Malumdur özel hayatımızın her zaman gizli kalmadığı. Meslek yaşamımın en verimli yıllarındayken arka sıralardan biri söz isteyip ‘’ Hocam hiç aşık oldunuz mu?’’ diye sormuştu.
O yaş grubunun bu özel kelimeden ne anladıklarını merak ederek soruya soruyla cevap verdim: “Siz aşktan ne anlıyorsunuz, aşk nedir? ‘’ Söz alarak herkes tecrübeleri (!) doğrultusunda dizi film repliklerini andıran cevaplar vermişti. Bir şeyler yapmam ve aşk’ı anlatmam gerektiğini bir an kendime emir telakki ettim. Ve onlara şöyle dedim:
Aşk, üç harften daha fazlasıdır. Özlemdir, vuslattır, arzulamak, senin olduğunu zannedip ardından koşmaktır. Ulaşamamak her defasında doğrulup yine ona yürümektir.
Kıyamamaktır, dokunmadan sevmek, iç çekmek, eriyip bitmektir. Üç harften daha fazlasıdır aşk, her an düşünmek, her an yanında olmayı istemek, onda var olup onda yitmektir. Dünyayı yedi güzel renge boyamaktır aşk.
Aşk , bir çoban çiçeğinde “onun’’ kokusunu duymaktır, onunla susamak, onunla acıkmak, onun gezdiği caddelerde onun ayak izinden yürümektir. Üç harf ve tek heceden çok ötesidir aşk…
Aşk onda Allah’ı görüp şükretmektir. Aşk yanıp kavrulmaktır.
Herkes tık nefes söylediklerimi dinliyor devamında bir şeyler daha söylememi istercesine yüzüme bakıyordu.
Gözlerimi pencereye çevirip tüm sınıfa sordum:
-SİZ HİÇ PERVANE BÖCEĞİ GÖRDÜNÜZ MÜ?
Öğrencilerimin ne alakası var şimdi bunun aşkla? dediklerini bakışlarından anlayabilmiştim.
Devam ettim:
Pervane böceği bir tür kanatlı böcektir. Gözleri çok küçük olan bu böcek özellikle geceleri etrafını iyi göremez. Gündüzleri de karanlık yerlerde dolaşmasının sebebi budur. Geceleyin aydınlık cisimleri arar bulur. Bir mum bulunca cezbe kapılır ve etrafında dönmeye başlar..
Gecenin karanlığındaki tek aydınlık olan mum, bizim pervanemiz için adeta sevgilinin yüzü gibidir. Pervane küçük gözlerini mumdan alamaz. Döndükçe döner , her bir turda daha da aşık olur muma. Farkında olmadan yarıçapı azalan daireler çizerek mumun etrafında gider gelir. Pervane böceği aşık olduğu muma yaklaştığını zannedip onun olacağını sanarken mumun sıcaklığı önce pervaneyi kızartır sonra ise yakar. İşte bu olay aşkta yanış ve kayboluştur. Aşkına pervane olmak ya da peşinde pervane olmak deyimlerinin burdan geldiğini anlamışsınızdır sanırım.
Şimdi siz söyleyin bakalım: Kim aşkına pervane?
……
DÜNYANIN YEDİ HARİKASI
Dünyanın yedi harikası var diyorlar.
Diyorlar da
Yanlış biliyorlar.
Say deseler
Ezbere sayarım hepsini.
Gözleri,
Elleri,
Saçları,
Kaşları,
Dişleri,
Alnı,
Burnu.
ŞİRK
Gözlerin…
Koca elmacık kemiklerine köprüdür
Ellerin…
Soğuk bedenime yorgan
Saçın
Yüreğimi bağladığın kementtir.
Nefesin
Baharın müjdecisi.
Sözlerinse
Fukaranın bir tas yemeği.
…
Ödüm kopar şimdi
Benim gördüğümü sende görecekler diye.
Sen dahi görsen benim gözümden seni
Ya şirk koşarsın yaradana
Ya da sebebi olursun kuluna…
UÇURUM
Saçları belindeydi
Geceden kara
Toplamasaydı saçlarını
Düşerdim uçurumlardan
Yüreği elindeydi.
Tuttum elini sıcacıktı.
Ya gözleri…
Gözlerini hiç sormayın isterseniz.
Bir baktı ki yüzüme,
Sanki
Beni oracıkta
Boğacaktı…