittiğini, takdir edilecek birileri varsa, onların Van Emniyet personeli olduğunu söyledi ve kendisini değil personelini öne çıkarmamı rica etti. Elbette giden, ziyaret eden, ilgilenen emniyet personeline gönülden teşekkürler, ama Atanur Müdüre de maşallah. Atanur müdür ısrarla isminin zikredilmesini istemedi. Ama ben en son onun da izniyle bu şekilde yayınlayacağımı söyledim ve böyle bir durum bilinsin istedim.”
Arkadaşımın anlattıkları da beni mutlu etmiş, gururlandırmıştı. Aslında düşününce böyle şefkat içeren durumların çok da olağanüstü olmadığına kanaat getirdim. Ya da can sıkıcılarının olmaması gerektiğine…
Arkadaşıma yazıyı onun neden yazmadığını sorunca da, “Müdür Bey ısrarla başarının ona değil personeline ait olduğunu söylemişken, ben de gururlanıp vesile oldum; ben yaptım demeyeceğim” dedi. Bu olayı siz de anlatın; Van Emniyetinde çok güzel şeyler oluyor…