ŞEHRİVAN HABER: FATMA NUR POLATCAN-ZENÜN YEŞİL
Doğal ve kültürel ekoturizm potansiyeli yüksek olan Van’da bu rotada yer almaya yönelik çalışmalar yapılmazken konunun uzmanları Van’ın ekoturizm potansiyelini ve kentin bu rotalarda yer alması için yapılması gerekenleri Şehrivan aracılığı ile anlattı.
Tarım ve Orman Bakanlığı Türkiye genelinde ekoturizm alanları belirlemeye devam ederken belirlenen rotalar genişletilmeye devam ediyor. Birçok ilin turizm sürecine dahil edildiği rotalara yeni eklemeler ile il sayısı 26 oldu. Ekoturizme uygun olduğu düşünülen Van’ın bu anlamdaki potansiyeline rağmen sürece dahil edilmemesi şaşkınlık yaratırken konuyla ilgili Şehrivan’ın görüştüğü akademisyenler kentin ekoturizme uygun illerden birisi olduğunu vurgularken Van YYÜ Turizm Fakültesi Turizm İşletmeciliği Bölümü’nden Doç. Dr. Emine Cihangir, “Van Gölü havzası, ekoturizme yönelik olarak önemli potansiyeli olmasına rağmen, doğa temeli turizmin orman varlıkları bakımından fakir olması nedeniyle ekoturizm rotaları anlamında bu listeye eklenebilmesi için önemli bir çaba gerekmektedir.” diyerek kentin eksik kalan tarafına da vurgu yaptı.
VAN’IN ROTADA OLMAMASINA İŞİN UZMANLARI NE DİYOR?
Türkiye’de son yıllarda Tarım ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü (OGM) tarafından vatandaşın sosyal, ekonomik, kültürel ve ruhsal ihtiyaçlarının devamlı karşılanması ve ormanların nesilden nesle aktarılması amacıyla çeşitli tedbirler hayata geçiriliyor. Bu kapsamda ülkenin orman kaynaklarından kaliteli ve verimli şekilde faydalanması için 2021’de “Ekoturizm Eylem Planı” devreye alındı. İlk defa 2017-2020 döneminde devreye alınan plan kapsamında 26 ekoturizm rotası halkın hizmetine sunuldu. 2021-2025 dönemini kapsayan eylem planı çerçevesinde ise 110 ekoturizm rotasının devreye alınması hedeflendi. Bu yıl 26 ekoturizm alanı daha hizmete sunulurken, bu illerin arasında Van yer almıyor. Özellikle Van Gölü Havzasında bu turizm çeşidine yönelik önemli çalışmalarına imkan varken, Van YYÜ Turizm Fakültesi Turizm İşletmeciliği Bölümü’nden Doç. Dr. Emine Cihangir ile Van YYÜ Denizcilik Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Mehmet Şeremet, Van’ın ekoturizm potansiyelini Şehrivan’a açıkladı.
CİHANGİR: VAN GÖLÜ HAVZASI EKOTURİZM ALANLARI POTANSİYELİNİ TAŞIYOR AMA…
Van YYÜ Turizm Fakültesi Turizm İşletmeciliği Bölümü’nden Doç. Dr. Emine Cihangir, Van’ın ekoturizm potansiyelini aktararak, “Van özelinde bakıldığında, ilin en önemli dezavantajlardan bir tanesinin orman varlığının azlığı ve mevcut orman alanlarının ise niteliğinin düşük olmasıdır. Bu durum, OGM tarafından ilan edilebilecek potansiyel ekoturizm rotalarının mevcudiyetini etkileyen önemli bir kriterdir. Bu nedenle, şu ana kadar ilan edilen sahaların daha çok Doğu Karadeniz, Marmara ve Batı Karadeniz bölgelerinden seçilmiş olması tesadüfü bir durum değildir. Milli Parklar Genel Müdürlüğü ve OGM’nün koruma alanlarının havza içerisinde yer almaması Van için önemli bir dezavantajdır. Buna rağmen, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından ilan edilen birçok doğal ve kültürel sit alanların mevcudiyeti ise Van ve Van Gölü Havzası’nın ekoturizm alanları potansiyeli taşıdığını göstermektedir” diye konuştu.
VAN, DOĞA TEMELLİ BİR PLANLAMAYA UYGUN BİR KENT
Cihangir, Van Gölü Havzası’nda ekoturizm potansiyeli taşıyan alanların bulunduğunu belirterek şunları aktardı: “Van Gölü havzasında, Van ili ve yakın çevresinde doğa-temelli, kültür-temelli ve eko-köy potansiyeli taşıyan alanlar mevcuttur. Bu alanların bulunduğu alanların birçoğu koruma bölgesinde yer almaktadır. Bu anlamda, ekoturizmin genel olarak korunan alanlarda (milli parklar vb. gibi, ormanlar gibi alanlarda) gerçekleştiği düşünülürse Van İli bu potansiyele sahiptir. Doğa temelli turizm için yapılabilecek faaliyetlerin başında doğa yürüyüşleri, tırmanış, doğa gezileri, rafting, kampçılık, ekolojik tarım üretimi (bal ve otlu peynir), dalış, kuş ve kelebek gözlemciliği yer almaktadır. Kültürel aktivitelere yönelik olarak ise yaylacılık, peynir üretimi, bal üretimi, göçer kültürünün deneyimlenmesi, savat sanatının öğrenilmesi, taş isçiliği, baston üretimi, kilim üretimi, faaliyetleri gerçekleştirilebilir. Bununla birlikte, Van Gölü Havzası’nda bulunan bazı köylerin sahip olduğu doğal ve kültürel potansiyellerle birlikte eko-köy temelli ekoturizm potansiyeli de sunmaktadır.”
“POTANSİYELE RAĞMEN VAN’IN ÇOK ÇABA SARFETMESİ GEREKİYOR”
Cihangir, Van’ın ekoturizm rotasına eklenmesi için çaba sarf edilmesi gerektiğini aktararak, “Van Gölü havzası, ekoturizme yönelik olarak önemli potansiyeli olmasına rağmen, doğa temeli turizmin orman varlıkları bakımından fakir olması nedeniyle ekoturizm rotaları anlamında bu listeye eklenebilmesi için önemli bir çaba gerekmektedir. Buna rağmen, ekoturizme yönelik bir mekânsal planlama sürecine dahil edilmesi durumunda, özellikle sit alanlarının (çoğunlukla sulak alanları şeklinde) varlığı, Van’da turizmin kitle turizmi odağından çıkarak Van Gölü’nün ve diğer doğal değerlerinin korunmasına ve sürdürülebilir kullanılmasına önemli bir katkı sunabilecektir.”
VAN O ROTADA YER ALMAK İÇİN NELER YAPMALI?
Van’ın gelecekte ekoturizm rotası olarak ilan edilebilmesinde yerelde kurum ve kuruluşlarla işbirliği ile koordinasyonların artırılması gerektiğini belirten Cihangir sözlerini şöyle tamamladı: “Sonuç olarak, korunan alanların yönetimindeki kurumsal çeşitlilik ve farklılaşma ekoturizm alanlarının seçilmesinde ve ekoturizm faaliyetlerinin yürütülmesinde farklılıklar oluşturabilmektedir. Orman varlığının yeterli düzeyde olmaması ve potansiyel ekoturizm alanlarının ise yoğun yapılaşma baskısı altında olması önemli bir sorundur. Özellikle Van Gölü kıyılarının ikincil konut yapılaşması baskısı altında olduğu görülmektedir. Van Gölü havzasındaki korunan alanların kontrolünün Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı uhdesinde olması ekoturizm rotaları ve alanlarının belirlendiği 2021-2025 Ekoturizm Eylem planının ise OGM uhdesinde olması nedeniyle ilan edilen rotalar içerisinde yer almadığımız görülmektedir. Bu bağlamda Van’ın gelecekte ekoturizm rotası olarak ilan edilebilmesinde yerelde kurum ve kuruluşlarla iş birliği ile koordinasyonların artırılması, ekoturizm alanı olarak potansiyel taşıyan sahaların korunma statülerinin artırılması ve bu alanlarda orman varlığının artırılması, şehrin turizmde markalaşması ve istenilen düzeye gelebilmesi için bütüncül bir yaklaşım içeren destinasyon yönetimi modeline geçilmesi önemlidir.”