Taşı temizlediğinde, insana kalbine benzeyen ilginç bir taş olduğunu ve yapısıyla bozulmamış bir göktaşı olabileceğini düşündü.
Yazıcıoğlu, “Şantiyemizde su kanalı çalışmaları yaparken, kepçe kullanırken enteresan bir taş fark ettik. Bu taşın tam bir kalbe benzeyen bir şekli vardı ve bizi oldukça meraklandırdı. Doğal mı yoksa yapay mı olduğunu anlamak için inceleme fırsatı bulduk ve uzmanlardan görüş aldık. Mıknatıs testi sonucunda, taşın damar kısımlarında mıknatısın tuttuğunu gözlemledik. Uzmanlar, taşın dökülmüş sıcak demire benzer insan kalbiyle aynı olduğunu belirttiler.” dedi.
Yazıcıoğlu, uzmanların taşın detaylı incelemesi gerektiğini, kesilmemesi gerektiğini belirterek özel görüntülenme yöntemleriyle uluslararası destekle yapılması gerektiğini vurgulayarak, “Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr Nafiz Maden’in konuyla ilgili açıklamalarına başvurduk. Maden, yaptığı açıklamada taşın yapısının kıymetli olabileceğini ve kesilmemesi gerektiğini belirterek, ileri tetkik ve inceleme için özel görüntüleme yöntemlerinin yapılması gerekliliğini önemle vurguladı.
Ayrıca, Maden, taşın göktaşı yada fosil olma ihtimaline işaret ederek, bölgenin madenler açısından geçmişe yönelik önemli bir keşif olabileceğini ifade etti.” diye konuştu.
Yazıcıoğlu ve uzmanlar, taşın incelenmesi için devletten ve ilgili uzmanlardan destek beklediklerini belirtirken, taşın formunun korunması ve içeriğinin ortaya çıkarılması sürecinin hassasiyet gerektirdiğini kaydettiler.